Sözen, yemek sonrasında yaptığı konuşmada, bu iftara Ankara'dan çok büyük bir hevesle geldiğini söyledi. Sözen, ''Daha önce işlerimden dolayı bu iftar yemeklerine katılamamıştım, ama bugün görüyorum ki katılamamam büyük bir eksiklikmiş benim için. Hem küçük bir Kuzguncuklu olarak, hem de büyümüş olgunlaşmış bir siyasi bayan olarak bunu daha iyi anlıyorum. Çünkü çocukken bu Sinagogun önünden geçerken, bu kapıyı gördüğümde, hep dikkatle bu kapıya bakardım ve kendi kendime sorular sorardım. Çünkü bu kapının üstünden görünen güzel çiçekler vardı. O çiçekler buranın için de çok güzel şeyler olduğuna dair bir ipucu veriyordu'' dedi.
Kuzguncuk Sinagogunun bahçesini ''Tanrı evi'' olarak nitelendiren Sözen, ''Hakikaten çocukluğumuzda biz ne hissediyorsak, demek ki doğruymuş. Kuzguncuk böyle bir tasavvur ve hayal yeri. O yüzden burada doğanlar, büyüyenler belki biraz farklı olacak, büyüklenme olarak algılanmasın ama dünyaya dair, dinlere dair çok daha farklı bir hayal dünyasına da sahiptirler'' diye konuştu.
''Bu bahçede bugün inşallah, insanlık adına, barış adına, dostluk adına, doğduğumuz büyüdüğümüz yerleri yeniden inşa etme adına ve insanlığa sunma adına dualarımız kabul olacak diyorum'' diyen Sözen, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ben burada farklı dinlerle, kültürlerle olmaktan dolayı Allah'a hamd ediyorum ki şanslı bir insanım. Çünkü bu büyük medeniyet ancak böyle ortamlarla çok daha rahat ve kolay kavranabiliyor. Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu Ramazan ayı boyunca kullanmış olduğu bir amblem var; paylaşmak güzeldir. İnsan hakikaten paylaştıkça güzelliklerin çok daha önemli olduğunu anlıyor.''
Dinlerin birbirine karşı hoşgörüden ve karşılıklı diyalogdan çok gönüllerde bir olduğunu vurgulayan Sözen, ''Osmanlıca'da bir kelime vardır, 'Temasuh' diye ifade edilir. Bu aynı zamanda gönlümüzün de beraber olduğunu, manevi iklimimizin de beraber olduğunu bir şekilde belirler. O yüzden dar kelimelerle çok daha geniş gönüllerimizi ifade edebiliriz'' şeklinde konuştu.
Hahambaşı vekili Rav Yeuda Adoni da Kuzguncuk'ta aynı muhitte cami, sinagog ve kilisenin aynı yerde bulunduğunu söyledi.
Bu bölgeyi ''Allah'ın evi'' olarak nitelendiren Adoni, ''Yıllar yılı bu muhitte, ezan sesi, çan sesi, hazan sesi birlikte duyulmuştur. Bu gece güzel bir mübarek Ramazan ayının güzel bir gecesini kutlamaktayız. Bu gece burada oruç açtık. Allah Müslüman kardeşlerimizin açtığı oruçlarını kabul etsin'' dedi.
Ramazan ayında Müslümanların sahura kalktığını söyleyen Adoni, ''Biz de gece Silihot dediğimiz Allah'tan özür dileme dualarını bir ay süresince yapıyoruz. Yani Allah iki dinin dualarını bir arada kabul edecek. Hazreti Davut da dualarını gece yarısı yapardı. Çünkü insanın en huzurlu olduğu zaman, Allah'a en yakın olduğu zaman gece yarısıdır. Ne güzel sabır duaları, ne güzel Silihot duaları'' diye konuştu.
Böyle günlerde dargınlıkların ve kızgınlıkların bırakılması gerektiğini belirten Adoni, ''Birbirimizi seveceğiz. Bizim Tevratımızda yazılı olduğu gibi, bütün insanları seveceksin. Çünkü tüm insanlar Allah'ın yarattığı canlardır. Yalnız insanları değil tüm canlıları seveceğiz'' dedi.
İftarda, konuşmaların ardından, Kuzguncuk Camisi Hocası Aydın Vatan, şükür duası okudu.
İftara, Ermeni Kilisesi Başkanı Edvora Ayvazyan, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara, Üsküdar Kaymakamı İzzettin Küçük, Üsküdar Emniyet Müdürü Osman Kaplan'ın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.