Üsküdar Belediyesi, sahile hepsi tek elden çıkmış heykeller dizdi. 'Çalar Saat', 'Futbol Topu', '1453'... Yaratıcılıkları dikkate değer!
Üsküdar’a geçtiğimiz bir yıl içinde yerleştirilen heykellerin durumu bir hayli karışık. Görülmeyen, engel teşkil eden, kamuya hizmet edemeyen, amblemi çağrıştıran üç boyutlu formlar kaldırımlardaki yerini almış. İnsanlar gün boyu akıp gidiyor yanlarından.
Eski Belediye Başkanı Mehmet Çakır geçtiğimiz yıl yaz aylarında Üsküdar’a bir takım heykeller yerleştirmeyi düşünmüş. 20. Uluslararası Kâtibim Kültür Sanat Şenliği etkinliklerine heykel de girsin istemiş. Planlanan bu proje için irtibata geçtiği isim ise Faruk Alkan adında bir endüstri ürünleri tasarımcısı olmuş.
İlk şaşkınlığı sanatçı seçimi yaşatıyor. Genellikle belediyeler bu tip etkinliklerde üniversitelerin heykel bölümü temsilcileriyle temasa geçer. Akademik çevrelerin danışmanlığı ile yürütülen bu projelerde çok sesliliğin izleri kendisini yapıtlarda gösterir.
Basına yaptıkları açıklamalarda bu projeyi başkan Çakır ve tasarımcı Alkan’ın kafa kafaya vererek hayata geçirdiklerini öğreniyoruz. Tek bir elden çıkacak 26 heykel! Haydi, bir şaşkınlık daha!
Yine de bu durum normal karşılanabilir. İnsanlar birden çok alanda yaratıcılıklarını sergilemek konusunda özgürdür neticede. Fakat kamusal alan uygulamaları söz konusu olduğunda, sanatçı hem örneklerini vereceği disiplini çok iyi tanımak hem de kamu yararına üretilen projelerin amaca uygunluğunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Kavram olarak kamusal alan; modern toplum kuramlarında, toplumun ortak yararını belirlemeye ve gerçekleştirmeye yönelik düşünce, söylem ve eylemlerin üretildiği, geliştirildiği ortak toplumsal etkinlik alanına işaret eder. Projeler bu çerçevede değerlendirilir, kamu duyarlılığına seslenebilen yapıtlara dönüştürülür.
Bunlar olması gerekenler. Şimdi de yaşadığımız gerçekliğe bakalım. Beşiktaş’tan denizyoluyla Üsküdar’a geçtiyseniz mutlaka görmüşsünüzdür. Önce bir ‘futbol topu’ karşılar yolcuları. Paslanmaz çelikten kocaman bir top. Eski başkan Çakır’ın heykel açılış konuşmasında ifade ettiği üzere; eski Futbol Federasyonu başkanı Hasan Doğan anısına yaptırılmış bu top, onun ideallerini, ümitlerini ve Türk futbolunu devleştiren bir anıt niteliği taşıyormuş.
Birkaç adım daha ilerlediğinizde dev bir ‘çalar saat’ duruyor kaldırımın ortasında. ‘Hayatın her anı önemlidir’ mesajı içerdiğini önündeki pirinç plakadan öğrenmek mümkün! Üstelik bu çalışan bir saat! Adeta yoldan geçen insanlara ‘bakın saate ve koşun, acele edin, vapur kaçıyor’ diyor.
‘1453, Fetih işte!’
1453, 1923 gibi doğrudan tarihin üç boyuta taşındığı formlar da Üsküdar sahilini süsleyen diğer örnekler... Düşünün İstanbul’un fethini anlatan bir heykel yan yana dizilmiş dev boyutlardaki 1,4,5,3 rakamlarından oluşuyor. 1453’ün etrafında dolaşırken yaşlı bir amcanın bankta oturmuş beni izlediğini gördüm. Konuşmaya başladığımızda heykeli nasıl bulduğunu öğrenmek istedim. Yanıtı “Eee, bin dört yüz elli üüüç! Fetih işte” oldu. Ne bir eksik ne fazla! Tam da amcanınz dediği gibi ‘Yalnızca kendisini anlatan, üzerine söylenecek başka hiçbir şey olmayan bir heykel’.
Radikal - Müge Avşar (Heykeltıraş)
Üsküdar'da bir şeyler oluyor. Birileri köşe başlarına birtakım dev nesneler yerleştiriyor. Bu nesneler yolumuzu kesiyor, ayağımıza takılıyor, küstahça karşımıza dikiliyorlar...
Üsküdar iskelesinin önü metal futbol topu iskeleti, şut ve gol… Evlendirme dairesi önünde dev yüzükler, 1453 ve 1923 rakamlarının üç boyutlu modelleri…
Sanat kurumlarının, meslek örgütlerinin, sanatçıların, Üsküdarlıların haberi yok ama Üsküdar Belediyesi açık alanlara tam 26 heykel yerleştirmeye karar vermiş. Projeye “Üsküdar Belediyesi Çağdaş Heykel Koleksiyonu” adı verilmiş.
İşin tuhaf yanı, bu 26 heykelin tamamı için tek bir kişiyle anlaşılmış.
Üsküdar’daki heykelleri görmezden gelemezsiniz. Çünkü bu heykeller, kent ve kamusallık hakkında çok şey söylüyor. Kent mekânında plastik sanat uygulamaları kentliler, yerel yönetimler ve merkezi iktidar arasındaki siyasi ilişkileri açığa çıkarıyor, kamusal alanda iktidar mücadelesini cisimleştiriyor.
İşin aslı şuymuş: Üsküdar eski Belediye Başkanı Mehmet Çakır, İstanbul’a sanat eserleri kazandırmaya karar vermiş. Aramış taramış ve sonunda tasarımcı Faruk Akın’ı bulmuş. Karşılıklı oturup fikir alışverişi yapmışlar. Sağ olsunlar, Üsküdar’da yaşayan herkesin yerine karar vermişler. Belediye tasarımcıya heykelleri ısmarlamış. Yanı başlarında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi dururken, hocalar, heykeltıraşlar, kentliler hiçe sayılarak tek bir tasarımcı tüm Üsküdar’a heykel tasarlama yetkisiyle donatılmış. Bu güç elbette yerel yönetimin kente yaklaşımından kaynaklanıyor. Bu heykellerin Corner Otel, Park Otel, Gökkafes’ten hiçbir farkları yok. Her biri kamusal alanın iktidarın “özel alanı” olduğunu kanıtlıyor.
Halkın Birgün Gazetesi