İstanbul'un tarihi eserleri açısından en zengin ilçelerinden biri olan Üsküdar'da Osmanlı Padişahı 3. Selim'in av köşkü olarak yaptırdığı, 210 yıllık binanın hala cezaevi olarak kullanılması vatandaşı canından bezdirdi. 1799 yılında yaptırılan, 1918-1923 yılları arasında rahibe okulu, 1928’den bu yana cezaevi olarak kullanılan Paşakapısı Cezaevi'nin taşınmasını isteyen bölge sakinleri; bu binanın kültür, turizm veya eğitime yönelik bir faaliyete ev sahipliği yapmasını istiyor.
300 mahkum kalıyor
2003 yılına kadar erkek mahkumların bulunduğu ve bu dönemde silaplı çatışmalar, esrar kaçakçılığı, kavgalarla gündemden düşmeyen Paşakapısı Cezaevi, 2004 yılına kadar da kadın mahkumlara ev sahipliği yapmıştı. Bakırköy Kadın ve Çocuk Cezaevi'nin tamamlanması ve kadın mahkumların da Bakırköy'e gönderilmesiyle Üsküdarlı vatandaşlar, cezaevinden kurtulacakları yönünde ümitlenmişlerdi. Ancak yaklaşık 3 milyon lira maliyetle tadilattan geçen Paşakapısı Cezaevi'ne 2008 yılından itibaren de memur tutuklular getirildi ve bugün 300 mahkum burada cezasının tamamlanmasını bekliyor.
Bayrampaşa taşındı, burasıda taşınır
İstanbul'un en büyük cezaevlerinden biri olan Bayrampaşa Cezaevi bile kapatılırken; 300 mahkumun bulunduğu Paşakapısı'nın kapatılmasının çok kolay olduğunu söyleyen bölge sakinleri, "Şehrin tam ortasında cezaevi olur mu? Evlerin balkonları, pencereleri cezaevinin bahçesine açılıyor. Yıllardır adeta biz de 'mahkum' hayatı yaşıyoruz. Perdelerimizi bile açamaz hale geldik. Toptaşı Cezaevi okul oldu, burası da, buraya da bir çözüm bulunsun artık" diye konuşuyor.
Tülegen: Balkona dahi çıkamıyoruz
Evi cezaevinin bahçesine bakan Berat Sinan Tülegen ise oldukça dertli. "Geceleri uykum kaçtığında balkona bile çıkamıyorum" diyen Tülegen "Çünkü anında niye çıkıyorsun diye soruluyor. Küçük bir balkonum var, orada keyif bile yapamıyorum. Cezaevinin burada olması hayatımızı direk etkiliyor. Kartal Adliyesi'nin tamamlanması ile cezaevinin yanındaki adliye de taşınacak. Yani ortaya çok büyük bir alan çıkacak. Cezaevi de taşınırsa bu alan üniversite kampüsü veya Kültür Bakanlığı'na bağlı kültür merkezi olarak dizayn edilirse mahallemiz gerçekten cazibe merkezi haline gelir" dedi.
Üsküdar hani kültür kenti olacaktı?
Taşındı - taşınacak' söylentilerinin 1970'li yıllardan beri dilden dile dolaştığını ancak bu durum gerçekleşmeyince doğma büyüme Üsküdarlı olanların dahi evlerini satarak bölgeden taşındığını söyleyen Üsküdarlı vatandaşlar, "Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara seçim vaatlerini hep 'Üsküdar kültür ve turizm şehri olacak' söylemi üzerine kurdu. Bugün de tüm çalışmalarda, afişlerde, pankartlarda dahi İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olmasına atıfta bulunarak 'Üsküdar 2010'a hazırlanıyor' diye yazıyor. Ancak Belediye Başkanı Kara, burada yaşanan vehameti görmüyor mu? Bu bina alalade bir yer değil, 210 yıllık tarihi var. Böyle bir bina başka ülkelerde olsaydı bırakın cezaevi olarak kullanmayı içerisinde suçla ilgili tek bir söz bile söylenmezdi. Ama bizde en azılısından mafyasına kadar binlerce suçluya ev sahipliği yaptı. Mustafa Kara, Üsküdar'ı eğer gerçekten kültür kenti yapmak istiyorsa Paşakapısı'ndan başlamalı. Burayla ilgili girişimlerde bulunmalı ve burayı bir suçlu merkezi olmaktan çıkararak; kültür ve turizm merkezi haline getirmelidir" dediler.
Şahin: 300 kişi için ceza çekiyoruz
Kapatılarak Salacak Mahallesi'ne bağlanan Kefçe Dede Mahallesi'nin son Muhtarı Halit Şahin, cezaevinin bölgeyi olumsuz yönde etkilediğini belirterek, "Mahallenin göbeğinde cezaevi olur mu? Hemen karşısında okul var, etrafında onlarca bina ve burada oturan yüzlerce kişi. Kiracı olanlar en fazla bir yıl dayanıyor çünkü balkonuna çıktığında karşısında mahkumları görüyor. Burası kapatılarak Üsküdar'a yakışır bir kültür merkezi, üniversite yada müze haline getirilmeli. Bu güzelim bira 300 kişi için meşgul ediliyor, bunun ötesinde 300 kişi için Üsküdar halkı ceza çekiyor" dedi.
Yanap: Burada olmamalı
Doğma büyüme Üsküdarlı olan Naciye Yanap ise 1970'lerde ortaokula gittiği dönemde dahi kaldırılacağı söylentilerinin olduğunu belirterek, "Aradan 40 sene geçti hala aynı konular konuşuluyor. Mahallenin içinde bu cezaevinin olması hiç hoş değil. Üstelik tarihi bir bina. Tarihi özellikleri korunarak kültür amaçlı kullanılabilinir. Mesela Valide Atik Külliyesi Mimar Sinan Üniversitesi'nin bir fakültesi olacakmış. Bu çok sevindirici bir gelişme. Burası da kültürel faaliyetlerin yapıldığı bir yer olur, üniversite olur, fakülte olur ama hapisane olamaz" şeklinde konuştu.
EMEK KARAKAŞ / KENT YAŞAM