Futbol Blog programında bu konu Bülent Timurlenk tarafından dillendirilince kendisine jet hızıyla cevap veren ve Beylerbeyi'nin Galatasaray'ın pilot takımı olmadığını, kendilerinin Galatasaray'ın ikinci takımı olduklarını, temel amaçlarının da Galatasaray'a oyuncu yetiştirmek değil Beylerbeyi olarak başarılı olmak olduğunu söyleyen bir yönetimden söz ediyoruz. Galatasaray'a oyuncu yetiştirmeyi bir ayıpmış, bir küçümsemeymiş gibi algılayan bu zihniyetin Galatasaray'ın satın almış olduğu bir kulüp olan Beylerbeyi'nde en önemli sezonda iktidarda olması esas olarak sorgulanması gereken noktadır. Bunun en büyük sorumlusu bu garip oluşuma fırsat veren ve Galatasaray'ın alenen zarar etmesine sebep olan Galatasaray yönetimidir. Önce Galatasaray kendi kurumuna sahip çıkmalı.
İkincisi, Beylerbeyi yönetimindeki bu ego nerden geliyordu, anlamış değilim açıkçası. Civciv yumurtadan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş diye bir atasözü var, bu da o hesap. Beylerbeyi kulübünün tüm varlığı Galatasaray'a aitken tutup da Galatasaray çıkarlarına ters düşecek her türlü icraata girişmelerindeki amaçları neydi acaba? Galatasaray kulübünden kiraladığımız oyuncular deniyor, gören de sokaktan toplanmış sanır. Galatasaray kulübü o oyuncuları pilot takımına oynatılsın diye kiraladı, birçoğuna çok daha üst seviyedeki kulüplerden teklif olmasına rağmen. Kendilerini Galatasaray'ın ikinci takımı olarak tanımlayıp takımı lig sonuncusu olarak küme düşürmelerine ise diyecek söz yok. Sözün bittiği yer denir ya, aynen öyle.
Kulübeye boncuk gibi dizilen o oyuncuların birçoğu şimdi bu rezalet sebebiyle Galatasaray'a dönme şanslarını kaybettiler. Kendisinden çok şey beklenen İrfan Başaran gibi bir oyuncunun sözleşmesi feshedildi, aynı Erkan Ferin ve Volkan Bekçi gibi. Uğur Demirok gibi bana göre Süper Lig seviyesinde şans bulabilecek bir stoper kampa dahi davet edilmedi, umarım doğru düzgün bir kulübe kiralanır bu sefer. Takımı kurtarsın diye devre arasında kiralanan Anıl Karaer ve Zafer Şakar'ın durumu belli değil. Kendisini kurtarabilen tek oyuncu Fırat Kocaoğlu, o da kaleci kontenjanından. Seneye 3. kaleci olacak Galatasaray'da bir aksilik olmazsa.
Barcelona modeli üzerine konuşuyoruz, Galatasaray'ın bu işi kotarabilecek tek kulüp olduğunu söylüyoruz ama Barcelona B ve Beylerbeyi arasındaki yönetim anlayışı farkına bakınca ülke şartlarının, futbol kültürünün ne kadar geride olduğu açıkça görülüyor. Bugün övgüler yağdırılan Pep Guardiola'nın iki sezon önce Barcelona B takımını çalıştırdığını birçoğumuz biliyor. Böyle bir şeyin Galatasaray-Beylerbeyi özelinde gerçekleşebileceğini hayal edebilen var mı? Belki de sorunumuz burdadır, kimbilir.
Beylerbeyi yönetimi iş işten geçtikten sonra değişmiş, yeni bir yönetim kurulu var şimdi takımın başında. TFF 2B'de tutunamadıktan sonra üzerine fazla bir şeyler söylemeye gerek görmüyorum açıkçası, Galatasaray'a faydalı olabilecek bir yapı için en kötü ihtimalle TFF 2B'de tutunabilmek lazımdı. Gelecek sezon TFF 3. Lig'de mücadele edecek Beylerbeyi, bu anlamda ufak da olsa bir şansları var. 24 yaşın üstünde sadece 6 oyuncu oynatabilecek kulüpler statü gereği ve Galatasaray'la organik bağı olan Beylerbeyi'ni bir adım öne geçiren bir düzenleme oldu bu. Aynı kalitede oyuncular gelmese de Galatasaray'dan belli oranda destek görecektir kulüp. Tekrar 2B'ye çıkma ihtimali belirirse üstüne tekrar konuşulur ama Beylerbeyi geçtiğimiz sezonki kadar yer tutmayacak ajandamızda, kesin olan tek şey bu şimdilik...
Kaynak: PCLionFC