Nasûhî Efendi büyük velîlerdendir. On yedinci yüzyılın ikinci yarısında ve on sekizinci yüzyılın başında İstanbul'da yaşamıştır. Kastamonulu Şeyh Şâbân-ı Velî hazretlerinin torunlarındandır. Kabri Üsküdar-Doğancılar'da Nasûhî Dergâhı bahçesindedir...
GENÇ YAŞTA ÂLİM OLUR...
Muhammed Nasûhî Efendi, yüksek istidâtı ile genç yaşında tefsîr, hadîs, fıkıh gibi zâhirî ilimler ile zamânın edebiyat ve fen ilimlerinde âlim oldu. Bu arada kalp bilgilerinde de mârifet sâhibi, olgun ve kâmil bir insan olmak için, Halvetiyye yolunun şeyhlerinden olan Karabaş Ali Efendi diye de bilinen Ali Atvel hazretlerinin hizmetine girdi. Uzun süre riyâzet ve mücâhedelerden sonra, keşf ve kerâmet sâhibi olgun bir velî oldu... Üsküdar câmilerinde yıllarca halka vaaz ve nasihat etti.
Tasavvuf yolunda kutbiyyet, gavsiyyet ve ferdiyyet derecelerine ulaşmış olan Nasûhî Efendinin birçok kerâmetleri görüldü...
Muhammed Nasûhî Efendi, yüksek istidâtı ile genç yaşında tefsîr, hadîs, fıkıh gibi zâhirî ilimler ile zamânın edebiyat ve fen ilimlerinde âlim oldu. Bu arada kalp bilgilerinde de mârifet sâhibi, olgun ve kâmil bir insan olmak için, Halvetiyye yolunun şeyhlerinden olan Karabaş Ali Efendi diye de bilinen Ali Atvel hazretlerinin hizmetine girdi. Uzun süre riyâzet ve mücâhedelerden sonra, keşf ve kerâmet sâhibi olgun bir velî oldu... Üsküdar câmilerinde yıllarca halka vaaz ve nasihat etti.
Tasavvuf yolunda kutbiyyet, gavsiyyet ve ferdiyyet derecelerine ulaşmış olan Nasûhî Efendinin birçok kerâmetleri görüldü...
Bir gün, Draman Dergâhı şeyhi olan Îsâ Efendinin kızı hastalanmıştı. Etrâfında bulunanlar ondan ümit kesmişlerdi. Îsâ Efendi, Nasûhî Efendi ile kardeşlik derecesinde sevgileri olduğunu düşünüp, evlâd-ı mânevîsî olan Zâkir Ahmed Efendiyi Üsküdar’a gönderdi. Zâkir Ahmed Efendiye; “Nasûhî Efendi hazretlerine git, selâmımı söyleyip hâlimi arz et. Biricik kızım çok hastadır. Kardeşliğini bugün için beklerim. Himmet buyurup kızımın sıhhate kavuşması için duâ etmelerini istiyorum” dedi.
Zâkir Ahmed Efendi hemen Nasûhî Efendi hazretlerinin dergâhına vardı. Huzurlarına çıkıp ellerini öptükten sonra geliş maksadını arz etti...
Nasûhî Efendi biraz durakladıktan sonra; “Îsâ Efendiye selâm söyle. Cenâb-ı Hak kerîmdir, bağışlar. Çok üzülmesinler” buyurdu ve müjde verdi...
KENDİ KIZI VEFAT ETTİ!..
Ahmed Efendi, Îsâ Efendinin dergâhına döndüğü zaman, selâm verip içeri girdi. Ona hastanın kalkıp çorba içtiğini ve biraz kendisine geldiğini söylediler. Ahmed Efendi, Nasûhî Efendi hazretlerinin selâmını tebliğ edip, müjdelerini bildirdi. Îsâ Efendinin kızı sıhhate kavuştu. Dergâhta bir bayram havası esti ve herkes sevindi... Ancak, o günlerde, Nasûhî Efendinin ergenlik çağına ulaşmış olan kızı hastalandı. Kendisine haber verdiklerinde; “Onun için gerekli hazırlıkları yapın, vefât edecektir” buyurdu. Cenaze için gerekli hazırlıklar yapıldı. O gece kızı vefât etti...