Bir eski futbolcu olan Ender Doğru'nun yanında ofis boyluk yapan Mustafa Sarp'ı yeniden futbola konsantre etmek hiç de kolay olmadı. Akbulut iş merkezinde ki 3. Noter’de rastladığım Mustafa, ''Hocam Beşiktaş'a gidemedim. Artık benden bir şey olmaz'' dedi.
Ona Çengelköylü Nejdet'in hikayesini anlattım.
Nejdet 18 yaşında Fenerbahçe'nin, 19 yaşında da Gençlerbirliği'nin formasını giymiş bir isim. Kısa sürede hem para, hem de ün kazanmış.
Ne var ki Nejdet, önce dinin içine fazla daldı. Ardından evi yandı. Sonra da bir sakatlık geçirince futbolu bıraktı. Beş parasız ailesini geçindirmeye çalışıyordu. Bizde Çengelköy'e yeni hoca olmuşuz. Baktık Nejdet çarşıda geziyor. Yaş 26. Futbolu bırakalı 3-4 yıl olmuş. 'Gel bir dene. Belki oynarsın' dedik ama nafile.
Nejdet başlamasına başladı. Ancak sakatlığı bir türlü geçmiyor.
Hazırlık kampı bitti, Nejdet kasığından sakat.
Lig başladı, Nejdet kasığından sakat.
'Kasığım da kasığım' diyor. Başka bir şey demiyor. Lafın sonuna da 'Benden bir cacık olmaz. Ne olur hocam beni Bakırköy Belediyesi'ne çöpçü olarak sok' diyordu.
Neyse haftalar geçiyor, Nejdet düzelmiyor.
Her akşam Çengel'den Beylerbeyi'ne yürüyoruz. Anlatıyorum. Bıkmadan usanmadan izah ediyorum.
Nejdet, umutsuzluğunu bedeninde sakatlık olarak algılıyor. Yani ortada psikosomatik bir durum var.
Mücadele gücünü yeniden kazanması gerekiyor.
Maceramız bu şekilde devam ederken, liginde 7. haftasına da geldik. Deplasmanda Edirne ile oynuyoruz. Nejdet bir top oynuyor. Tek kelimeyle mükemmel. Edirneli taraftarlar ayakta alkışlıyor.
Ellerimi havaya kaldırdım, 'Çok şükür, başardı' dedim.
Sırtımdan büyük bir yük kalktı.
Nejdet o yıl, 27 yaşında Vanspor'a transfer oldu. 2. ligden şampiyon olarak 1. lige çıkma sevincini yaşadı.
1. ligde 4 yıl Vanspor'un kaptanlığnı yaptı.
Hatırladığım kadarıyla sırasıyla Eskişehirspor, Erzurumspor ve Orduspor formalarını giydi.
Hayatını ekonomik açıdan büyük ölçüde garanti etti. Çöpçülükten yaşamı boyunca kazanacağı parayı, futbolda sadece primlerden kazandı. Transferden kazandıkları binlerce katı.
Nejdet yılar sonra beni aradı. Hem teşekkür etti. Hem de çok zor bir dönemimde Engin Baytar'ın babası Adnan Baytar'ı tavsiye ederek büyük bir katkıda bulundu.
Mustafa, pür dikkat anlattığım hikayeyi dinledi.
Etkilenmişe benziyordu. Ancak son sözlerimi de merak ediyordu;
''Mustafa'' dedim.
''Evet hocam''dedi.
''Nejdet 27 yaşında başardı. Sen 17 yaşındasın. Üstelik ondan daha yeteneklisin. Ve başaramayacaksın, öyle mi'' diye sordum.
Hiç bir şey söylemedi, antrenmanlara başladı.
O sezon çok iyi bir performans gösterdi.
Fakat bu profesyonel takımların ilgisini çekmeye yetmedi.
Bakırköyspor'a verdim. Ahmet Ceylan (Çaycı Ahmet), iyi futbolcu değil diye kovdu.
Gaziosmanpaşa'da arkadaşım Şükrü Kıroğlu görev yapıyordu. Bonservisine 1 milyar verdik, aldık.
Ve Mustafa'yı ona emanet ettim.
Sağ olsun sahip çıktı. İki sezon 2. ligde boy gösterdi.
Mustafa'yı aldım yanıma. Ekrem Hayri Kurt arabayı sürdü. Yıldırım Tükenmez eşlik etti. Doğru Trabzon'a. Trabzonspor Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'ne. Rica ettim, Trabzonspor'la antrenmana çıktı. Beğenilmedi.
Gidiş geliş toplam 2200 kilometre yol kat ettik. Mustafa Sarp'ı Trabzonsporlu yapamadık.
Ardından Mersin İdmanyurdu'na transfer oldu.
Bir gün çıktı geldi; ''Hocam olmuyor. 3. lig dahi neresi olursa olsun, seninle çalışmak istiyorum. Al bir takım çalışalım'' dedi.
Belli ki mutsuzdu.
Aradan bir hafta geçti. Samet Aybaba'nın Mersin İdmanyurdu'nu izlemeye gelmesi, futbol kariyerinin dönüm noktasını oluşturdu.
Aybaba, Mustafa'yı Ankaraspor'a aldı.
Fatih Terim onu milli takıma davet etse de asıl çıkışı Bülent Korkmaz'la Kayseri Erciyes'te yaşadı.
Bir sonra ki sezon birlikte Bursaspor'a gittiler.
Buradan da Galatasaray'a transfer oldu Mustafa Sarp.
Şu aralar Reijkard'ın gözdesi.
Fatih Terim'de onu tekrar milli takıma aldı.
Diyeceksiniz ki ''Sayın Hasan Al, senin bu işten ne karın oldu?''
Bizim bu işten karımız, bir teşekkür: Birde verdiğimiz emeklerin ürününü almak.
Türk futbolunun da bir oyuncu kazanması...
Bir yetenek kaybolmadı. Fena da olmadı.