Atletizme verdiği uzun ara onu yıldırmadı... 2009'da Avrupa Salon Şampiyonu olan ardından da 11 yıllık Avrupa rekorunu kıran Alemitu Bekele Degfa'nın şimdiki hedefi Dünya Şampiyonası'nda Türkiye'ye madalya kazandırmak.
Alemitu Bekele Degfa... Ülkemiz adına koşmak için Etiyopya'dan gelmişti. Ancak Türkiye onu tanıyamadan bazı sorunlar yüzünden çok sevdiği atletizmi 2002'de bırakmak zorunda kaldı. Ama Bekele hayalleri için 5 yıllık aradan sonra atletizme geri döndü. Kulüp bazında Üsküdar Belediyesi'nin desteğini alan ve antrenör Ertan Hatipoğlu önderliğinde çalışmalarına başlayan Bekele önce 2009 Avrupa Salon Şampiyonası'nda 3 bin metrede Türkiye'ye altın madalya kazandırdı, 2010 Salon Yarışları'nda da 5 binde Avrupa rekoru kırdı. Şimdi de Dünya Salon Şampiyonası'nda derece elde etmek isteyen Bekele, FANATİK aracılığıyla Türkiye'ye sesledi: Dualarınızı bekliyorum.
''Herkes aşk için atletizmi bıraktığımı söylüyor ama aşk için bırakmadım. Benim başka sıkıntılarım vardı. O yüzden bıraktım. Hocam başta öyle söylediği için, bende onu kırmak istemedim. Öyle söylemeye devam ettim. Aslında başka sıkıntılarım vardı. Eğer sorunum olmasaydı. Şimdi gelen başarılar daha erken gelecekti. Ama o zaman yanımda olması gereken insanlar yanımda değildi.
Başka ülkelerden teklif aldım
''Ara verdiğim dönem başka ülkelerden de teklifler geldi. Ancak ben kabul etmedim. Ve 5 yıl Etiyopya'da oturma izniyle kaldım. Türkiye'yi sevmeseydim, diğer ülkelerin teklifini kabul ederdim. İtalya'dan, Belçika'dan teklifler aldım. İstesem başka bir milli takımda koşabilirdim. Çünkü 2 yıldan fazla Türkiye adına koşmamıştım ve başka ülkeyle anlaşabilirdim. Ancak ben Türkiye adına koşup, herkesi sevindirmek istedim.''
''Daha Etiyopya'dayken atletizme geri dönmeyi kafaya koymuştum. Orada idmanlara başladım. Daha sonra Ertan hocam beni aradı. Benle çalışmak istediğini söyleyince kabul ettim. Başarılı olacağıma inanıyordum. Zaten 2008 Oyunları'na yaklaşık 1,5 yıl kala atletizme geri döndüm. Pekin'de 5 binde finalde koştum ve 7. oldum. 5 binde bırakın dereceyi, finale bile kalmak çok önemliydi. Bu beni daha da hırslandırdı. Zaten ondan sonra 2009 Avrupa Şampiyonası'nda koştum ve altın madalya kazandım.''
''Geçen yıla göre performansım bu sene çok daha iyi. Son olarak da Stockholm Salon Yarışları'nda 5 bin metrede, 11 yıldır Szabo'nun elinde bulunan Avrupa rekorunu kırdım. Tabii bu beni çok motive etti. Zaten antrenmanlarda da güzel dereceler yapıyorum. 2010 Doha Dünya Şampiyonası'nda da en iyisini yapmak için koşacağım. Ve tüm Türkiye'nin dua etmesini istiyorum''.
Oğluna Türk bayrağı diktirdi
''Yarış içinde önce birinci olup, bayrağımla orada tur atmayı düşünüyorum. Bir de çocuğumu, onun dediklerini aklıma getiriyorum. Oğlum bana; ?Ben senin ne zaman bayrakla tur atacağını göreceğim. Bana ne zaman göstereceksin' diyor. Bunu düşünüyorum. Etiyopya'daki evin kapısına ve odasına Türk bayrağı asılı. Oğlum çok seviyor. Hatta Etiyopya'ya gittiğimde, ona Türk bayrağı diktirdim. Beyaz kumaştan ay-yıldız yaptırdım. O bayrağı arabasına koydu, onunla dolaşıyor.''
''Ailemden ayrılmak zor oluyor. Özelikle de oğlumdan. Çünkü ondan uzak kalınca, sanki ona annelik etmiyormuşum gibi geliyor. Acaba o da öyle mi düşünüyor diyorum. Bu da kendimi kötü hissettiriyor. Zaten 6 ayda bir Etiyopya'ya gidebiliyorum. Ve oğlumdan o uyuduktan sonra ayrılabiliyorum''
''Önceden uğurum yoktu ama şimdi oldu. Yarış öncesi oğlum ve eşimle konuşuyorum. Benim için dua edin diyorum. Ayrıca uğurlu geldiğine inandığım kolyem var ancak ağır olduğu için yarışta çıkarmak zorunda kalıyorum''.
''3 bin yarışlarının 2 bin metresinde kazanıp, kazanamayacağımı anlıyorum. Kazanacağım diye gittiğim hiçbir yarıştan da boş dönmedim. 34 yaşıma kadar koşmayı düşünüyorum. Daha sonra belki antrenörlük yaparım''.
''2007'den bu yana Üsküdar Belediyesi adına yarışıyorum. Tüm masraflarımı onlar karşılıyor. Yani iki dediğimi bir etmiyorlar. Ayrıca Avrupa Kulüplerarası Kros Şampiyonası'nda da başarı elde ettik''.
Süreyya Ayhan'a üzülüyorum
''Süreyya Ayhan'a çok üzülüyorum. Gerçekten çok yetenekli bir atletti. Ayrıca ona 2003 Dünya Şampiyonası'nda kızmıştım (gülerek). Yarışı baştan sona tek başına götürmüştü. Sadece son atağı yapamadı, bu yüzden de altın madalyayı kaçırıp, ikinci olmuştu''.
Elvan'la kavgalı değiliz ama konuşmuyoruz
''Elvan'la kavgalı değiliz, dargın da değiliz. Ben anlamıyorum. Buraya gelmeden önce çok samimiydik. Türkiye'ye ikimiz geldik ve ben ondan büyük olduğum için ona ablalık yaptım. Sonra atletizme ara verdiğimde de Etiyopya'daki evime geliyordu, oturuyorduk. Ancak Türkiye'ye yeniden geri döndüğümde beni hiç aramadı. 2008 Olimpiyatları'nda yarış öncesinde ısınıyorduk. Benim yanımdan geçti, hiçbir şey söylemedi. O zaman anladım ve bende tepkimi koydum''.
Şampiyona Programı : 12 Nisan 18.10: 3 bin (Eleme), 14 Nisan 18.00: 3 bin (Final)
Hatice Yücel / Fanatik Özel Röportaj
Ceylan Çetin / Fanatik Özel Fotoğraf
