Sabah gazetesi köşe yazarı Hıncal Uluç, bugün yayınlanan yazısında Boğazdaki eğlence mekanlarına yönelik sözlerinden dolayı aynı zamanda Boğaz Belediyeler Birliği Başkanı olan Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara ile Çevre bakanı Veysel Eroğlu'nu eleştirdi. Hıncal Uluç'un yazısı şöyle;
Bir bakanın talihsiz sözleri..
"Tüm bunlara rağmen devam edenlerin ruhsatlarını kalıcı şekilde iptal edeceğiz" demiş, Çevre Bakanı Veysel Eroğlu..
Bir dünya turizm cenneti Türkiye.. İstanbul.. Boğaziçi.. Ve bu ülkenin bakanı, "Kapatırım" diye dehşet saçıyor.. Kapatacağı, Boğaz'ın kenarındaki artık dünyaca ünlü turistik mekanlar..
Eroğlu "Çözüm bulacağız" demiyor.. "Kapatacağız" diyor.. Amaç iddia edildiği gibi civarda yaşayanların rahatsız olması mı, yoksa düşmanlık mı?..
Boğaz Belediyeler Birliği Başkanı, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara'nın sözleri, niyeti işaret ediyor, aslında..
"Eğlenen insanlar oturup manzara seyretmediklerine göre, bunlar Boğaz'dan çıkarılmalıdır.."
Yani, dünyanın en güzel deniz manzarasının kenarında bir masaya oturup, müzik dinleyerek yemek yemek ve içkisini yudumlamak diye bir zevk olamaz Boğazlar Belediye Başkanına göre.. Yoksa şifre ifade "İçkisini yudumlamak" mı?.
Onun için mi "Çözüm aramak" yerine "Kapatmak.."
Babam, Çengelköy Kuleli Askeri Lisesi'nde 1930'lu yıllarda okudu.. Tam karşılarında Bebek Gazinosu varmış.. Hamiyetler'in, Müzeyyenler'in okuduğu.. "Yat borusu çaldıktan sonra, yatakhane pencerelerini açar, dizilirdik.. Hele rüzgar bizim tarafa doğru esti mi, karşıdan gelirdi müziğin sesi.. Mest olur dinlerdik" diye anlatırdı o günleri..
O zaman, Hamiyet söyler, Çengelköy dinlermiş.. Bugün ayni yerde Rihanna söylüyor. 10 metre ötede duranlar dinleyemiyor.. Çünkü mikrofonları açtırmıyor, Cumhuriyet Zaptiyeleri.. Hem de saat daha dokuzken..