2. Murad zamanında kurulup, Osmanlı Devleti'nin son zamanlarına kadar varlığını sürdüren ve entelektüel kesimin saray okulu Enderun'dan yetişmiş imamlar tarafından yaygınca uygulanan Teravih namazını musikiyle bir araya getiren gelenek, İstanbul'da bir asır sonra yeniden hayat buldu.
Usul, Teravih namazının her dört rekatının, Türk musikisiyle ve bu makamlarda bestelenmiş ilahiler okunarak kıldırılmasını içeriyor.
Yer Üsküdar İskele Camii... Enderun teravihi, imam, müezzin, neyzen, hatip ve akademisyenlerden oluşan din adamları grubu tarafından uygulanıyor.
Sultan camilerinde
Ramazan ayı boyunca her akşam farklı bir sultan camiinde imam, müezzin, neyzen, hatip ve akademisyenin bir araya geldiği bir grup din adamı tarafından kıldırılan namazı izlemek isteyenler, İstanbul'un dört bir yanından camilere akın ediyor.
Temeli Osmanlı Sarayı'nın Enderun Mektebi'ne dayanan bu gelenek, 80 yıl öncesine kadar ramazan ayında İstanbul'un neredeyse bütün camilerinde ve konaklarında uygulanıyordu.
''Enderun usulü'' teravih namazında her dört rekat, Türk musikisinin beş ayrı makamında bestelenmiş ilahiler eşliğinde kılınıyor. İlahiler okunurken enstrüman kullanılmıyor, ilahiler müezzinler tarafından seslendiriyor.
Uygulama, aslında ''İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Klasik Türk Müziği Yönetmenliği'' projelerinden biri ve İstanbul Müftülüğü'nün de destekleriyle hayata geçirildi. Ancak projenin sahibi, Üsküdar'da bir ilköğretim okulunda din öğretmenliği yapan Mehmet Kemiksiz...
Geçtiğimiz akşam Üsküdar İskele Camii'nde kılanan teravih namazı öncesi ekipteki imam, müezzin ve hatiplerle birlikte Milliyet'in sorularını yanıtlayan Kemiksiz, yıllardır Enderun usulünün izlerine ulaşabilmek için uğraşıyor.
Kemiksiz, bu tarz teravih namazını ilk kez 1992'de katıldığı Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi çevresinde yapılan musiki çalışmaları sırasında izlediğini anlatıyor.
Bu konuda araştırmalara başlayan Kemiksiz, 1999'a gelindiğinde, din görevlilerine yönelik güzel ezan, mevlit okumaya yönelik Üsküdar Musiki Cemiyeti'nin çalıştırıcılığını üstleniyor.
Buradaki din görevlilerine ve imamlara Enderun usulunü öğretmeye başlıyor. Usulü öğrenen hocalar da Üsküdar'da görevli oldukları camilerde bazı teravih namazlarını rekatların arasında ilahiler okuyarak kıldırıyor.
38 güzel sesli din adamı
Bu kültürün yaşaması için iki tane önemli unsur var; hem uygulayıcının din adamı olması, hem de güzel sesli olması gerek. Bu iki özelliği bir araya getiren, tümü Üsküdar Musiki Grubu'ndan yetişmiş olan hafızlar, hatipler, akademisyenden oluşan 38 güzel sesli din adamı bir araya geldi ve Kemiksiz'in önderliğinde kültürün yaşatılmasına destek bulmak amacıyla İstanbul 2010 Kültür Ajansı'nın kapısı çalındı.
Projeye hemen destek çıktı ve dokuz ay boyunca projede görev alacak din görevlileri her pazar günü bir araya gelerek çalışma yaptı. Proje kapsamında ramazan ayı boyunca bir camide bir araya gelecekler, teravihi Enderun usulünde icra edecekler.
Ancak proje bundan ibaret değil. Yine ''Meşkte kalmasın'' diye ayrıca 7500 adet kitap basıldı ve İstanbul'daki görev yapan tüm hocalara, Anadolu'daki tüm müftülüklere gönderildi. Kitapta, örnek ilahi ve zamm-ı sure tertipleri, örnek ezan, sala, temcid ve ramazaniyeler ile teravih namazındaki dinlenmelerde okunacak ramazan ilahileri gibi başlıklarda kılavuzluk ediliyor.
İşte hocalar
Projede görev alan hocaların çoğu Üsküdar'daki cemiyetten yetişmiş olmakla birlikte, müsikinin gücüne gönül vermişler:
Mehmet Kemiksiz: Projenin mimarı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni bitirdikten sonra, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Dini Musiki alanında yüksek lisans yaptı. Üsküdar'da Hazerfen Ahmet Çelebi İlköğretim Okulu'nda din öğretmenliği yapıyor. Üsküdar Musiki Cemiyeti'nin çalıştırıyor, aynı zamanda Hafızlar Musiki Topluluğu'na katılıyor. 12 albümü, 40'tan fazla albüme destek vermişliği var.
Ramazan Kutlu: Üsküdar Beylerbeyi Hamidi Evvel Camii'nde imamlık yapan Kutlu, aslında Marmara Üniversitesi Sinema-TV bölümü mezunu. Lisede ilahiyat okuduğundan imamlığı seçti ve 25 yıldır çeşitli camilerde görev yapıyor. 15 yıldır cemiyet korosunda görev yapan Kutlu, Enderun ekibinin vaizi. Camilerde musiki sanatının en güzel örneklerinin verildiğini, müziğin kaynağının cami olduğunu söyleyen Kutlu, ''Amacımız ağızlara bir parmak bal çalmak'' diyor.
İdris Erdem: Enderun Camii imamı, güzel ezan okumasıyla ünlü. Camide her yapılan faaliyette kalitenin arttığını anlatan Erdem, yakın zamana kadar Ramazan ayında okunan eser sayısının 10-15'ken, bu çalışmayla 100'ü aştığını anlatıyor.
Hüseyin Suiçmez: Bir sağlık kuruluşunun satın alma biriminde çalışan ancak babası imam olduğundan hafızlığa ilgi duyarak, önce Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni bitiren ardından Üsküdar Musiki Cemiyeti'ne katılan Suiçmez, dini musiki alanında da yüksek lisans yapıyor.
Zinnuri Kurt: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 10 yıldır imamlık yapıyor. Halen Büyük Selimiye Camii'nde görev yapan Kurt'un, aslında Bursa'ya tayin çıkmıştı ancak musiki çalışmalarına katılamayınca yeniden İstanbul'a dönmeyi talep etti. Makam uygulamalarını kendi camisinde yıllardır sürdürüyor.
Ali Esen: İzmir İmam Hatip Lisesi'nden mezun olduktan sonra, yıllarca İzmir'de camilerde görev yapan ancak Üsküdar'daki musiki çalışmalarına katılabilmek için tayinini isteyen Esen, bir yıldır cemiyette görev yapıyor. Hayatında en zevk aldığı anların din ile musikinin bir araya geldiği anlar olduğunu söylüyor.
Milliyet