Taka Gazetesi Üsküdar'ın ve Türkiye'nin en büyük ailesi olan Ekşioğulları'nı Mahmut Ekşi'nin ağzından dinledi. Enine boyuna İstanbul'u ve Karadeniz'i konuşan Taka Gazetesinin röportajını sizlerle paylaşıyoruz.
Ekşioğlulları, Türkiye'nin en kalabalık ailesi. İki bin nüfuslu İkizdere'den çıkıp 300 bin nüfusa ulaştılar. Ekşioğulları arasında eşine az rastlanır bir aile içi dayanışma var. Birbirlerine senetsiz borç veriyor ve kefıl oluyorlar. Bu yüzden bütün aile üyeleri kısa sürede işlerini büyütüyor.
Bu büyük ailenin temcilerinden biri olan, İlim ve Fazilet Vakfı Başkanı Rizeli hemşehrimiz Mahmut Ekşi ile İstanbul ve Karadeniz'i konuştuk. Mahmut Ekşi akrabalarının ve kendisinin ülkeye verdiği hizmetleri anlattı, biz sorduk O'da cevapladı.
TAKA GAZETESİ: Sayın Mahmut Ekşi, biraz kendinizden bahseder misiniz?
MAHMUT EKŞİ: Ben 1952 yılında memlekette yaylalara indirirken doğmuşum. Anneme sorduğumda öyle diyor. ''Yayladan köye inmiştik.'' O zaman İkizdere'nin ''Bayırköy'ünde'' yani Ekşioğulları'nın 400 yıllık köyü olan o köyde doğmuşum. Nüfus kâğıdımda doğum tarihim farklı. Çünkü babam, ben ilkokula giderken çıkarabildi nüfus kâğıdımı. Diploma için gerekliydi. O da sene doğru ama ay aynı değil. İlkokula 2 sene köyde gittim. Babalarımız 1941- 1945'li yılda gurbete gitmişti. Sonra 1950'li yıllarda döndüler. İnşat işine girdiler.
Burada yerleşik düzene geçmek şart dediler ve bizi 1961'de çoluk çocuk İstanbul'a getirdiler. Üsküdar'a yerleştik. İstanbul'da eğitim hayatıma devam ettim. Marmara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi'ni bitirdim. Tabi aile mesleği olarak ortaokuldan itibaren inşaat sektöründe çalışmaya başladım. Üniversite de okurken şirket yönetiminde bulundum. Askerliğimi kısa dönem Antalya'da yaptım. İstanbul Üsküdar'da birçok dernekte, vakıfta ve aynı zamanda spor kulüplerinde yöneticilik, başkanlık, yönetim kurulu üyeliği yaptım. Burası da bizim bir Vakıf okulumuz. Ufak amcam başkanlığını yapıyordu. Rahmetli oldu 18 Mart 2010'da. O tarihten beri de arkadaşlarımızın da tevazu göstermesiyle Yönetim Kurulu Başkanlığını yapıyorum.
1972'de kurulmuş sanırım...
Amcam, babam, benim başkan yardımcım Süleyman bey, inanmış 30 tane dava adamı o zaman İstanbul Müftüsü rahmetli olan yine Trabzonlu ağabeyimiz Abdullah Yazıcı kurmuş. Arsanın büyük bir bölümünü amcam ile babam bağışlamış. O zamandan beri de ailecek yönetimin içindeyiz. 5 ayrı yerde vakıf okulumuz var. Üsküdar kampusumuz burası. Burada bir ilköğretim okulumuz bir Anadolu lisemiz bir de Fen lisemiz var. Maltepe'de ikinci kampusumuz var. Orda da yine bir tane ilköğretim okulumuz ve lisemiz var. 150'ye yakın çalışanımız var. Vakıf okulunda bu yakada ilklerden biriyiz. Adından da anlaşılacağı üzere ''İlim ve Fazilet Vakfı eğitim kurumları'' diyoruz. Amacımız kar değil. Fiyatlara bakıldığında en basit okulun fiyatlarının yarısından düşük fiyatlarımız. Biz kaliteli ve milli bir eğitim vererek öğrenciye de maliyetine uygun bir eğitim imkânı sunuyoruz.
35 Yıllık Tecrübenin Işığında İlim Yuvası
TAKA GAZETESİ: Toplam kaç öğrenciniz var?
MAHMUT EKŞİ: Toplam 750 öğrencimiz var. İnşallah bu sene Genel müdürümüzün gayretleriyle bunu arttıracağız. 1250 ? 1300'e ulaştığımız zamanlar da var. Ama bu sene inşallah 750'yi geçeceğiz.
TAKA GAZETESİ: Sanırım bu iki okulda Anadolu yakasında. Karşı tarafta düşünüyor musunuz?
MAHMUT EKŞİ: Tabi ki bu olabilir. Biz bu silsileyi büyütmek istiyoruz. Ama biz göreve daha yeni geldik. Şu an bizim en önemli hedefimiz bir Üniversite kurmak.
TAKA GAZETESİ: Peki inşaatla başladık dediniz. 1961 yılında İstanbul'a geldiniz. O dönemler İstanbul'un en güzel dönemleriydi diyebilir miyiz?
MAHMUT EKŞİ: Şöyle diyebiliriz; şimdi baktığım vakit ben 58 yaşındayım. O zaman geldiğimiz vakit İstanbul tabi bir Anadolu kenti. Biz de tabii hep Anadolu yakasında çalıştık. 90'lı yıllarda bazı işlerin müteahhitliğini yaptık. ''Yapsat'ı'' hep Anadolu yakasında yaptık. Anadolu yakası gerçekten ahşap evleri, bahçeleri ve elma, armut ağaçlarıyla süper bir görüntüye sahipti. Ama o zamanki bizim fikrimiz şuydu. ''Yılanların çıyanların arasında ahşap evler. Bunları bir an önce sökelim.
Yeni modern, beton erme binalar yapalım. Hakikaten ondan haz alıyorduk ama son 10 yıldır bakıyorum ki keşke yeni mahallenin, Altunizade'nin o ahşap evleri kalsaydı. Ona göre tamir etseydik ve ya projelerine uygun yapsaydık. Özellikle Üsküdar, Kadıköy ve Ümraniye'yi söylüyorum. Keşke o görüntüler devam etmiş olsaydı. Beton yığınları içerisinde bir şehir, şehirde kimse birbirini tanımıyor. Cenazen oluyor, kötü günün oluyor kimsenin haberi yok. Apartmanda yan dairede oturan komşunu tanımıyorsun. Biz o dönemde Üsküdar da oturuyorduk ve Kısıklı'daki bir evin bile bireylerini tanıyorduk.
TAKA GAZETESİ: 750 tane çocuğunuz var. Birçok konuda deneyimi olan biri olarak onlarla baş başa kaldığınızda bir takım telkinlerde bulunuyor musunuz?
MAHMUT EKŞİ: Daha öncede dediğim gibi bu işin içine aktif olarak 4 ? 5 ay öncesinde girdim. Ama 15 yıldır burada yönetim kurulundaydım. Amcam ölmeden önce bu işin bütün yükü amcam ve Süleyman Bey'de idi. Ama tabi ki onlarla yalnız kaldığımızda vatan, devlet ve bayrak sevgisini her şeyin üstünde tutacakları şekilde öğütlerde bulunuyoruz. Onlarda bizim çocuklarımız. Manevi yönlerini ve Milli şuurlarını geliştirecek derslerde veriyoruz.
TAKA GAZETESİ: Hemşerilerinize ne söylemek istersiniz?
MAHMUT EKŞİ: Hemşerilerimi çok seviyorum. Hemşerilerimin haklı her davasında yanlarındayım. Gece kaç olursa olsun ararlar beni okul, askerli, karakol, hastane her işlerine bakarım. Yeter ki davaların da haklı olsunlar.
''Karadeniz 400 Sene Önceki Delerimizin Mezarlarının Olduğu Yer''
TAKA GAZETESİ: Karadeniz'e sık sık gider misiniz?
MAHMUT EKŞİ: Karadeniz tabi bizim 400 sene önceki dedelerimizin mezarlarının olduğu yer. Karadeniz bizi için çok önemli. Biz Ekşioğlu ailesi olarak çok kalabalık bir aileyiz. Türkiye'yi bırakın Dünyada bulunan sayılı ilk beş aileden biriyiz. Bunu 1985'li yıllarda zamanın Bakanı Sayın Cavit Kavak yanlış hatırlamıyorsam Fransa'da veya İspanya'da bir araştırma dergisinde Dünya'nın en kalabalık, kan bağı ile birbirine bağlı 5 aileden birisi diye yabancı dergiyi aldı getirdi ve tercüme etti.
Biz söylemiyoruz bunu Dünya söylüyor. Ailemiz Türkiye'nin her yerine dağılmış durumda. Bizim Ekşioğlu ailesi olarak bir vakfımız var ve her sene etkinlikler düzenleriz ve yüzlerce kişi bir araya gelir. Ailemizden olanların yanı sıra olmayanlarda gelir problemleri tartışırız, çözüm yolları ararız ve sonra konuşulanları bir kitapçık haline getiririz. Bu vesileyle senede 2 - 3 defa memlekete gittiğim olur.
''500 Haneli Köyümde 30 Hane Oturuyor''
TAKA GAZETESİ: Peki çocukluğunuzdaki Karadeniz'le şimdiki arasında çok fark var mı?
MAHMUT EKŞİ: Orda da var. Şimdi özellikle ben Rize'den bahsedeyim ve benim kendi ilçem olan İkizdere'den. İkizdere, Rize'nin 11 ilçesi içerisindeki çay olmayan tek ilçe. Onun için ilk göçü İkizdere verdi. Şimdi benim kendi köyüm 500 haneli bir köydü. Kışın 30 tane evde falan soba yanıyor o köyde. 500 haneli bir köyde bakın 30 hane oturuyor. Onlarda yaşlılar. Zamanında çok hareketi ve günlerin güzel geçtiği bir yerdi. Dostluk ve kardeşlik vardı ama yoksullukta vardı. O zamanlar yol, su ve elektrik yoktu. Karadeniz'in insanı bunları şehirlerde, gurbette para kazanarak kendileri elde etmiştir. Devletin anayollarda biraz katkısı olabilir ama köy yollarının hepsini bizim kendi insanımız yapmıştır. Orda kalan eliyle çalışmıştır, dışarıda olan kullanılan malzemenin parasını göndermiştir.
''Trabzonspor Her Zaman Efsanedir''
TAKA GAZETESİ: Bu sene Karadeniz'deki spor kulüpleri sizce nasıl bir yol izleyecek?
MAHMUT EKŞİ: Rize ikinci ligde ama zamanında buradaki 3 büyükleri dize getiren takımdı. Ama Karadeniz'in efsane takımı Trabzonspor. Trabzon, bu sene bence iyi işler yapacak. Geçen sene aldığı o çocuklar bu sene yeni yeni meyve vermeye başladılar. Bir de özüne döndü Şenol Güneş'le. Alıyorsunuz yabancı bir teknik direktör o tercümana anlatıyor tercüman futbolcuya başka bir futbolcu o lisanı bilmiyor sonra ona tekrar anlatılacak. Futbol işi ruh verme işi. Aynı dili konuşacaksın ki takım, arkadaşlık ve takım ruhunu veresin.
Mahmut Ekşi Kimdir?
Mahmut Ekşi 1952 yılında Rize'nin İkizdere ilçesinde doğdu.
İlkokul ve Ortaokulu İstanbul'un Üsküdar semtinde okudu. Haydarpaşa Lisesi'den mezun olurken, aile şirketinde iş hayatına atıldı. Kendi işyerinde yöneticilik yaparken, Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'den mezun oldu.
İstanbul Anadolu yakasında tanınan bir ailenin bireyi olarak, Toplu Konut ve Müteahhitlik hizmetleriyle 2000'e yakın aileyi iş yeri ve ev sahibi yaptı. Birçok Vakıf, Dernek, Spor Kulübü'nde halen başkanlık yapan Ekşi bölgesel, mahalli gazetelerde pek çok köşe yazısı yazdı.
Kısa dönem askerliğini Antalya'da tamamlayarak 1985'te siyasete olan ilgisi nedeniyle Anavatan Partisi'nde politikaya atıldı.
Yaklaşık 38 senedir İlim ve Fazilet Eğitim Vakfı'nda Kurucu üyelik başkan yardımcılığı ve başkan görevlerinde bulunan amcası Sefer Ekşi'nin vefatının ardından sonra yapılan 38. olağan Genel Kurul toplantısında tek aday olan Mahmut Ekşi başkanlığa seçildi.
İlim Ve Fazilet Vakfı
35 yıllık tecrübenin ışığında Türkiye'de eğitim kalitesini artırma amacıyla hizmet veren ''İLİM ve FAZİLET VAKFI'', Türk milletinin millî, ahlakî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, 21. yüzyılın gerektirdiği bilgi ve beceri donanımına sahip öğrenciler yetiştirmeye devam ediyor.
Üsküdar ve Pendik'te yer alan iki farklı kampusta, anaokulu, ilköğretim fen lisesi ve Anadolu lisesi düzeyinde eğitim veren beş eğitim kurumunu bünyesinde barındıran vakıf, eğitime gönül vermiş hayırsever üyelerin katkılarıyla yeni nesillere çağdaş, yüksek nitelikli ve aynı zamanda da ekonomik eğitim fırsatları sunuyor. ''Eğitime yapılan yatırım, geleceğe yapılan en büyük yatırımdır'' düşüncesinden hareketle, birlikte çalıştığı alanında yetkin eğitim kadrosuyla öğrencilerini hayata hazırlıyor.
Taka Gazetesi