Zekeriya Erdim; Üyemiz ve oyumuz arttı

Üsküdar 34 Haber Sitesi olarak yeni bir röportajla daha okurlarımızın karşısındayız. Referandum sonrasında ilk olarak AK Parti Üsküdar İlçe Başkanı Sayın Zekeriya Erdim ile yaptığımız röportaj ile başlıyoruz.

Zekeriya Erdim; Üyemiz ve oyumuz arttı
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Google News'de Takip Et
Üsküdar 34 Haber Sitesi olarak yeni bir röportajla daha siz okurlarımızla tekrar birlikteyiz. Referandum oylaması sürecinde Üsküdar'da siyasi partilerle yapmış olduğumuz röportajlar ile sizler için Üsküdar'ın referandum çalışmalarını takip ettik.

Referandum sonrasında da ilk olarak AK Parti Üsküdar İlçe Başkanı Sayın Zekeriya Erdim'le röportajlarımıza başlıyoruz. Çok samimi ve sıcak bir ortamda yaptığımız röportajda başkan Zekeriya Erdim çarpıcı noktalara değindi. İşte beklenilen röportajımız...

ÜSKÜDAR 34 : Sayın başkanım, 12 Eylül Referandum Oylamasında Üsküdar'da sandıktan yüzde 54,1 ''Evet'', yüzde 45,9 ''Hayır'' oyu çıktı. AK Parti Üsküdar İlçe Teşkilatı olarak Referandum Oylaması'nın değerlendirmesini yapar mısınız?

Zekeriya ERDİM : Öncelikle bir tanımlamayı düzeltmemizde fayda var. Bu bir seçim değildi, halk oylamasıydı. Her nekadar muhalefet partileri ısrarla ve inatla siyasi polemik oluşturmaya çalıştılar. Sanki AK Parti ve diğerleri arasında bir seçim pisikolojisi oluşturmaya çalıştılarsa da aslında bu bir seçim değildi, halk oylamasıydı. O yüzden biz mümkün mertebe parti kimliğini öne çıkartmadan değişiklik paketinin manası, muhtevası üzerinde durmaya çalıştık ve kampanyamızı o üslüpla organize ettik. Dolayısıyla bu bir halk oylamasıydı, seçim değildi. İkincisi bu süreç gerek bize gerek Türkiye'ye bir yandan demokrasi yolunda, sivilleşme yolunda, uluslararası standartları yakalama yolunda, yeni bir değer kattı, yeni bir sayfa açtı. Öte yandan Türkiye'nin daha çok şeyi daha şeffaf ortamlarda konuşabilir hale gelmesine vesile oldu. Yani biraz daha dokunulmazlara dokunuldu, biraz daha konuşulamayan şeyler konuşulur, tartışılır hale geldi. Mesela Anayasa Mahkemesi eskiden olmadığı kadar çok irdelendi. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu(HSYK) eskiden olamayacağı kadar irdelendi. Askeri yargı, Yüksek Askeri Şura(YAŞ) kararları eskiden olmadığı kadar konuşuldu, tartışıldı. Yani bir ortak akıl, ortak irade oluşması noktasında insanlar daha çok konuşur tartışır hale geldiler. Bu anlamda Türkiye için bir kazanım oldu. Bir başka yönüyle Değişiklik Paketi'nin halka sunulması halkın iradesine, insiyatifine müracat edilmesi halkı biraz daha olayların içine çekti, halkı kendi kaderine karar verme noktasında biraz daha tepkili biraz daha önemli hale getirdi ve iktidarın gerçek sahipleri millet, seçmen kendi değerlerinin biraz daha farkına vardılar. Bu açıdan'da Türkiye için kazanım oldu. Artık eskisi gibi kapalı kapılar ardında kararlar verilip uygulanamayacak, millete bişeyler dayatılamayacak, millete rağmen bir takım iradelerin içerisinde kullanılamayacak, Cumhurbaşkanlığı meselesinde olduğu gibi diğer konularda da daha çok millete müracat etme, daha çok milleti hesaba katma, dikkate alma refleksi gelişmiş oldu. Tabi biz kendi açımızdan da bu süreci değerlendiriyoruz. Türkiye açısından içeride ve dışarıda biraz daha imajımız itibarımız kuvvetlendi. Mesela bazı yatırımlar için Referandum sonuçlarını bekleyen yerli ve yabancı sermayedarlar, yatırımcılar artık düğmeye bastılar. Zannediyorum Alaton'un bir açıklamasını hatırlıyorum. Gazetede okumuştum. 3 buçuk Milyar Dolar'dan bahsediyordu yanlış hatırlamıyorsam ciddi bir yatırım için Referandum Sonuçlarını bekliyorlarmış, artık düğmeye bastık diyor. Yerli ve yabancı yatırımcıların psikolojik engelleri ortadan kalktı. Türkiye'de daha fazla yatırımın, daha fazla istihdamın yolu açıldı. Ayrıca işsizlik oranı'da düşme eğilimi içine girmişti. O süreç biraz daha hızlanmış oldu. Önümüzdeki günlerde işsizlik oranının daha da azalacağını düşünüyoruz. Bir de Avrupa Birliği sürecindeki Türkiye açısından uluslararası standartlara yaklaşma, evrensel hukuk standartlarını yakalama, sivilleşme ve demokratikleşme açısından bir kaç basamak daha Türkiye sıçrama yaptı. Bu açıdan da sosyal, siyasal, psikolojik engeller ortadan kalkmış oldu. Referandum süreci ve sonucu Türkiye için sosyal yönden, siyasal yönden, ekonomik yönden, hukuki yönden ciddi bir ivme kazandırdı. Bu genel çerçeve ama biz özel olarak Partimiz, teşkilatımız açısından da olaya baktığımızda, değerlendirdiğimizde şunları görüyoruz. Referandum sürecinde bizim üyemiz ve oyumuz arttı. Üsküdar olarak da, İstanbul olarak da, Türkiye olarak da üyemiz ve oyumuz arttı. Parti oyları yükseldi. Bu açıdan 2011'e daha hazırız. 2011 Sürecine daha avantajlı girdik. Teşkilatlarımız biraz daha tecrübe kazandı. En önemli tecrübe zannediyorum şu; Biz bugüne kadar hep siyasi kimliğimizle, parti kimliğimizle, parti politikalarını esas alan kampanyalar yapıyorduk. Ama bu sefer parti kimliğimizi bir tarafa bırakıp sivil kimliğimizle, vatandaş kimliğimizle, sade seçmen kimliğimizle araziye indik. O üslubu kullanma refleksimiz gelişti.

Mesela biz ısrarla şunu söyledik, ''Siyasi kimliğiniz ne olursa olsun önümüzde 2011 genel seçimleri var; o zaman partinizi, liderinizi tercih edersiniz. Ama biz bugün burada bir partinin bir liderin seçimini yapmıyoruz. Milletvekili seçimi değil, Belediye Başkan seçimi değil, oylayacağımız şey bir anayasa değişikliğidir. Bu da sadece AK Parti'ye ve AK Parti'lilere değil, herkese, her Türk vatandaşına, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan herkese lazım olan bir şeydir. Demokratikleşmek, sivilleşmek hepimiz için gereklidir. Dolayısıyla bu oylanacak onun üzerinde konuşalım, tartışalım. Değişiklik paketinin muhtevasına bakalım, ne getiriyor ne götürüyor onu tartışalım'' vurgusunu yaptık.

Hem kendimizi bu daha sivil usule ve usluba alıştırmış olduk, hem muhataplarımızı yani siyasi kimliklerimiz farklıda olsa ortak meselelerimizi ortak zeminlerde konuşacak, tartışacak hale getirme açısından teşvik etmiş olduk. Bu da Türkiye için ciddi bir kazanım oldu. Ama üzülerek ifade edelim ki, şunu da malesef gördük. Siyasi şartlanmışlık içinde bulunan kişiler, çevreler Anayasa Değişiklik Paketi'nin içine bakmadılar. Hangi maddenin ne getirip götürdüğüyle ilgilenmediler. Siyasi polemik oluşturarak kampanya yapmaya çalıştılar.

Hatta sanal korkular ürettiler. Oysa Ak Parti 8 yıldır iktidarda, yerelde de, genelde de... Afedersiniz bir ata sözü ile söylemek istiyorum. ''Kimin itine hoşt, tavuğuna kışt demişiz?'', kimi korkutmuşuz, kimi ürkütmüşüz, kimin özel hayatına müdahale etmişiz, kimi korkutacak, ürkütecek şeyler yapmışız. Böyle birşey söz konusu değil. ''Yaptıklarımız, yapacaklarımızın ispatıdır, işaretidir''. O açıdan bakıldığında hangi hükümet döneminde, hangi iktidar döneminde AK Parti döneminden daha özgür ortamlar oluşturuldu. Daha toleranslı, daha anlayışlı, daha hoşgörülü usluplar kullanıldı. Herkese ve her kesime açılım konseptinin öncülüğünü yapan biziz. Dolayısıyla her şeye rağmen o fanatizmi devam ettiren, değişiklik paketinin muhtevasına bakmaksızın peşin hükümlü muhalefet eden kişilerle, kurumlarla çevrelerle de karşılaştık. O açıdan tablo üzücüydü, fotoğraf üzücüydü.

Bir başka üzücü ya da şaşırtıcı tarafı da bu sürecin şuydu; normal şartlar altında siyasetleri bakımından, ana konseptleri bakımından, değer yarğıları bakımından, dayanak noktaları bakımından, farklı gibi duran, muhalif gibi duran siyasi kesimler bu referandum sürecinde aynı çuvala girdiler. Aynı safta durdular ve olayı AK Parti ve diğerleri noktasına taşımaya çalıştılar. Tabi bu onların tabanlarında bir takım sorgulamalara yol açtı, kaymalara yol açtı. Mesela, belki de sadece ve sadece AK Parti'de bu referandum sürecinde tavanla taban arasında bir çelişki yoktu, yüzde yüz uyum içinde biz süreci devam ettirdik. Ama diğer partilerin tamamında, tabanla tavan arasında çatlaklar, çelişkiler vardı.

Üsküdar 34 Haber Sitesi olarak yeni bir röportajla daha siz okurlarımızla tekrar birlikteyiz. Referandum oylaması sürecinde Üsküdar'da siyasi partilerle yapmış olduğumuz röportajlar ile sizler için Üsküdar'ın referandum çalışmalarını takip ettik.

ÜSKÜDAR 34 : Sayın başkanım, ''Referandum sonrasında da bu süreç sanki irdeleniyor''?

Zekeriya ERDİM : Şimdi daha çok sorgulanıyor, daha çok irdeleniyor. Ama AK Parti'nin dışındaki hiçbir partinin tavanıyla tabanı arasında bu uyum sağlanamadı, bu istikrar yakalanamadı. Neyi kastediyorum? Mesela Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) peşinen şiddetle ''Hayır'' cephesinde yer aldı. Ama CHP sol kesimin siyasi temsil makamı gibi tarif ediliyor, tanımlanıyor yıllardır. Sol'un siyasi kalesi gibi konumlandırılıyor ama Sol'cu kesimlerden ciddi anlamda eleştiriler geldi. Bu bir demokratikleşme sürecidir. Bu bir sivilleşme sürecidir. Bu sosyal demokrat yaklaşıma uygun bir gelişmedir noktasından hareketle CHP'nin tavanını yargıladılar, sorguladılar, muhalefet ettiler. Dolayısıyla orada bir uyum sağlanamadı.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ''Hayır'' cephesinde yer aldı. Oysa MHP tabanının gerek genel siyasi anlayışı, değerler sistemi bakımından; gerekse 12 Eylül özelinde yaşananlar bakımından tabanda ciddi kaynamalar oldu, çatlamalar oldu, tepkiler ortaya çıktı. Dolayısıyla MHP'nin de tavanıyla tabanı arasında bir uyum sağlanamadı.

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) güya domokrasi peşinde, güya temel haklar ve özgürlüklerin gelişmesini savunuyor. Ama açılım meselesinde olduğu gibi sivil anayasa yolunda atılmış önemli bir adım olan bu referandum sürecinde de bugüne kadarki eylemlerine, söylemlerine aykırı düşen bir tercih yaptı. Ve oda kendi tabanıyla sıkıntıya girdi, bir uyum sağlayamadı. BDP'nin tabanında da çatlamalar oldu. Orada belki şu şerhi de düşmek lazım. BDP güya boykot blokunu temsil etti. Böylece doğal nedenlerle sandık başına gitmeyenleri de kendi hesabına yazdırmanın hesabını güttü. Ama burada önemli bir nokta var. Herkesin hemen hemen farkında olduğu bir nokta, sandık başına gitmeyen insanların büyük bir çoğunluğu, sandık başına gitselerdi ''Evet'' diyeceklerdi. Nitekim sandık başına gitmeyi göze alanlar müthiş bir çoğunlukla bazı yerlede yüzde yüze yakın oranlarda ''Evet'' dediler. Sandık başına gitmeyenlerin bir kısmı korkudan gidemediler, polis yardımıyla gidenler oldu. Bu tıpkı değişiklik paketinin mecliste oylandığı günlerde CHP'nin meclisi boykot etmesi gibi, yani ''Eğer meclise giderlerse, oylamaya katılırlarsa 'Evet' oyu verirler endişesinden hareketle'' oylamaya katılmayı yasaklaması gibi, nitekim daha sonra CHP'nin milletvekillerinden birisi çıktı patladı, ''Ben Evet diyeceğim'' dedi. Adamı partiden ihraç ettiler, istifa etmek zorunda kaldı. Dolayısıyla BDP'liler de sandık başına giderlerse ''Evet'' diyeceklerini bildikleri için sandık başına gitmelerini engellediler. Orada da hem bugüne kadarki söylemleriyle, eylemleriyle çelişkili bir durum ortaya çıktı. Hem de tavanla taban arasında çatlama oluştu.

Büyük Birlik Partisi (BBP) ''Evet'' diyeceğini ilan etti, ama ciddi bir çalışmasıda olamadı. Olmadı diyemiyorum. Orada lehte-alehte bir yorum yapma gereği duymuyorum.

Ama mesela benzer birşey Saadet Partisi (SP) için de geçerli. SP'de sonuç olarak ''Evet''ten yana tavır aldı açıklama yaptı. Ama iki şey bu iradenin tam olarak sandığa yansımasını engelledi.

Bu iki şeyden birisi;
- SP'nin kendi tavanında meydana gelen sorunlar, kongre sürecinde yaşananlar.
İkincisi de;
- Genel merkezin iradesinin teşkilatlara ve tabana yansıtamamasıdır.

Dolayısıyla SP'liler de hem kampanya sürecine aktif katılmadılar, hem sandık başına gitme konusunda ciddi bir performans ortaya koymadılar. Bir istatistik yapma imkanım yok ama ben inanıyorum ki önemli oranda SP'liler sandık başına gitmediler. Hatta gidenlerden ''Hayır'' verenlerin olma ihtimali de var. En azından biz Üsküdar özelinde bunu biliyoruz. SP'nin yönetci düzeyindeki teşkilat mensuplarından bile bize, arkadaşlarımıza genel merkez ne derse desin ben ''Hayır'' vereceğim diyenler oldu. ''Hayır'' için çalışanlar oldu.

Dolayısıyla sadece AK Parti tavanıyla, tabanıyla en kılcal damarlarına varıncaya kadar tüm üyeleriyle teşkilat mensuplarıyla yek vücut olarak bu değişiklik paketinin arkasında durdu. Onun dışındaki hiç bir siyasi parti bir bütün olarak ''Evet''in ya da ''Hayır''ın yanında yer alamadı. Kendi içlerinde kırılmalar oldu bölünmeler oldu, fireler oldu.

Biz artık Referandum sürecinin sayfasını kapatmak üzereyiz. Yeni bir sayfa açıyoruz 2011 Genel Seçimleri... 2011 genel seçimlerine üye oranını arttırmış, oy oranını arttırmış, psiko-sosyal yönden morali ve motivasyonu yükselmiş bir teşkilat olarak giriyoruz. Ve bugüne kadar girdiğimiz seçimlerin tamamından daha yüksek bir oyla tek başına iktidar olarak sandıktan çıkacağımıza inanıyoruz. Şuan da bu sürecin hazırlıklarıyla meşgulüz. Son güne, son ana bırakmadan da inşallah giderek artan bir tempoyla 1 Ekim 2010'dan itibaren çalışmalarımıza da başlayacağız.

8 Ekim'de ilçe Danışma Meclisimiz var. Bu Danışma Meclisinde bir yandan referandum sürecinin sonuçları özet olarak değerlendirilmiş, teşkilat mensuplarıyla paylaşılmış olacak, öte yandan yeni dönem çalışma konseptimiz takdim edilmiş olacak ve 8 Ekim'den sonra kolları sıvayıp yine yollara düşeceğiz inşallah.


Üsküdar 34 Haber Sitesi olarak bizimle yapmış olduğunuz bu samimi röportaj için teşekkür ediyoruz. Referandum süreci öncesinde ve sonrasında yapmış olduğumuz röportajlarda konuğumuz olan AK Parti Üsküdar İlçe Başkanı Sayın Zekeriya Erdim'e çok teşekkür ediyoruz.

Üsküdar'da referandum değerlendirme röportajlarımız devam edecek...


Üsküdar 34 - Röportaj


Puan Ver 5Puan Ver 5Puan Ver 5Puan Ver 5Puan Ver 5

Politika

En Çok Okunan Haberler

+4
°
C
+
-1°
Uskudar
Pazartesi, 14
Salı
+ +
Çarşamba
+ +
Perşembe
+ +
Cuma
+ +
Cumartesi
+
Pazar
+ +
7 Günlük Hava Tahmini
Üsküdar Nöbetçi Eczaneler Günlük Burç Yorumları
Üsküdar Haritası

GAZETELER

Hürriyet Dünya
Milat Sözcü
Yeni Şafak Türkiye
Takip Et :
Üsküdar 34 Feedburner
www.uskudar34.com © 2007-2022 Tüm Hakları Saklıdır. Sitedeki içerikler kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Destek ve Bilgi : [email protected]
Bu sayfa 0.06 saniyede yüklendi.

www.uskudar34.com web sitesinde yer alan tüm sayısal ve sözel içerik sadece bilgilendirme amaçlıdır. Köşe yazılarında yer alan içerik yazarların kendi görüşleri veya alıntı(kaynak gösterilerek) olup; ilgili konu hakkında uskudar34.com'un genel görüşünü yansıtmaz.

Web sayfalarımızda yer alan bilgiler ve doğrulukları tarafımızca garanti edilmemekte olup, bu bilgiler belli bir getirinin sağlanmasına yönelik olarak verilmemektedir. Bu nedenle bu sayfalarda yer alan bilgilerdeki hatalardan, eksikliklerden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı uskudar34.com sorumlu tutulamaz.

sanalbasin.com üyesidir