Referandum sonrasında da ikinci röportajımızı Cumhuriyet Halk Partisi Üsküdar İlçe Başkanı Sayın Mustafa Çetinkaya ile yaptık. Çok samimi ve sıcak bir ortamda yaptığımız röportajda başkan Mustafa Çetinkaya ilginç noktalara değindi.
Üsküdar 34 Haber Sitesi yazarlarından Yalçın Soysevinç'in de katıldığı röportajda İlçe Başkanı Mustafa Çetinkaya'ya Yönetim Kurulu Üyesi Süheyla Turan, İlçe Kadın Kolları Üyesi Kadriye Aydın ve Gençlik Kolları Başkanı Erdinç Dinçer'de eşlik ettiler.
İşte beklenilen röportajımız...
ÜSKÜDAR 34 : Üsküdar 34 : Referandum değerlendirmeniz nedir?
Mustafa Çetinkaya : Ziya bey teşekkür ediyorum. Sizinle Referandum öncesi yine bir söyleşi yapmıştık. Orada Referandum sonrasında da bir değerlendirme yapacağınızı söylemiştiniz ve o bugüne denk geldi. Ben sözlerime başlamadan önce bu Referandumda Üsküdar halkına teşekkür etmek istiyorum. ''Evet'' diyen ''Hayır'' diyen tüm Üsküdarlılara teşekkür ediyorum. Olgunluk içerisinde oyunu kullanmıştır, kavga çıkmamıştır, dövüş çıkmamıştır. Bu nedenle bize oy veren yada vermeyen tüm Üsküdarlılara teşekkür ediyorum. Referandum sürecinde tabi sitemlerinde var. Burada bir dert yanma anlamında da anlaşılmasın. Üsküdar İstanbul ölçeğinde kendine nasır bir ilçe, biraz Anadoluluğu ağır basan bir ilçe, kapı komşusu ilişkisi olan bir ilçe dolayısıylada bizde bu atmosferde siyaset yapıyoruz. Siyaset yapan siyasi partilerin az önce bahsettim o Üsküdar'a yakışır şekilde olmasını beklerdim. Ama üzülerek söyleyeyim ki Referandum öncesi bu ihlal edildi.
- Nedir bunlar?
Örneğin; isimsiz pankartları sizde gördünüz. Bunlar seçim kanununa ve bildirgelerine aykırıydı. İşte çeşitli derneklere pankart astırdılar. Bunlarıda gördünüz. ''Falancalılılar da Evet diyor''. Oysa o falancalılılar ''Evet'' diyen derneğin içinde partililerimiz vardı, Üsküdarlılar vardı. Ve bunu da üzülerek söyleyeyim ki Üsküdar Belediyesi'nin taşeronları yazıyordu.
Üsküdar 34 : Sayın başkanım internet sitemize o dönemde Giresun Medya Platformu (GİRMEP) tarafından bir açıklama gönderilmişti. Bizim haber bölgemiz içerisinde olan Çengelköy'de bir sokakta GİRMEP'in bir pankartının olduğunu bu pankartın bilgileri dahilinde olmayıp izinsiz asıldığını bize bir açıklama ile bildirdiler.
Mustafa Çetinkaya : Efendim bakın onu ben arz edicem hatta o konuda tabir yerindeyse karakollukta olduk. Bir bayram arefesi sayın başbakanın kayın pederinin mezarını ziyaret etmek üzere Karacaahmet Mezarlığı'na geliyor. Orada bizim pankartımız vardı. Pankartımız indirilirken bir vatandaş bize ihbar etti ve gittik. Üzülerek söyleyeyim ki Üsküdar Belediyesi'nin taşeronunun sepetli aracı bunu indiriyordu. Ve oraya gittiğimizde rulo halinde çeşitli derneklere ait pankartlar vardı. Hatta benzer pankartlar Üsküdar Belediyesi'nden çıkmıştı. Bu bizi üzmüştür. İkinci bir olay Ramazan ayı adeta Referandumun bir aracı haline getirilmiştir. Biliyorsunuz İstanbul'da aldıkları bir kararla çadırları kaldırdık dediler. Üsküdar'da böyle bir merkez açtılar. Ama gördük ki İstanbul'un tüm sokakları, Üsküdar'da buna dahil çadır oldu. Caddelerde iftarlar verildi. Okullarda iftar verildi. Yine sizin sitenizde okudum. Kilisede, okulda, caddede veya başka bir yerde okudum. Hafızam beni yanıltmasın.
Üsküdar 34 : Kuzguncuk Beth Yaakov Yönetim Kurulu'nun sinagog bahçesinde vermiş olduğu iftar yemeği haberimiz sayın başkanım.
Mustafa Çetinkaya : Gönül isterki toplumun, insalığın ortak değeri olan şeyler yani oy adına tahrip edilmesin. Bunu beklerdik. Ben tekrar ediyorum Üsküdarlı seçmenlere teşekkür ediyorum. Şimdi Üsküdar'ın bildiğiniz üzere seçmen sayısı 388,308 oy kullanan 291,701 kişi, 3,685 oy geçersiz sayılıyor ve 96,607 Üsküdarlı da sandığa gitmedi. 96,607 seçmen sandığa gitmedi. Çıkan oyları yüzdelediğinizde, yüzde 46 ''Hayır'', yüzde 54 ''Evet'' gibi bir oran. Şimdi bu orana baktığımızda bizim için yeterli mi? Değil.
Değerlendirmesini yaptığımızda Türkiye ortalamasının ve İstanbul ortalamasının üstünde bir oran. 2009'la mukayese ettiğimde Üsküdar'da oyların arttığı görülüyor. Şimdi şunuda belirtelim. Malum bu bir seçim değildi. Muhtarlık seçimi değildi, Belediye Başkanlık seçimi değildi, Milletvekili seçimi değildi aday yoktu. Tabir yerindeyse 73 milyon insan burada adaydı. Anayasa paketini oyluyordu. Çünkü paket halinde getirdiler.
Şimdi biz parti olarak üç şeyden dolayı karşı çıktık;
- Bir hazırlanışı,
- İçeriği,
- Sunuş.
- Neydi?
- Ben şunu yapacağım ama yargı bana engel.
İşte son başbakanımız ''Yargı Ayağımızda Pranga'' dedi. Bu şeyle biz bir Referanduma gittik... Üsküdar ölçeğini konuştuğumuzda biliyorsunuz bu Anayasa da taraflar vardı. Adaylar yoktu taraflar vardı.
- Üsküdar ölçeğinde kimdi bu taraflar?
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Saadet Partisi (SP), Büyük Birlik Partisi (BBP) ister kabul edelim ister etmeyelim bugün cemaatler var. SOL'un çeşitli kulvarında siyaset yapan yada öyle görünen kesimde ''Yetmez Ama Evet'' diyenler bir taraf oldular. Evetçi taraf.
Birde Hayırcı taraf oluştu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Türkiye Komünist Partisi (TKP ) ve Demokratik Sol Parti (DSP ) ''Hayır'' tarafıydı. İşte sonucuda biraz önce arz ettim. Oranlamayı yaptığımızda yüzde 46 ve yüzde 54 ve bu sonuç bizim için yeterli değil. Oylarımızın artmasına rağmen yeterli değil. Şuda benim çok hoşuma gitmiyor. Yani atılan oyun üzerinde ben şucuydum ''Evet'' dedim, ben şucuydum ''Hayır'' dedim. Yani vatandaşın oyuna burada... Gizli verilen birşey. Belki AK Partili geldi ''Hayır'' dedi. Her ne kadar biz bir bütünlük içerisinde gittik diyorsalarda, ama saha çalışmasında çok olmamakla beraber extreme de olsa insanlardan ben AK Partiliyim vallah billah AK Partiliyim ama ''Hayır'' diyeceğim.
Üsküdar 34 : Sayın başkanım şuda toplumca biliniyor. Bazı insanlarda girdikleri ortam neyi arz ediyorsa o ortama göre ben şucuyum veya bucuyum diyen kişilerde var.
Mustafa Çetinkaya : Bazı siyasi partilerin örneğin AK Parti'nin yaptığı mantıkla ben bir hesaplama yaparsam CHP'nin 2009'la bugün aldığı oyları karşılaştırırsam. Burada SP'nin, MHP'nin, CHP'nin aldığı oylar belli, AK Parti'nin aldığı oylar belli ve normal bir kulvara herkes bir seçimde kendi kulvarına çekildiğini varsayarsak burda CHP'nin oyları 2 bin farkla AK Parti'nin önünde görülüyor.
Burada il genelini baz alıyorum. İl genelini baz aldığımda AK Parti 122 bin oy almış, CHP 100 bin oy almış, MHP 16 bin oy almış ve Saadet Partisi 42 bin oy almış.
Üsküdar 34 : Sayın başkanım Üsküdar genelinde bir değerlendirme yapabilir miyiz?
Mustafa Çetinkaya : Şimdi ben Üsküdar'la ilgili değerlendiriken siyasi partilerin Üsküdar'da aldığı oyları söylüyorum. Burada Belediye Başkanı'nın oyunu alırsanız, orada kişi önemli örneğin açık itiraf edeyim. Biz iyi bir aday belirleyemediğimiz için Üsküdarlı resmen bize mektup yazdı. Adayına 87 bin oy, meclisine 97 bin ve partiyede 101 bin oy verdi. Sayın Kılıçdaroğluna'da 117 bin oy verdi.
Şimdi ben sayın Kılıçdaroğlu'na Üsküdar'ın çeşitli katmanlarından çeşitli oluşumlarından oy geldiğini biliyorum. Ama bizim adayımızdan dolayı bizden de başka yerlere oy gittiğinide biliyorum. Bugün itiraf ediyor o gün oy verenler. Aday önemli burada Yılmaz bey bir isimdir. Yılmaz bey 61 bin oy alıyor. Kendi partisi SP'si 42 bin oy alıyor. Yerel yönetimlerde kişi belirleyici etken, o nedenle siyasi partinin oylarına baktığımızda il geneli almamız gerekiyor. İl geneli aldığımızda da çıkan tablo bu. Eğer o mantıkla hesaplarsanız CHP'si önde. Eğer MHP'nin oyunu, DSP'nin oyunu, o gün Anavatan Partisi (Anap), Doğru Yol Partisi (DYP) bugün Demokrat Parti (DP) olan o oyları ÖDP, TİP, TKP'nin oylarını çıkarttığınızda CHP önde görünüyor.
Üsküdar 34 : Sayın başkanım bu durumda CHP Referandumdan başarıyla (zaferle) çıktı diyebilir miyiz?
Mustafa Çetinkaya : Şimdi bakın ben Mustafa Çetinkaya olarak hayata yaptıklarımla bakmam, yapamadıklarımla bakarım. Ben aldığım yüzde 46 oy, tekrar ediyorum. İstanbul ve Türkiye ortalamasının üzerinde.
- Burada bir başarı var mı? Kıyasda ettiğimizde; var.
- Yeterli mi? değil.
Ben yüzde 46 da değilim. Ben şuradayım niye yüzde 50-60 ların üzerine çıkamadık, oradayım. Yani yaptıklarımızı yaptık. Demek ki yapamadıklarımız gerekli. Biz örgüt olarak ordayız. Geçen Cumartesi günü de örgütümüzü topladık. Yine Referandum değerlendirmesini yaptık. Bizim görmediklerimizi gören arkadaşlarımız hatırlattı. Onları notlarımıza aldık. Acilen mahalle örgütlenmelerimizi yeniden gözden geçiriyoruz. Arkadaşlarımız dün (5 Ekim 2010 Salı) itirabariyle başladılar bunun çalışmasına. Muhtemeldir ki bu hafta sonu en azından mahallelerimizin yarısını bir süzgeçten geçireceğiz. Geçirmemiz gerekiyor. Yani ben mazeretlerin arkasına sığınmayı sevmiyorum. Mazeret çok, yani bunu Üsküdar'da hepimiz yaşadık. Devasal bir kampanya yaptılar. Benim hafısamın almadığı paralar harcandı. Bir belediye var, burada oturan bir başbakan var ve burada bazı cemaat liderleri var. Bunlar etkenler. Söylemektede hiç bir mahsuru yok Fethullah Gülen'i yıllardır kamuoyundan biliriz. Takip ederiz. Hiçbir seçimde açıkça taraf olmamıştır. ''Amerika'dan ölüleri diriltin'' diyor. Şimdi Türkiye enteresan. Bakın yine ben geçmişlede uğraşmayı çok sevmiyorum. Geçmişteki hatalar size ders veriyorsa, o geçmiş çok kıymetli. Ama o hataları yapıyorsanız, gelecekte başınıza bela olur. Şimdi bu Anayasa'dan şikayet edenler, 1982'de yine bir oylama yapıldı yüzde 92 ''Evet'' ve yüzde 8 ''Hayır'' oyu ile sonuçlandı.
- Bu Anayasa hangi Anayasa? 1982 Anayasası.
- O ''mezardakini de alıp götürün'' diyenler ne yaptılar? Evet dediler.
Bugün o Anayasa'dan şikayet edenler ''Evet'' dediler.
- Hayır diyen kimdi? SOL kesim.
SOL kedimdi. Korku vardı, baskı vardı. Ben sandıkta görevliydim o gün. Evet şeffaf zarfa koyduğun zaman sırıtıyordu. Ben o zaman ki adıyla Ümraniye'de Mustafa Kemal (1 Mayıs Mahallesi) Mahallesi'nde sandıkta görevliydim. Ama oradaki insanlar aslanlar gibi gelip oyunu kullandı. Yani söylemek istediğim; Eğer o geçmiş bize ders veriyorsa, oradan dersimizi alıyorsak o bir kazanımdır. Bugün o Anayasadan şikayet edenler, o gün ''Evet'' diyenlerdir. Onu belirtmek için söylüyorum. Sebep ne olursa olsun sonuç bizim için yeterli değil. Onda arkadaşlarımızla hemfikiriz. Bunun için mahallelerimizi tekrar gözden geçireceğiz. Bir de bu Referandum bizim için bir test oldu.
- Neydi o test?
- Bugüne kadar sandıklarımıza ne kadar sahip çıkıyorduk?
Sayın genel başkanımızın da kamuoyuna duyurduğu şekilde ki genel başkanımız tüm sandık görevlilerini kendi sesiyle uyandırdı. 960 sandığın mazbatası en erken elimize geldi. Yine ilimizden bize verilen şifreyle bilgisayarlara işlendi. Yani ilçe seçim kurulları sonucunu netleştirmeden biz sonucu görebildik. Burada bir sıkıntımız olmadı. Ama bazı eksiklerimizi yine gördük.
- Ne gördük?
Üzülerek birşeyi yine söylemek zorundayım. Üsküdar'da polisin art niyetinden demiyorum, yanlış yönlendirmesinden, amirlerinin yasayı bilmeyişinden polislere yasal olmayan bir şekilde oy kullandırmaya çalıştılar. Çalışıldı. Burada 34 tane avukatımız görev yapıyordu. Bir sürü tutanaklar tutuldu, engellenmeye çalışıldılar engellenebildiği kadar da engellendi. Bunun yanında tam sayısıda bilmiyorum ama 100'e yakında böyle olumsuz oylar kullanıldı. Örneğin ilçe olarak bizim yapacağımız ilk işlerden biride o konuda zabıtlarımız var, ilçe seçim kurulunun bize yazıları var, ilçe seçim kurulu nezdinde il seçim kurulu nezdinde kazandığımız davalar var. Bunları seçim sathına girer girmez ilçe kaymakamı ilgili mercilere o kararları ek yaparak arz edecek. Bu seçimde gördüğüm birşey daha var. Vatandaş çok duyarlı arkadaşlar. En ufak olumsuzluğu telefonla bize bildirdi.
Üsküdar 34 : Bunlar ne tür olumsuzluklardı?
Mustafa Çetinkaya : Örneğin bir okulda geliyor vatandaş art niyet, iyi niyet ama uygulama yanlış seçmen listesinde ismi yok. İmza atmadan oy kullanıyor, imza atmaya gelince ''aaa pardon ben burada değilmişim'' diyor. Bunlarla karşılaşıldı. Mesela bunlar hemen bize geldi. Örneğin bir muhtarımız bir okula götürmüş seçmen bilgi kartlarını koymuş onu bize oy pusulaları mühürsüz ortalarda dolaşıyor. Gittik oy pusulaları değil seçmen bilgi kağıtları. Mesela hukukçularımız gönüllü olarak bu işe girdiler. Gönüllü olarak çalıştılar. Burada vatandaşın bir duyarlılığı var. ''Oyuma sahip çık''. Hakikaten siyasetçinin bir görevide sandığa oyunu teslim eden yurttaşın oyuna sahip çıkmak gibi bir görevi var. O oyun ziyan olmaması için, o oyun kabul görmesi için, yasalar çerçevesinde ona sahip çıkmak gibi bir görevimiz var. Çünkü sandığa getiriyor namusunu size teslim ediyor. Sahip çıkmak zorundasınız. Bu Referandumda onu biraz test ettik. Tabi gördüğümüz zayıf halkalarımız var. Onları güçlendireceğiz. Onları tamamlamaya gayret edeceğiz. Birde bu seçimlerde bizim bir sıkıntımız oldu, ''çok bütçe ayıramadık''. Ama bazı eksiklerle beraber Üsküdar İlçesi olarak iyi bir kampanya geçirdik diye düşünüyorum. Bunun bazılarına sizler şahit oldunuz, bazılarını işte biz biliyoruz. Ama yettimi? Yetmedi. Daha çok çalışmak lazım. Demek ki; şunu gördüm ''gündüz çalışmak yetmiyor, gecede çalışmak gerekiyor''.
Üsküdar 34 : Sayın başkanım sizin ve sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun Referandum oylaması ilk ciddi sınavınızdı. Önümüzde 2011 yılında bir Milletvekili Seçimi var. Bu süreçte Referandum oylamasını da baz alarak yaşamış olduğunuz sıkıntılarıda göz önünde bulunduradak ne gibi bir çalışma yöntemi izleyeceksiniz?
Mustafa Çetinkaya : Ziya bey henüz terimiz kurumadı. O teride kurutmayacağız. Özellikle Üsküdar Cumhuriyet Halk Partisi'nin çok iyi çalışan hani imkansızlıklardan imkan yaratan bir kadın kolları var. Kadınları var. Üsküdar'da gecesini gündüzünü o seçim sürecinde katan ve pratikte bir sürü tecrübe kazanan geçliği var. Referandumdan önce söyleyeyim ben 2009 yılında bir seçim yaşadım. Ama yönetimde değildim. Bugün Üsküdar'da bir başarıya gitme yoluda o yola döşenen taş olacaksak biz olacağız, başarısızlığında taşı biz olacağız. Bizde kongrede bir tek slogan kullandık. ''Sokakta ayak izi olmayanın sandıkta gözü olmasın'' dedik.
- Ne yapacağız? Biraz öncede söyledim.
Demek ki gündüz çalışmamız yetmemiş bizim, yetmiyor. Daha çok çalışmamız gerekiyor. Tabir yerindeyse geceyi gündüze katmak, daha çok insana ulaşmak, kendimizi daha iyi anlatmak, bazen saha çalışmasında bazı insanlarla karşılaştık.
Örneğin vatandaş bana şunu söylemişti; ''Yav kardeşim sizde her şeyi anayasa'ya götürüyorsunuz'', Suriye ile Irak arasında olan mayınlı araziyi örnek verdik.
- Ne yapsaydık? ''Valla haklısınız o kadar da düşünmemiştik'' dedi.
Şimdi yurttaşa siz anlattığınızda örneğin son il başkanları toplantısında genel başkanımız il başkanlarına ''Yerinizde oturmayacaksınız'' dedi. Kahveye git, lokantaya git, tarlaya git yani siz el sıktığınız da yüzünüzü, gözünüzü karşınızdaki insanın gözüne yüzüne diktiğinizde birşey alıp veriyorsunuz. Bugün daha çok insanla temas edeceğiz, daha çok Üsküdarlıya ulaşacağız, kendimizi daha çok anlatacağız, karşı olduğumuz makarna devletinin yerine sosyal devleti ikame edeceğimizi ki programımızda var. Genel başkanımız bunu belediye başkanlığı adaylığı sürecinde de söyledi, genel başkanlığı süresinde de söylüyor. Ülkenin bir türban sorunu var. Evet sorun... ''Bunu çözeceğiz'' diyoruz. Ama birilerini alet etmeden, bu ülkede bir bakıyorsunuz KPSS yapılıyor, iptal ediliyor. Üniversite girişlerinde illegal cihazlar kulanılıyor. Şimdi Allah aşkına bunun sorumluları o bu denilmedi. Bunları vatandaşa anlattığınızda, konuştuğunuzda karşılığını alacağız diye düşünüyorum. O yolda çalışmaktan geçiyor. Bu çalışma bir plan çerçevesinde olacak. Umuyorum ki kadirşinas Üsküdarlı bunun karşılığını verecek.
Referandum oylamasında hakikaten arkadaşlarımız sokaktaydı, halkın içindeydi. Örneğin bazı mahallelerimizde oylarımız çok düşüktü, burada artış oldu. Mesela bir Yavuztürk'ü bilirsiniz defalarca gidildi. Orada tanımadığımız ve bugün dost olduğumuz bir sürü site var, bir sürü mekan sahibi insan var. Kendinizi tanıtacaksınız, anlatacaksınız, sorunuyla ilgileneceksiniz. Oturduğunuz yerde ahkam keserek bu olmuyor. Örneğin Üsküdar 34 Haber Sitesi ile 5-6 ay öncesinde tanıştık. Ondan önce bir Mustafa Çetinkaya dediğinizde değerleriniz olur. Bugün inanıyorum ki bakışınız başkadır. Karşı karşıya gelip konuştuğunuzda birbirinizi tanıyabiliyorsunuz. Bizim malzememiz insan ve halk çünkü gücünüz o, bizim başka gücümüz yok bizim, para kaynağımız yok, kutsalları kulanma gibi (ürkütür, korkutur, utandırır) böyle bir geleneğimiz yok. Tek dayanağımız halk. Ne yapacaksak halkla yapacağız. Öyle devletin şu kurumu, cemaatin şu kolu yok bizim alakamız. Seçime giderken gençlerimde burada, yönetimdeki arkadaşım da burada, kadın kollarındaki arkadaşım da burada. Şunu söyledik, dedik ki bizim paramız yok, bizim elimizde ciddi materyalde yok, ama arkadaşlar biz varız. Çünkü teknik alet ne olursa olun, materyaller ne olursa olsun sonuçta insan. Biz varız, biz yüreğimizle varız. Bu yüreği, bu eli, bu bedeni daha çok ortaya koyacağız. Demokrasi'nin gelişmesi adına eğer bir taş döşenecekse, biz o taşın harcı, kumu olmaya hazırız, olmak zorundayız bakışımız bu düsturumuz bu. Daha çok çalışmak.
Üsküdar 34 Haber Sitesi olarak bizimle yapmış olduğunuz bu samimi röportaj için teşekkür ediyoruz. Referandum süreci öncesinde ve sonrasında yapmış olduğumuz röportajlarda konuğumuz olan CHP Üsküdar İlçe Başkanı Sayın Mustafa Çetinkaya'ya çok teşekkür ediyoruz.
Üsküdar'da referandum değerlendirme röportajlarımız devam edecek...
Üsküdar 34 - Röportaj
