Referandum sonrasında son olarak MHP Üsküdar İlçe Başkanı Sayın Habib Suiçmez'le yaptığımız röportajlarımızı bitiriyoruz. Çok samimi ve sıcak bir ortamda yaptığımız röportajda başkan Habib Suiçmez halkın içinde olduklarını ve sorunlarını dinlediklerini söyledi ve önemli noktalara değindi. İşte röportajımız...
ÜSKÜDAR 34 : Sayın Başkan, 12 Eylül Referandum oylamasında Üsküdar'da sandıktan yüzde 54,1''Evet'', yüzde 45,9 ''Hayır'' oyu çıktı. MHP Üsküdar İlçe Teşkilatı olarak Referandum Oylaması'nın değerlendirmesini yapar mısınız?
Habib Suiçmez : Referandumla ilgili tabi ki biz siyaset-siyasi süreç çok hızlı işliyor. Siyasette bazen 5 yıl - 10 yıl çok uzun, bazen çok kısa, bazen 1 saat çok uzun olarak adlandırılıyor. Çok değişken şeyler oluyor. Milletimiz referandumu yaşadı. Son 30 yıla baktığımız zaman 3-4 tane referandum yaşanmış, 1982 anayasası 1983'te oldu, 1984 de oldu, 1986 da siyasi yasakların kalkması ile ilgili oldu, 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı ile ilgili oldu. Son olarak yaşadığımız referandum süreci ve çok fazlada insanımızın ilgi duyduğu, siyasetin çok üst seviyede olduğu bir referandum sürecini yaşadık.
Ama bu referandum süreci, şunu belirtmek istiyorum ki; Bir seçim süreci değil, ne bir genel seçimdir, ne bir yerel seçimdir. Biz zaten referandum sürecinden evvelde böyle düşünüyorduk. Diyorduk ki; Bu referandumda alınan oylar evet cephesinin almış olduğu oylar AK Parti'ye verilmiş oylar olmayacak, hayır cephesinin almış olduğu oylarda Milliyetçi Hareket Partisi'ne verilmiş oylar olmayacak. Ne AK Parti'nin almış olduğu evet'te oy oranı belli olacak, ne Milliyetçi Hareket Partisi'nin almış olduğu hayır'da oy oranı belli olacak. Biz bunu sayın genel başkanımız Dr. Devlet Bahçeli çıkmış olduğu bütün televizyon programlarında söylemişti. Bizde özelde Üsküdar'da görüşmelerimizde hep bunu söyledik. Ama referandum süreciyle ilgili yapmış olduğumuz çalışmalarda da şunu dedik. Bu anayasa maddeleriyle ilgili bizimde kabul edebileceğimiz birçok madde vardı. Ama şüpheli baktığımız iki tane madde üzerine çok yoğunlaştık. Ve burada şunu demek istedik; ''Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kimlerle ne şekil pazarlık ettiğini, Türkiye'yi hangi süreçlerin beklediğini ve bu süreçlerden sonra nelerin gerçekleşeceğini insanımıza anlatmadı'' ve bunun anlatılmasını istedik.
Çünkü 8 sene öncesinde Türkiye'de söylenmeyen şeyler, 8 sene öncesinde cesaret edilemeyen şeyler artık bugün söylenir oldu. Türkiye'de siyasi kürtçülük adına, Türkiye'yi bölme adına Türkiye'yi eyalet sistemine ayırıp da Güney Doğu Anadolu Bölgesi'ni Türkiye'den koparma adına her akşam en fazla izlenen televizyon kanallarında muhakkak bir tartışma vardır ve bölmeden yana olan Türkiye'nin ayrılmasından yana olan Türk insanı'nın dokusunu bozmadan yana olan muhakkak da bir konuşmacı vardır.
Üsküdar 34 : Sayın Başkan referandum haftasından sonraki ilk haftaya dönecek olursak gündemi 2 hafta kadar başkanlık sistemi gelecek tartışmaları oluşturdu. Bu noktada ne düşünüyorsunuz?
Habib Suiçmez : Tabi ki bu gündem belliydi zaten. Biz bu gündemlerle ilgili referandumdan hemen sonra yapmış olduğumuz açıklamalarda AK Parti'nin referandum sürecinde ve öncesinde ki AK Parti hakkında düşündüğümüz kaygılarımız referandumdan sonra bir bir gerçekleşmeye başladı. Ve orada Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sayın iç işleri bakanı, iç işleri bakanımız bir açıklama yaptı ''Vatandaşımız yüzde 58 oy verdi bize bunları yapalım'' diye ''PKK ile görüşmüyoruz. Hiç kimse görüşmüyor. Görüşüyor diyenler, (ağzıma alamıyorum, çok kötü bir söz kullandı başbakan) ama referandumdan sonra bir baktık ki PKK ile çok ciddi görüşmeler oluyor. Apo ile çok ciddi görüşmeler oluyor. Biz burada PKK ile hükümet görüşüyor derken sırf başbakanı görüşüyor diye kastetmedik ki. PKK ile Türkiye görüşüyor derken devlet adına bir takım kişiler gizli pazarlıklar içerisinde bu pazarlıklarda ne vaad ediliyor? Hangi tavizler veriliyor? Gelecekte ne olacak? Biz bunu bilmek istiyorduk ve bu konuda kaygılarımız vardı. Ama sayın genel başkanımız birçok yerde ''ben yanılayım, beni yanılt, benim kaygılarımı gider, benim kaygılarım boş çıksın ve ben yanılayım'' dedi. Keşke sayın genel başkanımız yanılsaydı. Ama sayın genel başkanımız yanılmadı.
Dr. Devlet Bahçeli referandum öncesinde söylemiş oladuklarında haklı çıktı. Dün de başbuğ Alparslan Türkeş söylemiş olduklarında haklı çıkmıştı. Dün Alparslan Türkeş haklı çıktı, bugün Devlet Bahçeli haklı çıktı. Biz haklı çıktık diye millete küsmek, kızmak, darılma hakkımız yok. Milletimize bildiğimiz doğru şeyleri anlattık, anlatmaya çalıştık ve anlatmaya devam edeceğiz. Bizim inancımız bunu gerektiriyor. Her dönemde her devirde anlatacağız. Ama Türkiye genelinde yüzde 58 ''evet'', yüzde 42 ''hayır'' çıktı. Bir kere milletimizin kararına saygı duyuyoruz. Bu oranlamalarda hangi partili neye ne verdi diye çok fazla da bunu irdelemiyoruz. Çünkü bu siyasi partilerin aldığı veya alacağı oy değildir. Ama bunun özeline bakarsak Üsküdar'da çıkan yüzde 46 ''hayır'' oyu ne hükümetin beklemiş olduğu, ne hükümetin başında olan sayın başbakanın Üsküdar'da ikamet eden Üsküdarlı birisi olarak beklemediği, AK Parti camiasının beklemediği, herkesi şaşırtan bence seçimlerin en büyük süprizi olarak nitelendirilecek olan bir oran çıktı.
Üsküdar 34 : Sayın Başkan Üsküdar'ın AK Parti'nin kalesi olduğu için mi bu derece şaşırtıcı oldu?
Habib Suiçmez : Tabi AK Parti'nin Ümraniye'de çalıştığının 10 katını Üsküdar'da çalıştığını gördük ve yaşadık. Ümraniye'de asmış olduğu bayrağın 10 katını Üsküdar'da astığını gördük ve yaşadık. Özellikle Üsküdar'ın üzerinde çok duruldu. Çünkü Üsküdar'da her tarafa baktığın zaman hep ''evet'' yazısını görüyordun, ''evet''ten başka birşey görmüyordun. Ama bu kadar çalışmış olmasına rağmen bu kadar üzerinde durulmasına rağmen Üsküdar'da referandum da yüzde 46 gibi bir ''hayır'' oyunun çıkması burada tabi hayır cephesinde çalışan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile beraber Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MPH) bizlerin en fazla hngisinin etkisi oldu? En az hangisinin etkisi oldu? Biz ona giremeyeceğiz. Ama bilinen birşey var ki; 2009 senesinde Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin oyları yüzde 32'yi buluyordu. Bu yüzde 46'ya çıktı. 14 puan üste çıktı. Bu 14 puanda kim daha fazla etkili oldu? Onu önümüzdeki genel seçimlerde yaşayıp göreceğiz. Ama biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak Üsküdar'daki Ülkücü camiaya ve MHP'lilere bu referandumla ilgili kaygılarımızı anlatarak, bu referandumda hayır vermemiz gerektiği inancını onların içerisine koyarak onları sandığa getirip oy kullanma noktasında başarılı olduğumuzu zaten bu referandumdaki oranlar gösteriyor.
Üsküdar 34 : Sayın Başkan Üsküdar'ın yaptığınız referandum çalışmalarında zorlandığınız noktalar oldu mu?
Habib Suiçmez : Tabi ki zorlandığımız nokta oldu. Oda şu; şimdi referandum da Türkiye'de genelde 8 seneden beri tahtaravalli siyaseti var. Bu tahtaravalli siyasetinin bir tarafında AK Parti ve bir tarafında CHP. AK Parti muhafazakâr kesimi temsil ettiğinden dolayı, CHP'de sosyal demokrat sol kesimi temsil ediyor. Bizde milliyetçi muhafazakâr bir parti olduğumuz için ''hayır'' deme sebeplerimiz CHP'den tamamen farklı olduğu için, CHP'de ''hayır'' dediğinden dolayı haksız bir şekilde iftiralara uğradık. ''CHP ile beraber hareket ediyorlar'', ''CHP ile aynı vagona biniyorlar'' diye...
Üsküdar'da muhafazakâr bir yapı olduğundan dolayı, sağ düşüncenin ağırlıkta olduğundan dolayı bu şekilde haksız bi şekilde iftiralara uğradık. Çok yerde tabiki bu iftiralara cevap verme imkânımız oldu. Veremediğimiz yerler de oldu. O konuda biraz zorlandık. Ama biz bu referandum sürecinde ''hayır'' cephesinde duruken CHP genel başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun bazı açıklamaları bizi çok büyük sıkıntıya uğrattı.
Örneğin; Güney Doğu Anadolu Bölgesi gezilerinde ve özellikle Tunceli'de ''genel aftan söz etmesi'', ''Apo'yu da bunun içerisine katarak genel aftan söz etmesi'' bizi çok zor durumlara soktu. Avcılar'daki rahibe fotoğraflı afişler, bizi çok zor duruma soktu. Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi'nin tabanı milliyetçi ve muhafazakârdır. Dini konularda Milliyetçi Hareket Partisi'nin tabanı ülkücüler, hiçbir zaman taviz vermez. Dini konularda çok hassastır. Şehit olurken bile 1980 öncesi ''Kanımız aksada zafer islamın'' demiş, ''Vatanın haa ekmeğini yemişim haa uğrunda bir kurşun'' demiş ve 9 ışık doktirini'nin en önemli maddesi ''Ahlakçılık'' görüp, ahlakçılıkta yüce dinimizin kurallarıdır. Milli konularda da en önde durur. Herkesten çok daha fazla hassastır. Ben şunu söylüyorum. Herkes vatanını sever. Biz Türkiye'de bölünmenin yanında siyaset yapanların haricinde, bölünmeyi kendisine siyasi ideoloji sayanların haricinde ki değişik siyasi partilerde muhakkak siyaset yapanlar, siyaset yapmayanlar herkes vatanını sever. Biz onların ne kadar sevdiğini de ölçemeyiz, bilemeyiz. Ama burası çok önemli ''Türk milliyetçileri, ülkücüler vatanını delicesine sever. Vatan sevgisi noktasında kendimizi deli olarak görürüz''. Delice severiz yani tek taraflı severiz. Delice sevmek ''kara sevda'' demektir. Kara sevdalıyız bu vatana biz. Karşılıksız seviyoruz, çünkü diyoruz ki; biz varsak vatanımız için varız. Bizim dinimizin de emri budur. Türk milletinin taa 5 bin seneden gelen, Türklük gururu ve şuurunun gerektidiği de budur. Bu 5 bin sene önce de aynıydı, bin sene öncede aynıydı şimdi de aynı. Zaten o inançtan geldiğimizden dolayı. Biz bu olaylara böyle bakıyoruz. Ve bu durumdan dolayı Cumhuriyet Halk Partisi'nin bizim hasretlerimizde bir ilgisi olmadığından dolayı, bizim fikri yapımızla bir ilgisi olmadığından dolayı ve hayır cephesindeki duruşunun bizim haricimizdeki kendilerinin başka sebeplere dayandırdığından dolayı vatandaşımız İç Anadolu Bölgesi'ndeki muhafazakar yapının olduğu yerlede CHP o taraftadır diye böyle bir hassasiyet içerisinde karar vermiştir. Üsküdar'da bunun sıkıntısınıda yaşadık. Belki yüzde 50 olurdu, yüzde 50'nin üzerinde olurdu ''hayır''. Bunun sıkıntısını yaşadık. Ama bu geçti. Biz 40 sene önce neysek, bugün de aynıyız, 30 sene önce neysek bugün de aynıyız. Fikrimizden, inancımızdan, yolumuzdan hiçbir zaman sapmadık.
Yolundan sapanlar belli ne dedi sayın başbakan? ''Biz milli görüş gömleğini çıkartdık, başka bir gömlek giydik''. Sürekli gömlek çıkarıp değiştirenler var. ''Biz sıfır kilometreyiz'' dedi. Biz öyle değiliz.
41 sene önce Ülkücü Hareket, Milliyetçi Hareket Partisi ne ise bugün de aynıdır. Haa değişiyoruz. Nedir? Halkımıza hizmet etme noktasında, milletimize hizmet etme noktasında o methodları bulma noktasında, insanımıza ulaşma noktasında bütün yenilikleri kullanıyoruz. Ama inancımız, millet sevgimiz, vatan sevgimiz kesinlikle değişmez daha da artar. Amacımız bu.
Üsküdar 34 : Sayın Başkan 2011 genel seçimleri ile ilgili seçim çalışmalarına başladınız mı?
Habib Suiçmez : 2011 Haziran ayında olacağı konuşuluyor, 2011 Mayıs ayında olacağını konuşanlarda var. Ne zaman olursa olsun. İster 3 ay sonra, ister 7 ay sonra, anlaşılan 7 aylık bir süre var. Milliyetçi Hareket Partisi sürekli seçimlere hazır bir görüntü içerisinde. Biz 40 seneden bu yana siyaset yapan, seçimden seçime açılan bir parti değiliz. Ülkü ocağı geleneğimiz olduğundan dolayı sürekli insanımızla iç içe olan ve insanımızın üzüntüsünde, sevincinde yanında olan ki; Türk kültüründe üzüntüyü paylaşmakla azalır, sevinçleri paylaşmakla çoğalır inancı vardır. Bunun önemini biliyoruz. Ve bunun içinde insanımızın üzüntüsünde ve sevincinde yanında oluyoruz. Ve vatandaşımızında sürekli sıkıntılarını ve problemlerini dinliyoruz. Bu açıdan seçimlere kendimizi hazır hissediyoruz. Ama eksiklerimiz var mı? Var. Bu da sandık görevlileri ile alakalı. Onlarıda en kısa sürede tekrar belirleyip, tekrar dizayn edip, o arkadaşlarımızla görüşüp sandıklarda nelere dikkat etmeleri gerektiğini, hangi konulara karşı uyanık olmaları gerektiğini, ne şekilde davranmaları gerektiğini önümüzdeki süreçte bir kaç defa o arkadaşlarımızı eğitim seminerlerine tutarak o konu üzerinde duracağız. Onun haricinde sayın genel başkanımızın ani harabelerinde vermiş olduğu seçim startı, 29 Ekim'de Üsküdar'da yapacağımız yemekli gecemizde Üsküdar'daki seçim startını biz başlatmış olacağız. Ve 31 Ekim'de de Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda bütün il ve ilçe başkanları, il ve ilçe yönetimleriyle oraya katılarak sayın genel başkanımızın mesajlarını alarak, daha sonrada o mesajları vatandaşlarımıza, sokaktaki insanımıza anlatmak, komşularımıza anlatmak, mahallemizdeki insanımıza anlatmak, esnaf arkadaşlarımıza anlatmak için Ankara'da olacağız. Ondan sonrada sahaya inmiş olacağız.
Son günlerde medyada referanum sonuçlarını gözeterek, bu referandum da en büyük yarayı alan Milliyetçi Hareket Partisi olduğunu ve kısa bir zaman sonra yaşanacak seçimlede Milliyetçi Hareket Partisi'nin başarısız bir sonuç alacağı üzerine bir takım medya demeyeyim de, medyanın çoğunluğu yorumlar yapıyor, fikirler beyan ediyor, fikirler ortaya koyuyor. 4 Nisan 1997'de rahmetli başbuğumuz hakkın rahmetine kavuştuğunda da böyle bu tip insanlar ortaya çıkıp ''Türkeş öldü, artık Türk milliyetçiliği biter, Milliyetçi Hareket Partisi diye parti kalmaz'' demişlerdi. Ama bizler 18 Nisan 1999'da o seçimlerde aldığımız netice ile hem kıskananları çatlattık, hem barajları patlattık. Şimdi ben şunu söylemek istiyorum. Milliyetçi Hareket Partisi'nin baraj problemi yok ama Milliyetçi Hareket Partisi'nin yüzde 15'ler civarında gösterenler 7 ay sonra yaşanacak seçimde yine de hüsrana uğrayacaklar, yine şaşıracaklar, yinede çatlayacaklar ben onu şimdiden söylemek istiyorum. Ve bunun en başarılı örneğinide kanıtını da Üsküdar'da göreceğiz. Çünkü Üsküdar'da ülkücü gelenek muhafazakar bir yapı var. Biz Üsküdar'daki insanımıza güveniyoruz. Üsküdar'daki insanımız bunun en canlı kanıtını o seçim günü yaşatacaktır. Göreceğiz.
Üsküdar 34 Haber Sitesi olarak bizimle yapmış olduğunuz bu samimi röportaj için teşekkür ediyoruz. Referandum süreci öncesinde ve sonrasında yapmış olduğumuz röportajlarda konuğumuz olan MHP Üsküdar İlçe Başkanı Sayın Habib Suiçmez'e çok teşekkür ediyoruz.
Üsküdar'da referandum değerlendirme röportajlarımız sona ermiştir. Üsküdar 34 Haber Sitesi olarak, Üsküdar'da siyasi yaşamı, sizler için referandum öncesi çalışmaları ve referandum sonrası sonuçların değerlendirilmesini yaptık. Önümüzdeki günlerde, 2011 yılında yapılacak olan genel seçimlerin gündemini de sizler için takip edeceğiz.
Üsküdar 34 - Röportaj