Tarihçi Necdet Sakaoğlu, İstanbul'un karakış tarihini özetle şöyle anlattı:
BİZANS DÖNEMİ: Bu döremdeki kışlarla ilgili çok az bilgi var. Büyük kış oldu, kıtlık oldu, hastalık oldu deniliyor. Eski tarih yazarları, olayın kendisini tasvir etmekten çok, olayın neden olduğu felaketleri anlatmış. 5. yüzyılda üst üste 30 yıl aralıklarla büyük kışların yaşandığı bir dönem var. O dönemde Haliç'in donduğu belirtiliyor.
OSMANLI DÖNEMİ: 1573'te anormal bir kış yaşandı. En az 1 ay süren bir periyot. Ondan sonra 1621'de, 2. Osman'ın padişahlığı sırasında yaşanan zorlu bir kış mevsimi var. Aralık sonunda başlamış, Ocak sonuna kadar devam etmiş. 1754'te de büyük bir kış var. O da tesadüfen 3. Osman döneminde yaşanmış. Her iki padişahın döneminde de kışın getirdiği felaketler çok ağır olmuş. 1621 kışında Haliç donmuş. O zamanlar köprü falan yok. İnsanlar Galata'dan Eminönü'ne yürüyerek geçmiş. 1754 kışı 2 aya yakın sürmüş. Aralıksız kar yağmış. Üsküdar ile Sarayburnu arası buzlarla kaplanmış.
CUMHURİYET DÖNEMİ: İstanbul'un kış tarihinde 1929 kışının önemli bir yere sahip. Sürekli kar yağışı evresi var. 6 Ocak'ta başlayan kar yağışı, 12 Mart'a kadar devam etmiş. Kar yağışı, 2 ay devam etmiş. Asıl büyük kış Avrupa'da yaşandığı için, Tuna Nehri donmuş. Donan Tuna Nehri'nin çözülme evresi İstanbul'u etkilemiş. Çözülen buzlar, Karadeniz'e inmiş. Dalgalarla süreklenerek, evvela Rumelihisarı önüne gelmiş. Rumelihisarı boğazın en dar yeridir. Orayı büyük buz parçaları kilitlemiş. En büyük İstanbul kışı 1929'da yaşandı. 1954'te de büyük bir kış yaşandı. Tuna Nehri'nden kopan buzların İstanbul'a geldi. 1987'dede ağır bir kış yaşandı. Bu ani ve olağanüstü bir kıştı. Şehir bir metre kalındığındaki karın altında kaldı ve hayat tamamen durdu.
Milliyet