Bir grup çocuğa aynı ortamda cinsel eğitim vermek, bilinenin aksine, ne taciz olaylarının önlenmesini ne de çocukların cinsel kimliklerinin sağlıklı şekilde oluşmasını sağlıyor. Zira çocuğa cinsel eğitimin ?tedricen? ve ?adım adım? verilmesi gerekiyor. Bu esnada da kişinin ruhî, zihnî gelişimi göz önünde bulundurulup sadece ihtiyaç kadar bilgi aktarılması büyük önem arz ediyor.
Ayrıca bazı çocuklar toplu verilen cinsel eğitimden negatif de etkilenebiliyor. Hiç duymadığı bir konuyu araştırma işine girip cinselliğe daha fazla kafa yormaya başlayabiliyor. Cinsellikle ilgili konuların ulu orta konuşulması da kişilerin utanma duygusunu zedeliyor. Hâlbuki Türkiye gibi geleneksel toplumlarda çocukların cinsel eğitimden çok mahremiyet eğitimine ihtiyacı var. Peki, iki eğitim yöntemi arasında ne gibi temel farklılıklar var?
Cinsel eğitim topluca veriliyor. Böylesi bir durum çocukların ruh dünyalarını zedeleme riski taşıyor. Hâlbuki mahremiyet eğitimi kişiye özel. Her çocuk ayrı ayrı eğitiliyor. Çocuğu eğitecek kişinin kim olacağı ise çocuğun cinsiyetine göre değişiyor. Kız çocuğuna eğitim verebilecek öncelikli kişi annesinden başkası değil. Fakat bu sürece gelinceye kadar annenin kızına karşı yakın, içten ve sıcak davranması, sağlıklı bir ilişki kurmuş olması çok önemli. Hatta öyle ki, kız çocuk aklına takılan her şeyi annesine rahatlıkla sorup bilgi edinebilmeli. Eğer anne yoksa devreye abla, teyze ve hala girmeli. Erkek çocuklarında ise izlenecek yol çok daha farklı. Çünkü ergenlik dönemindeki erkekler babalarıyla negatif bir kutuplaşma yaşıyor. Bu esnada babanın mahremiyet eğitimi vermesi hiç doğru değil. Erkek çocukla baba arasındaki (korunması gereken) asalet duygusu, haya perdesi zarar görmemeli. Yine aynı sebeplerle abi, amcanın da bu konuda devreye girmemesi daha uygun. ?Birinci derecede yakın? sıfatıyla dayının ya da çocuğun tanıdığı, sevdiği, kendini rahatlıkla ifade edebileceği yakın akrabalar içinden bir erkek bu görevi üstlenmeli.
Mahremiyet eğitimi verecek kişilerin bu konuda bilinçlenmesi oldukça önemli. Hangi bilginin ne kadar verilmesi gerektiği iyi ayarlanmalı. Dozaj kaçar, hassasiyetler gözetilmezse çocuğa aşırı bilgi yüklenir. Bu da çocuğun cinsel davranış bozukluklarına yönelmesini sağlayabilir. Cinsel eğitimin ana amacı, çocukların cinsel sorunlardan korunması. Başka bir deyişle cinselliğin problemsiz nasıl yaşanacağının öğretilmesi. Mahremiyet eğitiminin amacı ise, cinselliğin mahrem bir konu olduğu ve evlilik öncesi cinselliğin yaşanmaması gerektiğinin pekiştirilmesine yönelik. Cinsel eğitimde genel bilgiler aktarılırken şahsa ait özel konulara girilmiyor, varsa o anda yaşanan sorunlar tespit edilip çözülemiyor. Mahremiyet eğitiminde birebir görüşmeler yapıldığı için çocuğun o anda yaşadığı sıkıntılar bizzat saptanıyor, çözüme kavuşturulmaya çalışılıyor. Cinsel eğitimde çocukların birebir eğitilmesi esas kabul ediliyor. Mahremiyet eğitiminde ise anne-babanın da eğitilmesi gerekiyor. Cinsel eğitimin fikrî altyapısı cinsel özgürlüğü barındırırken, mahremiyet eğitimininki bireyleri sınırlar içinde kalmaya teşvik ediyor?