Fatih Kablan; ''Toplumsal hayatın içinde yerimizi alalım da, bize ne dendiği önemli değil''
Üsküdar Belediyesi Engelliler Koordinasyon Merkezi Koordinatörü Fatih Kablan ile sohbet ediyoruz. Kendisi de bir engelli olan Kablan, bize görev yaptığı kurumun dünü, bugünü ve yarını hakkında bilgiler verirken bir yandan da Türkiye'de engellilere toplumun ve devletin bakışı açısını, eskiyle yeniyi kıyaslayarak anlatıyor.
Kablan, ''Köyde bana topal diyorlardı çok da umursamıyordum ama ben özürlü olduğumu askerlik yoklamasında bana rapor verilmesiyle fark ettim.'' diyerek söze başlıyor ve büyük şehire geldikten sonra özürlülerin toplumda yaşadıkları zorluklarla yüzleştiğini söylüyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olana dek İslami ya da sağ kesimden hiçbir kurumun gündeminde engellilerin veya engellilerle ilgili konuların bulunmadığını ifade ediyor. ''Tabi burada anlayış çok önemli Başbakanımızın Belediye Başkanlığından önce insanlar engellilerinden adeta utanıyor, onları sokağa dahi çıkarmaya çekiniyordu. Böyle bir merkez kurulup engellilere yönelik çalışmalara başlayınca bu zihinsel eşik aşıldı. Toplumsal bir gerçek olarak hem devlet hem insanımız engellilerin farkına vardı, yani bir farkındalık oluşturuldu.''
Fatih Kablan, görevli olduğu merkezin 2004 yılında merhum Üsküdar Belediye Başkanı Mehmet Çakır zamanında kurulduğunu ve ilk zamanlar beklediği ilgiyi göremediğini söylüyor. Bunun da nedenini şöyle açıklıyor: ''Hayatlarını kolaylaştıracak hiçbir düzenleme yapılmamış ve bundan kaynaklanan bir içe kapanıklık oluşmuş. Yoğun çabalarımız sonucu bu konuda önemli mesafe kat ettik. Zamanla özürlü vatandaşlarımız merkezimize gelmeye ve buradaki hizmetlerden yararlanmaya başladılar. Belediye Başkanı'mız Mustafa Kara merkezimizin bütçesini 3 katına çıkardı ve bize her türlü desteği veriyor, yeni bir merkezin de müjdesini verdi onun da mimari proje çalışmaları sürüyor.''
Üsküdar Belediyesi'nin özürlülere yardım konusunda Türkiye'de en iyi belediyelerden birisi olduğunun altını çizen Fatih Kablan, merkezde verilen hizmetleri saymakla bitiremiyor Yaklaşık 5 bin kayıtlı özürlünün bulunduğu merkezde ihtiyaçlar önce analiz ediliyor, daha sonra o ihtiyaca cevap verilmeye çalışılıyor. Merkez, kurulduğundan bugüne 885 bin hasta bezinin yanı sıra 120 adet akülü, 810 adet de tekerlekli sandalye dağıtmış. 1134 engelli vatandaş yapılan bilgilendirme ve yönlendirmeler sonucu asgari ücret alıyor. 140'a yakın engelli çocuk bireysel eğitim ve grup eğitimi alıyor, fizyoterapi hizmetinden faydalanıyor. Hepsi de haftada iki gün evlerinden alınıp evlerine bırakılıyor. Fatih Kablan'ın ifadesiyle merkezde engelli vatandaşlara doğumdan mezara kadar danışmanlık hizmeti veriliyor. Bakım parası nasıl bağlanır, engelli maaşı nasıl alınır, engelli kartı nasıl çıkartılır ya da engelli yakınıyla eğitim nasıl alınır gibi pek çok konuda yardımcı olunuyor. Gerektiği takdirde evlere hemşire gönderilip sağlık hizmeti veriliyor. Türkiye'de bir ilk olan ve Üsküdar farkını belirginleştiren 'engelli ve yaşlılara evde kuaför hizmeti' de söz konusu. Medikal malzeme dışında akülü sandalye, tekerlekli sandalye, kanetyen, hasta bezi, baston, işitme cihazı başta olmak üzere engellilerin hayatını kolaylaştıracak bütün malzeme yardımları merkez vasıtasıyla yapılıyor. Gezmek de dahil, engellileri İstanbul'da istedikleri yere götüren araçları bile var merkezin. Ayrıca Burhan Felek'te 2005-2006'dan beri devam eden başka hiçbir belediye ve kamu kurumunda bulunmayan engelli vatandaşlarımıza yönelik, 80 civarında öğrencinin eğitim gördüğü sporla rehabilitasyon hizmeti de veriliyor.
Ülke nüfusunun % 12'sinin engelli olduğunu söyleyen Kablan, engelli konusunun Milli Eğitim müfredatına girmesini istiyor. ''Vatandaşın engellilerle ilgili sorumluluk ve bilgiyi çocukluğundan itibaren alması lazım. İnsanlarımız bir yakınları kaza sonucu vs. engelli olduğu zaman şoke oluyor ve hayat sona erdi sanıyorlar, bizden psikolojik tedavi istiyorlar.'' diyor.
Okurlarımız bazen özürlü bazen de engelli tabirini kullandığımızı fark etmiştir. Biz de bu konuda kafa karışıklığı yaşadığımız için Fatih Kablan sözün bir yerinde açıklama yapıyor ve son cümlede konuyu özetliyor. ''Resmi kayıtlarda özürlü diye geçiyor ama belediye yazışmalarında engelli tabiri kullanılır. Toplumsal hayatın içinde yerimizi alalım da bize ne dendiği önemli değil.''
''Yaz spor okulumuzun 9 Haziran'da açılışı var. 16 Haziran'da Validebağı'nda bir pikniğimiz olacak. Piknikler, konserler, paneller, el sanatları sergileri, boğaz gezileri, balık tutma yarışları, Çanakkale gezileri yapıyoruz. Görme engelli ya da ortopedik engelli vatandaşlarımızın dini konularda Kur'an kursu ihtiyaçları varsa, ulaşım imkanlarını sağlayıp her türlü altyapı hizmetini veriyoruz''.
Fatih Kablan, son söz olarak şunları söylüyor. ''Kadere inanan insanların engelli olmaya isyan etmeleri söz konusu olmaz. İnsanların sabah yataklarından kalkıp yürümesi bile büyük bir mucizedir. İnsanlar kendileri de her an engelli olabileceklerini düşünerek engelli insanların hayatına bakmalılar.''