Karacaahmet Sultan Derneği Başkanı Muharrem Ercan, Başbakan Erdoğan'ın Karacaahmet Cemevi ile ilgili ''ucube'' benzetmesine cevap verdi. Ercan, ''Sayın Başbakan'ın kullandığı kelimeyi ve üslubu onaylamıyoruz. Üzüntü kaynağı oldu bizim için'' dedi. Sayın Başbakan'dan tekrar tekrar rica ediyoruz, öncelikli olan cemevilerimiz yasal statüye kavuşturulsun'' dedi.
Ercan, Üsküdar'daki Karacaahmet Sultan Derneği'nde düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı bir televizyon programında, Karacaahmet Cemevi ile ilgili söylediği ''Gidin bakın orada bir ucube olarak Karacaahmet Türbesi'nin yanında durur. Şimdi hala olan cemevi ruhsatı filan yoktur, hala kaçaktır'' şeklindeki sözlerini üzüntü ile karşıladıklarını söyledi.
Yapının sadece bir cemevi değil, aynı zamanda bir dergah olduğunu belirten Ercan, şöyle konuştu:
''Binanın ruhsatı yok. Zaten hiçbir cemevinin ruhsatı yoktur. Biz asla cemevi, cami ayrımı yapmıyoruz ama bugün Şakirin Camisi'nin de ruhsatı yoktur. Ben üzülüyorum şimdi. Çünkü 18 sene olmuş. 18 sene sonra bunun tekrar gündeme getirilmesinden üzüntü duyduk. Bizim bir bayrak derdimiz yok. Bizim bir toprak derdimiz yok. Bizim hiçbir derdimiz yok. Vergiyse veririz, askerlikse yaparız. Yeri geldi mi demokrasinin sibobuyuz.''
O dönemde kendisinin derneğin yönetiminde olmadığını ve mezar taşlarının kırılarak üzerine inşaat yapıldığı konusunda bir şey diyemeyeceğini dile getiren Ercan, ''O dönemde mahkemeye verildik. Üsküdar 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandık ve beraat ettik. Bildiğim kadarıyla vatandaşların çoğuna yer gösterilmiştir. Kırılma falan yok. Benim duyduğum çoğu vatandaşa yer gösterildiği yönünde. Zaten çok çok 5 tane falan var, bunlarda mahkeme dosyasında, razılık alınmış vaziyette, öyle zoraki kırılma, zoraki kaldırılma diye bir şey yok'' diye konuştu.
Ercan, 18 sene sonra bu olayın gündeme getirilmesine gücendiklerini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sayın Başbakan'ın kullandığı kelimeyi ve üslubu onaylamıyoruz. Üzüntü kaynağı oldu bizim için. Çünkü kendisi 74 milyon yurttaşımızın Başbakanı. Yani onun için oraya 'ucube', işte buraya cemevi ayrımı yapması, birlikten, beraberlikten bahseden bir Başbakanımız'ın, böyle bir söz söylemesini gerçekten yadırgadık.
İslam inancına göre ramazan ayı hoşgörü, kalp kırmamak, gönül kırmamak, insanları sevmek, saymak, barışı korumak değil mi? Ama sen, kalkacaksın burada 15-20 milyon Alevi insanını bir yerde rencide edeceksin. Sayın Başbakan'dan tekrar tekrar rica ediyoruz, Faruk Çelik'e teşekkür ediyoruz belirli bir gayret göstermiştir, öncelikli olan cemevilerimiz yasal statüye kavuşturulsun. Kalkıp da şimdi bu saatten sonra yıkarlarsa da bir şey diyemeyiz.''