Üsküdar'ın kitaplarla muaşakasını yazan İsmail Demirel, Üsküdar'ın kitapçılarını anlattı, Üsküdar'da kitapçılık yaptığı zamanları da hatırladı.
Üsküdar, İstanbul semtleri içinde her yönüyle farklılık arz eden bir semttir. Her şeyden önce Osmanlılar zamanında ''Kâbe toprağı'' olarak nitelendirilmesi onun ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Her yıl Topkapı Sarayı'ndan yola çıkan sürre alayları kayıklarla denizi aşarak Üsküdar'a geçtiklerinden kendilerini Hicaz'a götürecek yol üzerinde başka deniz kalmadığı için böyle isim vermişler Üsküdar'a.
Belki bundandır, belki denize, Boğaza yakınlığındandır, valide sultanlar Üsküdar'ı camilerle ve çeşitli hayır eserleriyle süslemek için adeta yarışmışlar. İşte Üsküdar-Eminönü vapur iskelesinin tam karşısında bulunduğu için İskele Camii de denilen, Üsküdar'a adım atanları adeta kucaklayan, Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan'ın yaptırdığı, şu sıralar restore çalışmaları nedeniyle ibadete kapalı olan Valide Sultan Camii. Hemen onun karşısında, onun kapı komşusu, çifte bülbül müezzinlerin karşılıklı ezan okuduğu bir diğer camii Valide Gülnuş [Emetullah] Camii. Caminin yapılış hikâyesi ise Üsküdar'a yakışırdır. Hemen arkasında Aziz Mahmud Hüdai Hazretleritürbesine giden yolun sağında Kanuni Sultan Süleyman'ın cariyelerinden Gülfem Hatun'un yaptırdığıGülfem Hatun Camii. Toptaşı'nda Valide Atik Camii, Mimar Sinan'ın bir başka muhalled eseri. Üsküdar İmam Hatip Lisesi'nin orta bölümünde okuduğumuz 1991-1994 yılları arasında Cuma namazlarımızı kıldığımız ve bahçesinde uzun uzun eğleştiğimiz mekân?
Üsküdar, çeşitli dergilere ve birçok güzel adama da evsahipliği yapıyor
Bir de türbeleri, evliyaları, baba lakaplı Allah dostları ve Karaca Ahmet Mezarlığı vardır Üsküdar'ın. İşin bu tarafını ehline bırakıyoruz. Ancak sadece şunu diyelim ki, Üsküdar'ın merkezi, ?eski şehirlerimizden olması hasebiyle- Aziz Mahmud Hüdayi Külliyesi'nin bulunduğu mekândır.
Üsküdar'ın manevî bir havaya sahip olduğu öteden beri söylenegelmektedir. Üsküdar'a değer katan önemli noktalardan biri de son dönmelerdeki kültürel faaliyetlerin ve entelektüel çevrenin buluşabileceği yerlerin artmasıdır. İşte en son Yedi İklim ve Ali Haydar Haksal, Maltepe'deki kitaplarını Üsküdar'a taşıdı. Kitapların henüz tam bir tasnifinin yapılmadığı mekân, insanı, lebalep dolu kitaplarla cezbediyor. Üsküdar'ın uğrak mekânlarından biri olacağını düşünüyoruz bu yeni mekânın.
Öncesinde Popülist Kültür Derneği'nin Üsküdar'da Çavuşdere Caddesindeki mekânı var. Bir başka edebiyat dergisi Ay Vakti'nin merkezi de yine aynı şekilde Üsküdar'da. Yine Kadir Mısıroğlu da uzun zamandır Üsküdar'ı kendine mesken bellemiş durumda. İşte Genç Dergisi ve Yüz Akı dergisi de Üsküdar'ı mekân belleyen dergilerden. Mavera Gençlik Hareketi'nin de Üsküdar'da birçok faaliyet düzenlediğini, belediye binası önündeki havuzlu alan ile tarihî Fatih Medresesi'nin bu faaliyetlerin düzenlendiği mekânlar olduğunu belirtelim.
Hangi yayınevleri var?
Üsküdar'ın bir de yayınevleri ve kitapçıları, sahafları, ikinci el kitapçıları var. Öncelikle Bağlarbaşı'nda bulunan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve fakülte vakfının kitapçısı ve fakülte yayınevi. Fakülte yıllarında, Uludağ İlahiyat mezunu bir arkadaşımız, ''sabahtan akşama nasıl olur da fakülteden dışarı çıkmazsınız'' yollu taaccüp eseri bir soru sormuştu, muhabbetlerimiz sırasında. Fakültenin bahçesinde, bir dost meclisinde bir bardak çay içince, sorduğu sorunun cevabını da almış oldu.
Yine aynı şekilde özelde ilahiyat öğrencilerine, genelde herkese hitap eden ilkin Feyiz, sonralarıRağbet, en son da Bir Kitap da Bağlarbaşı'nda bulunuyor. Bir ara, Süleyman Ateş Hoca'nın Yeni Ufuklar Yayınevi de bir kitapçıya dönüşerek Bağlarbaşı'nda satışa başlamıştı; fakat okuyucunun ayağı alışmadan kitapçı kepenklerini indirdi. Diyanet Vakfı'nın bir kitapçısı vardı bir zamanlar yine Bağlarbaşı'yla Altunizade arasında.
Kaknüs Yayınları'nı unutmamak gerekir. Hacı Selim Ağa Kütüphanesi'nin yanındaki eski yapıya konuşlanmış olan Kaknüs Yayınları, uzun zamandır Üsküdar'da hizmet veriyor. Muhammed Çiftçi'nin kurduğu yayınevi ilk olarak Furkan, sonra Kaknüs, en son da Kız Kulesi Kültür Merkezi adını aldı. Hatırlıyorum da, Üsküdar MGV'ye takıldığımız öğrencilik yıllarımızda Muhammed Çiftçi'den epey bir kitap ve kaset almışız. Bir dönem kafesiyle gündeme gelen ve yoğun tepkiler alan yayınevinin yanılmıyorsam artık kafesi işlemiyor.
Üsküdar'ın bir başka yayınevi Üsküdar Kapalı Çarşısı'ndan, Antikacılar Çarşısı'na yakın bir yere taşınan Üsküdar Yayınevi, bir başkası da Musa Ağabey'in Yazı Kitabevi. Yazı Kitabevi, özellikleN.Ahmet Özalp Ağabey'in şiir ve hikâye seçkilerini basmıştı, Doğan Polat Çarşı'sındaydı. Kimi yazarların gelerek konuşma yaptıkları güzide bir mekândı Yazı. Kültürel faaliyetlerini, o vakitler kültür sayfasını çok canlı tutan Yeni Şafak'ta reklam ediyordu. Bir ara fakülteden arkadaşlar Yazı'nın yanında ikinci el kitap satan bir dükkân açmışlardı. Ahmet Tokiş, Ramazan Ünlü veKitapçı Mehmet üç ortaktılar. Fazla dayanamadılar, üç kişilik ortaklığa. Ramazan Ünlü'nün ve Ahmet Tokiş'in birçok kitabını elinden çıkardığına tanıklık ettim o dükkânda.
Önemli bir yayınevi de İlke Yayıncılık. Osman Arpaçukuru'nun yayın yönetmeliğini üstlendiği yayınevi, özellikle ümmet coğrafyasına dair bastığı kitaplarla kardeşlerimizle aramızda köprüler kuruyor. İlkeli bir yayım politikası izleyen İlke Yayıncılık, sessiz sedasız birçok edebiyatçının kitabını da bastı: Nurettin Durman, Hüseyin Akın, Seyfettin Ünlü, Müştehir Karakaya bu yazarlardan sadece bir kaçı.
Üsküdar'ın mümtaz kitapçıları
Üsküdar'ın bir de kitapçıları, eskicileri, sahafları var. Bunların mekânı sürekli değişiyor. Yalnız belediyenin, Valide Sultan Camii'nin karşısında yer alan Sahaflar Çarşısı'ndaki kitapçılar yaklaşık 15 senedir aynı mekânda insanlarımıza hizmet vermektedir. 1 numaralı dükkânda ?eski hesaba göre, yeni tabela numaralarına göre çarşı da Hâkimiyet-i Milliye Caddesine dahledilerek numaralanmış-Yedi İklim Kitabevi var, hem yeni hem eski kitapları bir arada bulabileceğimiz, Diriliş ve Edebiyat dergisi yayınlarından çıkan kitapları İstanbul'da ilk olarak bulabileceğimiz bir yerdi Yedi İklim. Çarşının kurulduğu ilk günlerde Yedi İklim'in yerinde Birleşik Yayın-Dağıtım'ın olduğunu, iş yapamayınca daha doğrusu sabredemeyince yerini Yedi İklim'e sattıklarını da belirtelim. Birçok edebiyatçının geçit eylediği bir mekân olmuştu Yedi İklim. Asım Gültekin, Zeki Bulduk, Bilal Sert, Muhammed Çelik benim hatırlayabildiklerim.
2 numaralı dükkânda Davet Kitabevi ve bu kitapevinin yılların emekçisi kitap dostu Ramazan Ağabey'i var. Sizleri her daim mütebessim çehresiyle karşılayarak yaranıza merhem, derdinize dermen olmaya çalışır. Ramazan Ağabey'in dükkânından boş çıkan görülmemiştir. Ya eli doludur dükkândan çıkanın, ya kalbi ya da gözü. Zeki Bulduk'un ifadesiyle, Üsküdar'ın ayan olmuş sırlılarındandır Ramazan Ağabey? 3 numarada kasetçi var, atlıyorum. Onlar da ilk zamanlar, sahaflar çarşısına uygun bir şekilde, dükkânları kiralayanların söz verdikleri gibi kitapçılık yapıyorlardı ilkin, sonra işi kasetçiliğe çevirdiler.
4 numarada Esma Kitabevi ve sahibi Mustafa Ağabey var. Tasavvufa dair aradığınız hemen birçok kitabı hem Ramazan Ağabey'in hem de Mustafa Ağabey'in dükkânında bulmak mümkündür. Bu iki kitapçı ağabey arasında gizliden de olsa bir yarışın, bir rekabetin olduğunu çarşıyı az çok tanıyanlar bilirler. 5 numarada bir zamanlar Merve Kitabevi ve Mümin Ağabey ile çocukları Selman ve Hasan Sabri vardı. Duyduğumuza göre Selman Ümraniye'de daha büyük bir yer açmış, müftülük binasına yakın bir yerde. Hasan Sabri ise ekmeğinin peşine düşerek Şırnak'ta öğretmenliğe başlamış.
Son beş-altı yıl içinde Aziz Mahmud Hüdayi Türbesi'ne ve camiine giden Hüdayi Yokuşu üzerinde bulunan nice kitapçı var ki, adlarını saymakla bitiremeyiz. Çoğu birbirine benzeyen, hemen her apartmanın altında bir tane açılan bu kitapçıların genel müşteri profili, Hüdayi tekkesini ziyarete gelip de bu ziyaretten konu komşuya akrabaya eşe dosta küçük de olsa bir hediye götürme niyetinde olanlardır. Yalnız o yokuşta bulunan bir kitapçının bunlardan farklı olduğunu hemen belirtelim: Âsitane. Osmanlıca kitapları da fotokopi usulü çoğaltan ve ihtiyaç sahiplerinin hizmetine sunan bu kitabevinde yeni çıkmış birçok kitabı bulmak mümkün.
Bu saydığımız dükkânlar Üsküdar'daki sabit kitapçılar. Mesela açılıp kapanan dükkânlar oldu. Örneğin Çetin Şahin'in, sonraları İlyas Şanver'le ortaklık kurduğu dükkânı Zen Kitabevi ve son sayıları Kitabevi bünyesinde çıkan İkindi Yağmuru dergisi Üsküdar'ın renklerindendi. Uzun bir müddet Çetin'e takılmış ve çayını içmiştik. Çetin, işleri büyüterek dükkânını Cağaloğlu'na taşıdı.
Şu sıralar Akit gazetesinin sahibi olan Fatih UğurluAğabey de bir zamanlar Üsküdar'da dükkân sahibi bir esnaftı, kitapçılık yapardı. Kendisinden Sabah gazetesinin promosyon olarak verdiği Alphonse de Lamartine'nin Osmanlı Tarihi adlı eserini almış, bir çok kere de ne var ne yok kabilinden bakmak üzere Kırkambar adını verdiği ikinci el kitap satan dükkanına uğramıştım. Ticaret Lisesi'ne yakın bir yerdeydi Kırkambar Sahaf. Fazla tutunamadı Fatih Uğurlu, dükkânını kapattı. Belki de başka işleri vardı. Çünkü o zamanlar Üsküdar FM'de de program yapıyordu.
Üsküdar'ın kitap taşıyan adamları
Üsküdar'ın bir de gediklisi var: Kurtuluş. Ne zaman nerede tezgâh açıp kitap satacağı belli olmaz. Son olarak Üsküdar-Dudullu minibüslerinin kalktığı caddede bulunan Arı Otel'in önünde tezgâh açıyor. Bir dönem, henüz Marmaray proje olarak bile yoktu belki o vakitler, Şemsi Paşa Camii'nin sahile bakan ihata duvarının dibinde tezgâh açıyordu. Ondan önce, Yazı'nın bulunduğu Doğan Polat'ta dükkân kiralamıştı. Kanaatimce Kurtuluş, kitap satıcılığını, yeni kitaplara ulaşmak için bir aracı olarak kullanıyor. İşin bir de iptila yönü var, unutmamak gerekir. Önce mecburiyet ile başlar kitapçılık, daha sonra muhabbete, sonra sevdaya dönüşür ve en son olarak da üzerinize bir kimlik olarak yakışır.
Yine Ömer Ağabey var. İlk zamanlar, Halk Caddesi'nin girişinden başlayarak Ahmediye'ye değin uzanan Cuma pazarının hemen alt girişindeki pasajın önünde el arabasında uzun süre kitap sattı. Sonra kendine bir dükkân tutarak Antikacılar Çarşısı'nın üst sokağına yerleşti. Hemen oralara yakın bir yerde de yine Safer Dal Hocaefendinin müritlerinden, eskicilikten yani mutfaktan gelen bir ağabeyin daha dükkânı var. Yine bir zamanlar Bayram Ağabey'in dükkânı vardı, Ekmek Teknesiadlı dizinin birkaç bölümünün çekildiği. Ekmek Teknesi'ndeki Tolga'nın çalıştığı dükkân olarak gösteriliyordu.
Bütün bunların dışında Üsküdar'a kitap taşıyan en önemli şahıs olarak Nevşehirli Hasan Hüseyin'i bir de Ankaralı Ali'yi tanıdım. Hâlâ Üsküdar'da el arabalarıyla sokak sokak dolaşarak hurda ve kitap toplayan bu adamlar, ucuza kapatılan bir ikinci el kitabın verdiği neşe ve sevinci Çınaraltı'nda veya belediyenin arkasındaki çay bahçelerinden birinde arkadaşlarıyla paylaşan kitapseverlerin içtiği çaylara ne kadar tat kattıklarının elbette farkında değiller. Ancak tarih biraz da onların tarihi değil midir?