Ergenekon’un son dalgası, çok sarsıcı oldu. Kendisini dokunulmaz ve imtiyazlı gören efendiler, polis ve jandarma tarafından art arda toplandı. Ergenekon camiası şokta, infialde. Şimdiye kadar bu efendiler, vatandaşı ezer, aşağılar, halkın iradesi ve tercihi ile dalga geçer, onları tanımazdı. Bu efendiler, darbe ister, darbe planlar, darbe yaparlardı. Bu efendiler, değiştirilemez anayasalar yapar ve dayatırlardı. Bu efendilerin adaleti, keser gibi tek taraflı yontardı. Bu efendilere dokunulamazdı. Şok ve infial bu alışkanlıklardan kaynaklanıyor.
Fakat artık anlaşılıyor ki, adaletin sağı-solu olmazmış, adalet suç işleyen, suça bulaşan, suça azmettiren, darbe isteyen, darbe planlayanlara da dokunabiliyormuş. Demek ki bu ülkede artık tarafsız adaletin işlemesi mümkünmüş. Demek ki artık hiç kimsenin “bana kimse dokunamaz” diye düşünmemesi gerekiyormuş.
MGK genel Sekreterliği yapmış, kuvvet komutanlığı veya ordu komutanlığı yapmış olmak, YÖK başkanlığı yapmış olmak astığı astık, kestiği kestik, başsavcılık yapmak adalet karşısında size dokunulmazlık vermiyormuş. Terör örgütü başıyla sarmaş dolaş olup sonrada millete Türk milliyetçiliği takiyyesi yapmak artık işlemiyormuş.
Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu: “Hukuk devletine yönelik saldırıların önüne geçilsin” demiş. Olmayan 367’den hukuk üreten Sabih Beyin, evinde yapılan aramanın Türkiye Cumhuriyeti’nin bir mahkemesi tarafından verilen kararla yapıldığını bilmesi gerekir. Yoksa Sabih Bey’in hukuk devleti dediği şey, kendisi midir. Kendisini devlet mi zannediyor acaba? Çünkü bu tür aramalar bu memlekette her zaman oluyor.
Sabih Bey, “Türkiye’ye hiçbir zaman dinci diktanın yerleşemeyeceğini” söylemiş. Sabih Bey rahat olsun. Bu ülkeye dinci dikta hiçbir zaman gelmedi ve gelmez de. Zat-ı alileri çok üzülecek belki ama, şunu öğrensin. Bu ülkeye “askeri dikta” ve “yargı diktası” da gelemeyecek artık.
Sabih Bey diktayı merak ediyorsa şu sözleri iyi dinlesin. Orgeneral rütbesine gelmiş, MGK genel Sekreterliği yapmış Tuncer Kılınç, 2007’de cumhurbaşkanı seçimi öncesinde Başbakan Tayyip Erdoğan’a şöyle diyordu. “Cumhurbaşkanı olmak istiyorsan, ya eşinin başını aç, ya da eşini boşa” demişti. Sabih Beye göre dostu Tuncer Paşanın sözleri hukuka son derece uygun olsa gerek. Ayrıca Tuncer Kılınç’ın, “Milliyetçi değilseniz vatan hainisiniz” sözleri de herhalde demokrasiyle yönetilen ülkelere çok yakışıyordur Sabih Beye göre. Dikta 367’dir. Dikta Kemal Gürüz’ün başörtülü kızlara uyguladığı “ikna odalarıdır,” dikta kendi halkını aşağılamaktır. Dikta millet iradesine saygısızlıktır. Dikta darbedir. Esas dikta budur Sabih Bey.
Süleyman Demirel’in has adamı, Merhum Adnan Menderes’in takiyyeci avukatı, darbe savunusu Hüsamettin Cindoruk, “Askeri kesimle ilgili gözaltı ve tutuklamalarda dikkatli olunması” uyarısında bulunmuş. Cindoruk “Karşı taraf rencide edilirse beklenmedik sonuçlarla karşılaşılır” demiş. Yani “Dokunmayın. Darbe yaparlar” demek istiyor her halde. Adalet sivillere uygulanır, askerler istediğini yapmakta serbesttir anlayışı bu. Cindoruk’a bu da yakışır zaten.
Anadan doğma muhalefet lideri Deniz Baykal, son Ergenekon operasyonu için, “Bu bir intikam operasyonudur” diyor. Operasyonu yapan mahkemeye ve hakimlere, savcılara gözdağı vermeye çalışıyor. mahkemelere baskı yapıyor. Yargıtay da mahkemeler üzerinde baskı kurmaya çalışıyor.
Ergenekon davasını sabote etmek isteyenlerin gerekçeleri komik. Bu dava fasa fiso, boş, siyasi bir dava, rövanş vs.
Son tutuklanan yarbaylardan birinin evinde 22 el bombası, 100’den fazla mermi, Bir kaleşnikof silah, 4 tabanca ele geçirildi. Sivas valisi Veysel Dalmaz, “zanlıların Türkiye’de ses getirecek suikastlar planladıklarını” söylüyor. Sanıkların, ülkede kaos çıkarmak için İstanbul bağlantılı olarak Ermeni cemaatinin önde gelen mensuplarına suikast hazırlığı içinde olduklarını belirtiyor. Ama Ergenekon avukatlarına göre bunlar normal.
YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, polisin arama yaptığı sırada Sabih Kanadoğlu’nu evinde ziyaret etti. “Darbe yargılamaları çağrıştıracak adımlardan özellikle uzak durulsun” demiş Ömer Faruk Bey. Tamam da Ömer Bey, siz darbeleri ve darbecileri pek seversiniz. Neden sözlerinize dikkat etmiyorsunuz? Siz önce bir askerliğinizi yapın da ondan sonra konuşun isterseniz!
Ey sevgili vatandaşlar, bizim ülkemizde ne dramlar, ne komediler yaşanıyor gördüğünüz gibi. Abdullah Çatlı’nın arkadaşı ve Susurluk davasından hüküm giyen eski Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin de göz altına alındı. “Cürüm işlemek için çete kurmak ve çeteyi yönetmek” suçundan 6 yıl hüküm giymiş olan İbrahim Şahin eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından affedilmişti. Sezer’in görev süresince affettiği tutukluların 200’e yakını terörist tutuklulardı. Bunların bazıları affedildikten sonra tekrar dağa çıkarak güvenlik görevlilerimizi şehit ettiler. Ulusalcı Ahmet Necdet Sezer keyfine baksın.
Terör örgütü başı Abdullah Öcalan’a “sayın” dediği için başbakanı tefe koyan adamlar, mahkemeye verenler, Abdullah Öcalan’la sarmaş dolaş olan ve örgüte akıl hocalığı yapanları savunuyorlar utanmadan. Sonra da ulusalcılıktan, üniter devletten, adaletten bahsediyorlar.
Bazıları bu kadar üst düzey görev yapmış kişilerin gözaltına alınmasını içlerine sindiremiyorlar. Sanki rütbe ve makam yükseldikçe suç işlenmezmiş gibi. Bu ülkede iktidar olan partiler kapatılabiliyorsa, başbakanlar yüce divanda yargılanabiliyorsa, ülke seçmeninin yarısının oyunu ve desteğini almış bir iktidar partisinin kapatılması için dava açılabiliyorsa, anayasaya aykırı biçimde cumhurbaşkanına dava açılabiliyorsa bu gözaltılar da olabilir. Neden yadırgıyorsunuz? Adalet başkalarına uygulanınca adalet de size yönelince zulüm mü oluyor?
Ortada intikam kokusu falan yok, anormal başka bir durum da yok. Artık sadece adaletin tecelli edeceğine dair güzel umutlar var. Türkiye’nin, işkembesini temizleyeceğine dair işaretler var. Ve artık görüyoruz ki Şemdinli iddianamesi sebebiyle infaz edilen Ferhat Sarıkaya’ya rağmen Türkiye’de kendini adalete ve ülkesine adamış savcılar, hakimler, güvenlik görevlileri, askerler, polisler var. Devlet adamları var.
2009’a umutla girdik.
Hayırlı olsun.