Ahmediye Camii kendi adını verdiği medrese, dershane, kütüphane, sebil ve çeşmelerden oluşan külliyenin içindedir. Avlunun iki kapısı vardır. Birisi kıbleye, birisi de kuzeye açılır. Kıbleye açılan kapısından mabede dokuz taş basamaklı merdivenle çıkılır. Kapıdan girince mabed soldadır. Son cemaat yeri yıkıldığı için ahşaptan uydurma olarak yapılmıştır. Muntazam kesme taşla yapılan camii, eteğinde sekiz pencere bulunan tek kubbe örter. Dört kubbesinde mini mini kubbecikler ana kubbeyi etekler. Mabedden kıble tarafına altında iki, üstünde üç, sağ ve solunda ikişer sıra halinde dörder pencere açılır. Mihrabında yeşil zeminli, Kâbe-i Muazzama resimli bir çini vardır. Mermer minberi devri minberciliğin çok muvaffak bir yâdigârıdır.
Camiin minberi mermerdendir ve çok güzeldir. Son cemaat yerinin saçağı da çok güzeldir. Bu külliye son yıllarda esaslı bir şekilde tamir edilirken cami de tamir edilmiştir. Fakat son cemaat yeri eski haline getirilmemiştir. Camiin kapısının üstünde çok güzel bir sülüs ile beş satır halinde şu kitâbe okunur: Şair Selim'in Arapça hazırladığı bu manzum kitâbeye göre; camiin yerinde eskiden, Kepçe Hoca denilen zatın ir mescidi bulunuyordu. Zamanla yıkılmış ve yeri kupkuru bir toprak haline gelmiştir. Eminzâde Ahmet Ağa büyük paralar harcayarak buraya bu camii yaptırmıştır. Kitâbenin son iki mısrası Ebced Hesabına vurulunca altındaki 1124 rakamları çıkar. Ahmed Ağa Camii H. 1124 M. 1712 yılında yaptırmıştır. Bu kitâbeyi şimdiye kadar hiç kimse okuyamamış ve doğru olarak yazamamıştır. Hadîka sahibi yalnız son iki mısraını karışık olarak almış ve altına da (1134) tarihini yazmıştır.
Bu kitâbeye göre cami, H. 1277 M. 1860 yılında Ali Efendi isminde birisi tarafından tamir edilmiştir. Camiin sağında ahşap bir yer vardı. Tamir sırasında yıkılmıştır.