Tanpınar'ın Üsküdar'a bakışında Yahya Kemal'in tesiri vardır. Tanpınar, hocası Yahya Kemal'in sohbetlerinden fetih günlerinin heyecanını, bu heyecana ortak olan İstanbul semtlerini dinler. Fethin coğrafi haritasını onunla beraber dolaşır ve muhayyilenin izin verdiği ölçüde bu büyük hadiseyi yeniden yaşamaya çalışır. Tanpınar'da Üsküdar'ı fetih günlerinin heyecanı içinde ele alır. Yahya Kemal'in fethe dair tasvirlerinde, tarih içindeki kahramanlığı ön plana çıkardığını görüyoruz. Tanpınar'sa ondan farklı olarak fetih hadisesini estetik planda ele alır ve sanatkârane fırça darbeleriyle okuyucuya yansıtır
Fatih'in İstanbul'u muhasara ve ardından fethettiği Nisan ve Mayıs aylarında Boğaz vadilerinde, Çamlıca eteklerinde, Rami, Davutpaşa kırlarında "erik ve badem ağaçları"nın çiçek açtığını ve top seslerine "kumruların aşk daveti"nin karıştığını, "son hücum tekbirlerine bülbül sesleri"nin dem tuttuğunu düşünür. Burada tarihî bir olayla şehrin peyzajı sanatkârane bir tabloyla birleşmekte, Üsküdar da bu birleşmede yerini almaktadır. İstanbul'un fethinden önce başta Üsküdar olmak üzere, Anadolu yakasının büyük bir bölümü Türklerin eline geçmiştir. Tanpınar, XV. Asır başlarında atalarımızın Üsküdar ve Anadolu Hisarı'ndan İstanbul'u seyrettiklerini ve fethetmek için sabırsızlandıklarını söyler.