Bu muhteşem ahşap yapı Üsküdar ile Kuzguncuk arasında ve Paşalimanı mevkiinin biraz ilerisindedir.
Küçük Yalı denilen harem kısmı, 1925 yıllarında yanmış bulunmaktadır. Büyük Yalı denilen selâmlık kısmı ise durmakta olup bakımlıdır. Harem dairesi ile selâmlık dairesi arasındaki havuzlu harem bahçesi bugün de mevcuttur. Kuzguncuk tarafındaki yüksek bacalı mutfak kısmı ile Üsküdar tarafındaki, beş odalı uşaklar dairesi yok olmuştur. Eskiden harem dairesinden, yalıların arkasından Arapzâde semtine kadar uzanan, büyük koruya ahşap, kapalı bir köprüyle geçiliyordu. Bu köprü bugün yoktur. Cadde tarafında ve harem dairesini selâmlık kısmına bağlayan ahşap ve pencereli, üstü örtülü geçit de bugün mevcut değildir. Harem bahçesinde ve geçit ile havuz arasındaki ahşap, nefis küçük Dinlenme Köşkü'nden de eser kalmamıştır. İki katlı olan yalıda 16 oda ve iki büyük sofa bulunmaktadır. Yalının hangi tarihte yaptırıldığı belli değildir. Fethi Paşa'dan evvelki sahibinin İsmet Bey olduğu sanılmaktadır.
1815 tarihinde tanzim edilen Bostancıbaşı Defteri'nde yalının yerinde İsmet Beyzâde Arif Molla'nın yalısının bulunduğu belirtilmiştir. Arif Molla diye anılan zat, Şeyhülislâm Arif-Hikmet Beyefendi'dir.
Fethi Paşa Korusu ise bugün, İstanbullular için âdeta "nefes alma" mekânlarından biridir.