Gerek Çiçekçi Kahvehanesi gerekse diğer kahvehanelerin iç ve dış mekânlarıyla, kahve kültürüne ait objeler olsun; Ali Rıza Bey'in (1858-1930) etüd defterlerine aktarmaktan keyif aldığı konular arasındaydı.
Öğrencisi Süheyl Ünver'le birlikte resim yapmak için çevrede dolaşırlarken arada bir de dinlenmek için Çiçekçi Kahvehanesi'ne uğrarlar? Ünver, 1918 yılında böyle bir çalışma arasında Çiçekçi Kahvehanesi'nin ihtiyar kahvecisiyle de görüştüklerini belirtir. Çiçekçi Kahvehanesi'nin müdavimlerinden olan Ressam Ali Rıza Bey'in yüzyılın en seçkin müşterisi olduğunu kaydeder ve sanatçının bu kahvehanede otururken çizdiği iki üç resim bulunduğunu ve genellikle İstanbul'da dolaşırken çizdiği taslaklar üzerinde burada çalıştığını belirtir.
Süheyl Ünver hocasın şu şekilde anlatmaya devam eder: "Sevdiği insanlar, semtler ve yerler belliydi. Adaları kozmopolit bulur, sevmezdi. En çok sevdiği ve eserlerine konu aldığı yerler: Haydarpaşa, Üsküdar, Çamlıca, Acıbadem, Bulgurlu, İhsaniye, Karacaahmet, Ümraniye, Kurbağalıdere, Kızıltoprak, Çengelköy, Anadolu ve Rumeli Hisarları, Kanlıca ve bilhassa Paşabahçe, Beykoz sahilleri ve İncirköy idi. Doğup büyüdüğü İstanbul'u her yerden daha çok severdi. İstanbul'un dışında, Anadolu'nun birçok yerini gezmiş, Değirmendere, Karamürsel, Gebze, Yenişehir taraflarını dolaşmış ve orada Türklüğe dair çok kıymetli eserlerin resimlerini yapmıştır. Bir heyetle birlikte Karacahisar'a gitmiş, gördüklerinin en güzel kısmını kalem ve fırçasıyla tespit etmiştir?"