Kandilli'de XVI. Yüzyıldan itibaren varlığı bilinen has bahçelerdendir. Adı ilk kez 991/1583'ten başlayarak, Mevacib Defterleri'nde "Bağçe-i Kandil" olarak geçer.
Kandilli, havası ve suyunun güzelliğiyle III. Murad'ın dikkatini çekmiş ve onun tarafından burada bir has bahçe yaptırılmıştır. Semt adını, bir rivayete göre Göksu deresinden dönen padişahlar için burada yakılan bir kandil sebebiyle, bir başka rivayete göre ise Revan Seferi'nden (1632) döndükten sonra IV. Murad tarafından burada inşa ettirilen köşkte Şehzâde Mehmed'in doğumu üzerine yedi gece kandil donanması yapılması sebebiyle almıştır. Eserini Sultan III. Murad için hazırlamış olan Seyyid Lokman, Şehinşâhnâmesi'nde bu bahçenin havuzları, fıskiyeleri, serin rüzgarı, meyve ağaçları, gül, sümbül ve yasemin dolu çiçek tarlalarıyla cenneti andırdığını söyler. Kandilli'de özellikle Akıntı Burnu çevresinde yamaçlar denize dik ve kayalık olarak iner. Bu mevkide, bir kaya üzerinde, set set yükselen laleler ve sümbüller bezenmiş bir bahçeden bahsedilir. Bu bahçeyi Sultan III. Murad düzenletmiş, daha sonra kayalık yamaç üzerine kasırlar kurulmuş, bahçe genişletilmiştir.