Sadrâzam Rüstem Paşa'nın kardeşi Sinan Paşa'nın açık türbesi Üsküdar'da Mihrimah Sultan'ın haziresinde mihrabın önündedir. Mimar Sinan devri mezar sandukacılığının ve mezar taşçılığının şaheser bir örneğidir. Mezarın sandukası yeşil sumâkiden, baş taşı ve cephesi ile ayak som ak mermerdendir. Baş taşının kaptan-ı deryalık serpuşu da çok muvaffak bir sanat eseridir.
Baş taşının önünde: Bu Sinan Paşa ile Ceğale (Cigale) zâde Sinan Paşa'yı birbirine karıştırmışlardır. Ceğalezâde Sinan Paşa Ceneviz Cumhuriyeti'nin en büyük kaptanlarından Ceğale'nin oğludur. Babasıyla ve birçok Ceneviz kaptanlarıyla beraber Piyâle Paşazâde esir edilmiştir. Saraya alınarak Müslüman edilmiş ve enderunda yetiştirilmiştir. Sarayda silahtar, sonra yeniçeri ağası olmuş, Sultan II. Selim ve III. Murad zamanında Erzurum, Bağdat, Van ve başka eyaletlerde valiliklerde bulunmuş, İran savaşlarına katılmış, 999 H. 1590 M. yılında Eğri Seferinde sadrâzam olmuştur. Sadrâzamlığı kırk gün kadar sürmüştür. Sonra yine valilik ve ikinci defa derya kaptanlığı ve İran serdarlığı verilmişti. 1014 H. 1605 M. yılında Diyarbakır'da ölmüştür. İstanbul'da kendi adını taşıyan sarayı ve hamamı vardı. Oğlu Mahmud Paşa'dır. Bunlar Rüstem Paşa'nın ailesiyle her nasılsa Arap saçı gibi karışmışlardır. Ceğalezâdeler kendilerini Rüstem Paşa'nın neslinden gibi göstermişlerdir. Sinan Paşa'nın yanında bunlardan birçokları gömülüdür.