Bugünkü Gülfem Sokağı'na halkın verdiği isimdir. Sultan I. Ahmet'ten adını almıştır. Bilindiği üzere Sultan I. Ahmet, çok sevgive saygı duyduğu Aziz Mahmud Hüdâyi'yi sık sık ziyarete gelirdi. Kanuni Sultan Süleyman'ın cariyelerinden olan Gülfem Hatun (öl. 1561) ise mahalleye ve sokağa adını veren bir camii yaptırmıştır. (1539-1540). Türbesi de bu sokaktadır. Harem İskelesi Yokuşu (Selimiye), Karga/Zarife Yokuşu (Sultantepe), Küçük Yokuş (Sultantepe), Azat Yokuşu (Aziz Mahmut Efendi Sokağı), Debbağlar Yokuşu, Çakmakçılar Yokuşu, Göçmen Yokuşu (Sultantepe) ve Katırcılar Yokuşu (Ferah Sokak) gibi ismini çeşitli şekillerde alan daha birçok yokuş mevcuttur. Üsküdar'da yokuşların nispeten çokluğu, kuşkusuz şehrin üzerinde gelişmiş olduğu topografya, yani eğimli arazilerin varlığıyla ilgilidir. Yokuşların genellikle tepelerin bulunduğu alanlarda yoğunluk kazandığı dikkat çeker. Ayrıca bu yokuşlu sokakların bazılarında merdivenler yapılmıştır.
Kıyılarda, türlü biçimlerde denize doğru uzanan topografik çıkıntılar burun olarak tanımlanır. Üsküdar'ın Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı'nda nispeten uzun bir kıyı şeridi vardır. Bu kıyı şeridinin önemli bir kısmı (özellikle Haydarpaşa ve Üsküdar Vapur iskelesi arası) yapılan dolgu ve yapılaşmalarla doğal uzanışını büyük ölçüde kaybetmiştir. Dolayısıyla burada daha çok eski kıyıda bulunan ve tarihe mal olmuş burunlar ve verilen isimler ele alınmıştır.