Aslen Maraşlı olan Halil Paşa, idam edilen Beylerbeyi Mehmed Paşa'nın kardeşidir. Enderundan (Saraydan) yetişmiştir. Doğancıbaşı, sonra Çakırcıbaşı ve H. 1016 (M. 1607) yılında Yeniçeri Ağası oldu. Sonra Derya Kaptanlığı verilerek Trablusgarb taraflarına memur edilmişti. H. 1026, M. 1617 yılında Sadrâzam oldu. İki sene sonra İran Seferine Serdar olarak gönderildi. İyi idare edemediği için azl olundu. Muhtelif yıllarda dört defa Derya Kaptanlığı yaptı.
H. 1036, M. 1626 yılında azl edilmiş, Üsküdar'da Aziz Mahmud Hüdâî Dergahı'nda münzevî bir hayat yaşamıştır. H. 1039, M. 1629 yılında vefat etmiş. Oğlu Mahmud Bey ölünce babasın yanındaki türbesine gömülmüştü. Öbür oğlu Ebubekir Bey, Has odadan terbiye almış, H. 1059, M. 1649'da Kapıcı Başı olmuş ve Sultan Dördüncü Mehmed zamanında ölmüş, ağabeyinin yanına defnedilmiştir. Bu türbe; Üsküdar'da Yeniçeşme Yokuşu'nda Açık Türbe Sokağı'nda köşe başında bir set üzerindedir. Türbe, türbe mimarisinin şaheserlerindendir. Muntazam kesme taşla yapılmıştır. Önünü sütun başlıkları istalaktitli üç sütunun üstünde yükselen üç kubbe örter. Kemerleri mermerdendir. Buraya, türbeden ikisi alttan, üçü üstten beş pencere açılır. Türbeyi, tek sağır kubbe örter. Dört köşesinden minik yarım kubbeler ve eteklerinde istalaktitler vardır. Pencere ve dolap söveleri mermerdendir. Her dört tarafına yukarıdan üçer, alttan sağına, soluna ve kıble taraflarına da üçer pencere açılır. Sağ tarafında iki pencere vardır. Dolapların içlerinde ve pencere altlarında yeşil çini kalıntıları vardır. Vaktiyle türbenin içinin çini ile kaplı olduğu anlaşılıyor.