İmaretler, genellikle sultanlar ve büyük devlet adamları tarafından kurulmuştur. İmaretler sayesinde, padişahın şanı memleketin her köşesinde duyurularak siyasi gücü kuvvetlenmekte, din ve devletin adı yücelmektedir.
Ancak bu yerlerin sultan veya vezirler tarafından inşa ettirilmesi ve bir takım masrafları bu kişilerin "hususi hazineleri" ve "kendi mallarından" karşılandığı halde, bu tesisler devlet eliyle kurulmuş olup, devlet geliriyle işleyen, faka idari ve mali bakımdan özerk ve özel bir statüye tabi bulunan kamu hizmeti müesseseleri olma özelliğini taşımaktadır.
Bu tesislerin işleyişini devam ettirmek için lüzumlu olan gelir kaynaklarından önemli bir kısmı, yeni fetihlerle elde edilmiş devlete ait toprakların vergi gelirlerinin, sultan tarafından devamlı olarak bir tesise hasr ve tahsis edilmesiyle oluşmuştur. Veya böyle bir tahsise tahvil edilmek vaat ve şartıyla bir şahsa temliki suretiyle sağlanmıştır.
Hüdâyî Tekkesi Vakfı Ve İmareti, gerek Anadolu'ya gidenlerin uğrak yeri olması, gerek bir hanım sultan tarafından yaptırılmış olması, gerek padişah tarafından temlik edilen yerlerin geliri ve zaman zaman yine padişah tarafından gönderilen hediyelerle korunup kollanması itibariyle önem arz etmektedir.