Türkiye'nin çok partili demokrasi sürecinin en önemli kilometre taşlarından birini teşkil eden Demokrat Parti'nin 14 Mayıs 1950'de iktidara gelişinin yıldönümünde İstanbul Medeniyet Üniversitesi Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde ''Demokrasiden Darbeye - Bir Yaşam'' Paneli düzenledi.
Demokrat Parti'nin iktidara geliş tarihi olan 14 Mayıs ile ''DEMOKRASİ'', askeri müdahale ile iktidardan ayrıldığı tarih olan 27 Mayıs ile ''DARBE'' temaları üzerinde durulan panelde; ''Bir Yaşam'' başlığı ile bu temalar, rahmetli Aydın Menderes Beyefendi'nin şahsı üzerinden incelendi.
Açılış konuşmalarını İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Okur, Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi Başkanı ve Eski Türkiye Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel, Üsküdar Kaymakamı Mustafa Güler ile Kadıköy Kaymakamı Birol Kurubal'ın yaptığı panele; Aydın Menderes'in eşi Ümran Menderes'in yanı sıra AK Parti Üsküdar İlçe Başkanı Sinan Aktaş, AK Parti Üsküdar Teşkilat Başkanı Halit Hızır, Üsküdar Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Ayyıldız ile çok sayıda konuk katıldı.
Güzel: ''14 Mayıs Gününü Bir Demokrasi Bayramı Olarak Kutlamalıyız''
Türk Milletinin 1950 ve 1960 bakımından iki önemli dönüm noktası olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi Başkanı ve Eski Türkiye Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel, ''Özellikle 14 Mayıs 1950 tarihi çok önemli. Çünkü bu tarihle birlikte Türkiye çok partili parlamenter, demokratik hürriyetçi sisteme geçmiştir'' dedi.
Bu nedenle 14 Mayıs tarihini bir demokrasi bayramı olarak kutlamamız gerektiğini ifade eden Hasan Celal Güzel, konuşmasını şu şekilde tamamladı: ''Özellikle yeni nesillere demokratik şuurunu bu şekilde verebiliriz. Türkiye tarihinde demokrasi böyle bir günde şaha kalktı. Ancak ülkemizdeki bazı zavallı zihniyetler, bu günün kutlanılması yerine maalesef utanç verici bir gün olarak anılması gerektiğini Türk Milleti'ne empoze etmeye çalışıyorlar. Ki bu zihniyete sahip insanlar ülkenin kara günü olarak anılan 27 Mayıs tarihini hiç sıkılmadan Anayasa'da ?hürriyet bayramı' ismini vererek tam 20 sene bu mazlum millete zorla kutlattılar. Koca koca başbakanlar da hiç utanmadan sıkılmadan Anıtkabir'e gidip defterler imzaladılar. Ve bir başka diktatör bir başka darbeci gelip de bu uydurma bayramı -aslında Türk milletiyle alay edilen bir matem gününü- kaldırmasaydı bayram olarak kutlanmaya devam edecekti''.