İstanbul semt isimlerinin hikayeleri

İstanbul semtlerinin birbirinden değişik isimlerini ve çok eskilere dayanan hikayeleri...

İstanbul semt isimlerinin hikayeleri
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Google News'de Takip Et

Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul, M.S. 330-395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395-1204 ile 1261-1453 yılları arasında Doğu Roma İmparatorluğu, 1204-1261 arasında Latin İmparatorluğu ve son olarak 1453 1922 yılları arasında Osmanlı Devleti'ne başkentlik yaptı. Şimdilerde kullandığımız semt isimlerinin hikayeleri de ozamanlara dayanıyor.

Bazı semtler isimlerini, orada bulunan büyük camilerden, bazıları orada oturmuş ve eser bırakmış önemli kimselerden, bazıları ise çeşitli tarihi olaylardan, yapılardan ya da çeşmelerden almış...

İşte birbirinden değişik isimleriyle İstanbul semtleri ve hikayeleri...

Aksaray : Fatih'in sadrazamı İshak Paşa, İç Anadolu Bölgesi'ndeki Aksaray'ı ele geçirdikten sonra orada yaşayan bölge insanlarını bugünkü Aksaray semtinin bulunduğu yere gönderir. Aksaraylılar da semte adlarını verirler.

Akaretler : Sultan Abdulaziz Taşlıkta Aziziye camiinin giderlerini karşılamak üzere bir vakıf kurmuştur. Bu vakfa gelir sağlamak için de gelir getiren anlamında Akaretler yaptırmayı planlamıştır. Bu planı bitirmek ise II.Abdulhamit'e nasip olmuştur. Bu yüzden semtede Akaretler denmiştir.

Altunizade : Altunizade İsmail Zühtü Paşa'nın yaptırdığı cami, semtinde bu adla anılmasına sebep olmuştur. Zühtü Paşa'nın babası altın alım satımı ile iştigal ettiğinden Zühtü Paşa'ya da Altunizade denmiştir.

Arnavutköy : Önceleri, Boğaziçi'nin bu sevimli semtinde Arnavutlar oturduğu için buraya bu ad takılmıştı.

Ataköy : Ataköy'ün eski adı Baruthane'dir. II.Mahmut tarafından buraya baruthane yapılmıştır. O zamanlar Ataköy (İstanbul'un dışı sayıldığından baruthane yapımı için uygun bir alan olarak görülmüştür.) Daha sonraları Emlak ve Kredi Bankası bu bölgeye 50-60 bin nüfuslu bir yerleşim yeri kurmuştur(1950). Yeni yerleşim yerinin adı da Ataköy olur.

Ayazağa : İsmini yeni çeri kethudası Ayaz Ağa'nın çiftliğinden almıştır. Abdulaziz döneminde buraya yaptırılan saray bugün binicilik okulu olarak kullanılmaktadır.

Bağdat Caddesi : Bizans döneminden bu yana varlığı bilinen yol (şimdi cadde), Osmanlılar döneminde Üsküdar'dan Şam ve Bağdat yönüne giden kervanlarca kullanılıyordu. Osmanlı ordusu, Doğu seferlerine bu yoldan çıkıyordu. Adının Bağdat Caddesi olması bu nedenledir.

Bakırköy : İlk çağlarda Hebdamon Septimus adıyla anılmaktaydı. Bizans döneminde yazlık olarak kullanılmıştır. Constantinus zamanında buraya saraylar, köşkler, kiliseler yaptırılmıştır. Bizans'ın son döneminde Makrihori, Osmanlı döneminde Marki köy olarak bilinen semtin adı Cumhuriyetin ilanından sonra Bakırköy olarak değişmiştir.

Bebek : Semtin isminin nereden geldiği konusunda iki rivayet bulunuyor. Bunlardan ilki, Fatih Sultan Mehmet'in bölgeyi koruması için gönderdiği bölükbaşının Bebek lakaplı olması. Diğeri ise padişahın semtteki bahçesinde gezerken yılan görüp korkan şehzadesine bebek demesi ve bundan sonra bahçesinin bebek bahçesi olarak anılması.

Beşiktaş : İlk görüş, semtin ismini Barbaros Hayrettin Paşa'nın gemilerini bağlamak için diktirdiği beş taştan aldığı yönünde. Diğeri ise bir papazın burada yaptığı kiliseye Kudüs'ten getirdiği beşik taşını koyduğu ve ismin buradan geldiği yönünde.

Beyazıt : Sultan II. Beyazıt'ın buraya kendi ismiyle anılacak bir külliye yaptırmasından sonra semt, Beyazıt olarak anılmaya başladı.

Beyoğlu : Semtin isminin nerden geldiği konusunda çeşitli rivayetler bulunuyor. Bunlardan ilkine göre, İslamiyet'i kabul edip burada oturmaya başlayan Pontus Prensi'nden adını alıyor. Diğerine göreyse, 'Bey Oğlu' diye anılan Venedik Prensi'nin burada oturmasından geliyor semtin adı. Son bir rivayet de, burada oturan Venedik elçisine, yazışmalarda, ''Beyoğlu'' diye hitap edilmesinden semtin bu adla anıldığını söylüyor.

Bostancı : Semt, adını eskiden her türlü meyve ve sebzenin yetiştirildiği bostanlardan biri olmasından alıyor.

Cerrahpaşa : Semt, buradaki caminin adını taşır. Camiyi 16'ncı yüzyılda, Sadrazam Cerrah Mehmet Paşa yaptırmıştır. Mimarı Davud Ağa'dır. Cerrah Paşa Camiiyle birlikte çifte hamam, çeşme ve türbe de yaptırmıştır.

Cihangir : Kanuni Sultan Süleyman'ın, Tophane ile Fındıklı arasındaki kıyıdan 300 basamakla ulaşılan yüksekçe bir yere oğlu Cihangir'in anısına yaptırdığı cami, semte adını vermiştir.

Çatladıkapı : Bizans döneminde yapılan surların Sindera adlı kapısı buradadır. 1532 yılındaki depremde bu kapıda çatlaklar oluşturduğundan, hem kapı hem de semt Çatladıkapı adıyla anılmaya başlanmıştır.

Çemberlitaş : Bizans'ın en önemli meydanlarından Constantinus Forumu'nun bulunduğu yerdeki büyük sütunlardan birisi olan Çemberlitaş, semte adını verdi.

Çengelköy : Eskiden gemi çapaları bu köyde yapıldığı için isminin buradan geldiği tahmin ediliyor.

Çekmeler : Aynı adı taşıyan göllerin kenarında kurulmuş yerleşimlerdir.Tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Helenler İ.Ö.VII. yy. da bu yörede koloniler kurdular. Daha sonra Bizans, Hun, Peçenek, Osmanlı yönetimlerinde kalmıştır. Her iki Çekmece gölü dar birer boğazla Marmara denizine bağlıdır. Anadolu'yu batıya bağlayan yol üzerinde bulunan bu boğazları geçmek için boğazın iki yakasında sahile çakılı kazıklara bağlı halatlar gerilerek ve sal üzerinde bu halatlar çekilerek karşıdan karşıya geçiliyordu. Çekerek çalışan bu sisteme çekmece adı verilmiştir. Zamanla buradaki yerleşimlere bu isim yakıştırılmıştır, birbirinden ayrılması için birine Büyükçekmece diğerine Küçükçekmece adı verilmiştir.

Eminönü : Osmanlı döneminde çarşıdaki esnafı denetleme yetkisi 'Emin'lere aitti. Semt, adını burada bulunan 'Gümrük Eminliği'nden alıyor.

Feriköy : Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde yaşayan Madam Feri'den alıyor. Bölgede bulunan geniş topraklar padişah tarafından Madam Feri'nin eşine bağışlanmıştı. Ama eşi ölünce semt onun ismiyle anılmaya başlandı.

Florya : Bir rivayete göre İskender Efendi namlı bir kişi burada yaptırdığı bahçeye doğduğu kasabanın ismini vermiş (Forina Arnavutluk'ta küçük bir kasabadır) isim zamanla Florya'ya dönüşmüş ve semtin ismi olarak benimsenmiştir.

Galata : Gala, Rumca da ''süt'' anlamına geliyor. Bir rivayete göre Galata'nın adı semtteki süthanelere gönderme yapılarak türetildi. Başka bir görüşe göre ise İtalyanca 'denize inen yol' anlamına gelen 'galata' kelimesi düşünülerek bu isim verildi.

Kadıköy : Semtin tarihi Bakır çağına kadar uzanmaktadır. Semti Megara'lı göçmenler Khalkedon adıyla kurmuştur. Orhan Gazi Khalkedon un bir kısmını Osmanlı topraklarına kattı. Fatih Sultan Mehmet in kenti fethinde sonra bu yörenin bakımsız bir köy görünümünün düzelmesi için İstanbul Kadısı Hızır Bey'in buraya yerleşmesini istemiştir. Semt önceleri Kadı köyü sonraları Kadıköy olarak anılmıştır.

Kalamış : Eski ismi yunanca sazlık ve kamışlık anlamında Kalamis iken zamanla Kalamış şeklini almıştır.

Kandilli : Antik çağdaki adı Ekhaia'dır. Zaman zaman Göksu'dan deniz yolu ile saraya dönen padişahlar için yakılan kandillerden yada IV Murat'ın Revan Seferi'nden dönüşünde bu semtteki köşkte doğan şehzadesi Mehmet için yedi gece yakılan kandillerden dolayı semte Kandilli köy adı verilmiş, zamanla Kandilli şeklini almıştır.

Kartal : Bizans dönemindeki adı Kartalimen'dir. Semt zamanla Kartal ismiyle anılmaya başlanmıştır. Bir başka söylentiye göre de küçük bir balıkçı köyü olan semtte yaşayan ve çok sevilen Kartelli isimli balıkçıdan dolayı önceleri Kartelli'nin köyü olarak anılan semtin adının zamanla Kartal'a dönüştüğüdür.

Kazlıçeşme : Burada bulunan bir çeşme semte ismini vermiştir. Bu çeşmenin üzerinde alçak kabartma olarak kaz figürleri vardır. Bir söylentiye göre, İstanbul un fethi sırasında baş gösteren su sıkıntısında uçuşan kazlar takip edilmiş ve buradaki su kaynağı bulunmuştur. Sonraları bu su kaynağı üzerine bir çeşme inşa edilmiştir. Günümüze kadar birçok yenilemeler gören çeşme halen semtte bulunmaktadır.

Levent : Osmanlı Padişahı III Selim döneminde, Nizam-ı Cedid askerleri için kurulan Levend Kışlası semte adını vermiştir.

Maçka : Adının Farsça Masgah' tan (Nişangah) geldiği söylenmektedir. Zamanla Maçka'ya dönüşmüştür. Bir diğer söylentiye göre de Fatih Sultan Mehmet in 1461 yılında Trabzon'u fethinden sonra Trabzon'dan buraya gönderilen Maçkalılardan dolayı semte Maçka adının verildiğidir.

Maltepe : Bizans döneminde ''Bryas'' veya Latince ''Uri-as'' olan semtin bir diğer adı da ''Pelekanon'' du. Maltepeye nasıl dönüştüğü hakkında kesin bir bilgi bulunmuyor.

Okmeydanı : Fetih Ordusu kuşatmanın bir kısmını burada kurulan karargâhta geçirmiş. Semtin ismi de böylelikle Okmeydanı olarak kalmış.

Pendik : Kaynaklarda her tarafı surlarla çevrili, korunaklı yer manasına gelen ''Pendikion'' kelimesinden geldiği belirtiliyor.

Rumeli Hisarı : Yapımın bizzat Fatih Sultan Mehmed Han'ın nezaret ettiği, planı da Muhammed-Mehmed kelimelerinin küfü yazıyla yazılışı şeklinde oluşmuş olan Rumeli Hisarı'ndan semt adını almıştır.

Şaşkınbakkal : Henüz yerleşimin olmadığı dönemlerde yaz günleri denizden yararlanmak için bölgeye gelenlere bir bakkal dükkanı açıldığını görenler, burada iş yapılmayacağını düşünerek bakkala ''şaşkın bakkal'' yakıştırması yaptılar. Bundan sonra da semt Şaşkınbakkal olarak anılmaya başlandı.

Samatya : Bizans devrinde bu bölge kumluk arazi ve yer manasında ''Pshamatos-Psmathia'' olarak biliniyordu. Söylene söylene Samatya oldu.

Sarıyer : ilçenin ismi sırasıyla Simas'tan Skletrinas'a, daha sonra Mezarburnu, Altın Yar, Sarı Lira Yer ve Sarıyar'a, son olarak da Sarıyer'e dönüştü. Sarıyar isminin altın ve bakır çıkarılan Maden Mahallesi ile şifa suyu arasındaki yarlardan geldiği biliniyor.

Silivri : Yoğurdu bile neredeyse tarihe karışacak semtin filmlere konu olacak köklü bir geçmişi var. Antik çağdaki ismi Selymbria veya Selybria.

Şile : Yunanca bir kelime olan ''Şile''nin anlamı yaban çiçeği. Şile adını bir bitki türü olan ''Mercanköşk''ten alır.

Şişli : Şiş yapımıyla uğraşan ve Şişçiler diye anılan bir ailenin burada konağı olduğu ve 'Şişçiler Konağı'nın zamanla 'Şişliler Konağı' haline gelmesiyle semtin adının Şişli kaldığı rivayet edilmektedir.

Sütlüce : Bugün Sütlüce semtinin olduğu yerde Süt Menbat isimli bir Rum köyü vardı. Köyün bir köşesindeki bakır bir kadın heykelinin memelerinden su akar; bu suyun, kadınların sütünü çoğalttığına inanılırdı. Bundan dolayı semt, Sütlüce olarak anılır oldu.

Tahtakale : Sözlük anlamı 'kale altı' olan Taht-el-kale'nin bozulmasıyla Tahtakale'ye dönüşen semtin, Mercan ya da Beyazıt dolaylarındaki eski sur benzeri yapının aşağı kotunda yer aldığı için bu ismi aldığı tahmin ediliyor.

Taksim : Osmanlı zamanında sucuların; suyu, halka taksim ettikleri yer, Taksim olarak anılmaya başlandı.

Teşvikiye : Sultan Abdülmecit'in bir mahalle kurulması için teşvikte bulunduğu semtin adı Teşvikiye olarak kaldı. Bu durumu, Harbiye Karakolu ile Rumeli ve Valikonağı Caddelerinin kesiştiği kavşakta bulunan iki taş belgeliyor.

Tophane : İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed bu bölgeye büyük bir tophane inşa ettirmişti. Osmanlı döneminde topların döküldüğü bu bina halen mevcuttur.

Unkapanı : Bazı satış yerlerinde Arapça'da 'Kabban' adını taşıyan büyük teraziler bulunduğundan, buraları Kapan adını taşırdı. Sahiline buğday ve arpa yüklü gemiler demirlediğinden, semt bu adı aldı.

Ümraniye : Semtin ilk adı ''Yalnız Selvi''. Tarihi kaynaklara göre Ümraniye'ye ilk yerleşenler Frigyalılar. Çam ağacını kutsal kabul eden Frigyalılar küçük ve Büyük Çamlıca' dan başlayarak Alemdağ ve Kayış Dağı'na kadar bütün araziyi çam ormanlarıyla donatmışlar. Arapça kökenli Ümran sözcüğünden gelen Ümraniye'nin anlamı kalkınmış, gelişmiş, bayındır yer demek.

Üsküdar : M.Ö. 7 .yy'da bir Grek kolonisi olarak kurulan Halkedon'un (Kadıköy) iskelesi ve tersaneleri, bugünkü Üsküdar'ın yerleştiği alanda bulunur ve buraya Hrisopolis (Altın Şehir) denirdi. Yörenin bu adla anılması çeşitli biçimlerde yorumlanıyor. Pers işgali sırasında Anadolu Yarımadası'ndaki kavimlerden ve halktan vergi olarak toplanan altınlar buradaki hazinelerde saklandığı için yöreye bu adın yakıştırıldığı söyleniyor. Bir başka yoruma göre de Agamemnon'un oğlu Krizes kaçarak Anadolu'ya gelmiş ve Üsküdar'da öldüğü için şehir onun adıyla anılmış. Kimileri de, günbatımında evleri karşı yakadan yaldızlı gibi göründüğü için Üsküdar'a Altın Şehir adının verildiğini söylemektedir. Üsküdar adıysa, kimi kaynaklara göre Farsça ''ulak'' anlamına gelen ''Eskudari'' den türemiştir.

Zeytinburnu : İstanbul'un fethinden sonra buraya Kudüs'ten getirtilen papazların zeytin ağaçları dikmelerinden ve bu bölgenin kıyısının denize çıkıntılı bir coğrafi konuma sahip olmasından dolayı semte Zeytinburnu adı verilmiştir.


İstanbul Ajansı


Puan Ver 5Puan Ver 5Puan Ver 5Puan Ver 5Puan Ver 5

İstanbul

En Çok Okunan Haberler

+4
°
C
+
-1°
Uskudar
Pazartesi, 14
Salı
+ +
Çarşamba
+ +
Perşembe
+ +
Cuma
+ +
Cumartesi
+
Pazar
+ +
7 Günlük Hava Tahmini
Üsküdar Nöbetçi Eczaneler Günlük Burç Yorumları
Üsküdar Haritası

GAZETELER

Hürriyet Dünya
Milat Sözcü
Yeni Şafak Türkiye
Takip Et :
Üsküdar 34 Feedburner
www.uskudar34.com © 2007-2022 Tüm Hakları Saklıdır. Sitedeki içerikler kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Destek ve Bilgi : [email protected]
Bu sayfa 0.03 saniyede yüklendi.

www.uskudar34.com web sitesinde yer alan tüm sayısal ve sözel içerik sadece bilgilendirme amaçlıdır. Köşe yazılarında yer alan içerik yazarların kendi görüşleri veya alıntı(kaynak gösterilerek) olup; ilgili konu hakkında uskudar34.com'un genel görüşünü yansıtmaz.

Web sayfalarımızda yer alan bilgiler ve doğrulukları tarafımızca garanti edilmemekte olup, bu bilgiler belli bir getirinin sağlanmasına yönelik olarak verilmemektedir. Bu nedenle bu sayfalarda yer alan bilgilerdeki hatalardan, eksikliklerden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı uskudar34.com sorumlu tutulamaz.

sanalbasin.com üyesidir