Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı (TAÇ) tarafından hazırlanan ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığınca baskısı yapılan 2 ciltlik ''Geçmişten Günümüze Boğaziçi'' adlı kitap çıktı.
Prof. Dr. Haluk Sezgin'in editörlüğünü yaptığı kitapta Boğaziçi, 54 yazarın katkısıyla topoğrafyasından florasına, korularından bahçe ve mesire yerlerine, semtlerinden mimarisine, camilerinden sinagog, medrese, türbe ve mezarlıklara, saraylardan köşk, kasır konak ve yalılarına, yaşam kültüründen savunmasına kadar belge ve fotoğraflarla anlatılıyor.
Kitabın 612 sayfadan oluşan birinci cildinde ''Boğaziçi Mitosu'', ''Boğaziçi'nin semtleri'', ''Boğaziçi'nin genel mimarisi'', ''Boğaziçi'nde dini mimari'', ''Boğaziçi'nde sivil mimari'', ''Boğaziçi'nde askeri mimari ve kolluk mimarisi'', 586 sayfadan oluşan ikinci cildinde ise ''Boğaziçi'nde endüstri'', ''Boğaziçi'nde sosyal ve kültürel yapılar'', Boğaziçi'nde sefarethaneler'', ''Boğaziçi'nde ulaşım ve ulaşımla ilgili yapılar'', ''Boğaziçi'nde yaşam kültürü'', ''Güzel sanatlarda Boğaziçi'', ''Belgelerde Boğaziçi'' adlı bölümler yer alıyor.
Kitapta, güneyde Tophane-Salacak, kuzeyde Rumeli ve Anadolu fenerleri arasında kalan ve Karadeniz ile Marmara Denizi'ni birbirine bağlayan İstanbul Boğazı'nın, Asya ve Avrupa kıtalarını birbirinden ayıran, ancak Karadeniz ve Akdeniz kültürünü de birbirine bağlayan tek su yolu olduğu belirtiliyor.
Aynı kitapta, doğal bitki örtüsü maki ve orman alanları ile koru, park ve bahçelerden oluşan İstanbul Boğazı'nın servi ağaçları, fıstık çamları, erguvanları, manolya ağaçları, çınarları, çitlembik ve sakız ağaçları ile leylakları, gülleri ve bitkileriyle şiirlere, romanlara, sanatın her dalına konu olduğu hatırlatılıyor.
Kitapta, Boğaziçi'nin en büyük orman alanının Avrupa yakasında Belgrad Ormanı, Anadolu yakasında ise Alemdağ Ormanı olduğu, ancak yoğun yapılaşma ve plansız kentleşme nedeniyle Alemdağ Ormanı'nın orman özelliğini büyük ölçüde kaybederek bozuk baltalık karakterinde tanınmaz hale geldiği bilgisine yer veriliyor.
BOĞAZ'IN EN YÜKSEK TEPESİ BÜYÜKÇAMLICA
İstanbul Boğazı'nın en yüksek tepelerinin 258 metre ile Büyükçamlıca, diğerinin ise 197 metre ile Yuşa olduğu anlatılan kitapta, büyük akarsular bulunmamakla birlikte İstanbul Boğazı'na, Avrupa yakasında Sarıyer, Büyükdere, İstinye, Baltalimanı, Ortaköy ve Beşiktaş derelerinin, Anadolu yakasında da Çayağzı (Riva), Göksu ve Küçüksu derelerinin aktığı belirtiliyor.
Boğaziçi'nin en gözde semtlerinin Çengelköy, Bebek, Anadoluhisarı ve Beylerbeyi olduğu ifade edilen kitapta, Dolmabahçe, Çırağan ve Beylerbeyi sarayları ile kasırlar, köşkler, yalılar, ibadet yerleri mimari özellikleriyle birlikte anlatılıyor.
128 CAMİ, KİLİSE VE SİNAGOG
İstanbul Boğazı'nın Avrupa ve Anadolu yakalarında 69 cami ve mescit, 17 namazgah, 13'ü Avrupa yakasında, 11'i de Anadolu yakasında olmak üzere toplam 24 Rum kilisesi, 11'i Avrupa yakasında, 3'ü de Anadolu yakasında olmak üzere toplam 14 Ermeni kilisesi, 7 sinagog, 9 Ermeni mezarlığı bulunduğu bilgisine yer veriliyor.
Kitapta, İstanbul Boğazı'nın bugüne kadar gelen en güzel yapılarından Dolmabahçe, Çırağan ve Beylerbeyi sarayları, Ihlamur ve Küçüksu kasırları ile tarihi yalılar da fotoğraf ve mimari özellikleriyle geniş olarak yer alıyor.