Referandum misyonu yüklenen 29 Mart yerel seçimine 2 hafta gibi kısa bir süre kaldı. Partiler, sandık halkın önüne konmadan son hamlelerini yapmaya hazırlanıyor. Liderler ve adayların son hamlesi ne olacak bilmiyoruz. Ancak, 2009 yerel seçiminin gelecekte 'siyasi açılım'larla birlikte hatırlanacağını şimdiden söyleyebiliriz.
Aylar öncesinden başlayan açılım furyasının nerede noktalanacağını ve sandığa nasıl yansıyacağını kestirmek zor. Bilinen bir şey varsa o da hangi partinin açılım adına hangi adımı attığı. Bu anlamda adından en çok söz ettiren, ana muhalefet partisi CHP; iktidarı bile geride bıraktı. AK Parti, öteden beri devam ettirdiği politikalarına kamuoyunun beklentileri doğrultusunda yeni eklemeler yaptı. Ayrıca bazı sürpriz adımlar attı. MHP bir iki küçük adımla açılım hareketine katkıda bulundu. DTP ise bu anlamda âdeta sessizliğe büründü.
Parti liderleri bu açılımların oy için olmadığını söylese de halk nazarında ne derece kabul gördüğü 29 Mart akşamı ortaya çıkacak. Sandık hem sürprizlere hem de hayal kırıklıklarına gebe. Seçim arifesinde açılımların ne anlama geldiğini ise siyaset bilimcilere sorduk. Ortak kanaat 'seçim yatırımı' olduğu yönünde. Asıl mesele açılımların sürdürülüp sürdürülmeyeceği. Selçuk Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Birol Akgün, CHP'deki değişimin ne muhafazakâr kesimde ne de CHP tabanında ciddiye alındığını düşünüyor. Akgün'e göre, AK Parti politikalarıyla doğuda sürpriz yapacak. MHP ise oylarını arttıracak.
Birbirinden renkli uygulamalara imza atan CHP, genel stratejisini 'dinî motifler' üzerine kurdu. Oysa CHP, önceki seçimlerde 'irtica ve laiklik' ekseninde propaganda yürütüyordu. Bir görüşe göre, bu kampanyaların oy getirmediğini gören parti, halkın değerleriyle çatışmaya girmeden halkla barışmanın yolunu arıyor. Diğer bir görüş ise şöyle: "İrtica ve laiklik silahı AK Parti'nin kapatılmasına bile yetmediği için CHP bunu kullanmaktan vazgeçti."
Çarşaflı kadınlara rozet takılması, başörtülü kadınların, emekli imamların aday gösterilmesi, Kur'an kursu vaadi partinin bu kapsamda yaptığı açılımlardan. Başörtüsü ve çarşaf parti çatısı altında ilk kez doğal kabul edilse de bazı çatlak sesler çıkmadı değil. Mesela İstanbul Milletvekili Necla Arat, açılımların parti politikalarına ters düştüğünü, ciddi oy kaybettireceğini iddia etti. Kimileri ise CHP'nin artık muhafazakâr kesimle barıştığını dile getirdi.
Peki, Baykal neden böyle bir açılıma ihtiyaç duydu? Siyaset bilimci Murat Yılmaz'a göre, CHP'yi anlamak için 22 Temmuz seçimlerine bakmakta fayda var. Seçim öncesi ve sonrasında yaşanan siyasi krizin başörtüsü yasakları üzerinde geliştiğini hatırlatan Yılmaz, CHP'yi samimi bulmuyor: "Partinin samimiyeti bir yana bu açılımlar sembolik bir harbe dayanan dışlayıcı ve ayrımcı bürokratik tahakküm rejiminin sonunu işaret ediyor."
9 Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tanju Tosun, Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki değişimi 'mevzi genişletme çabası' olarak değerlendiriyor. CHP'nin bu tür açılımlara neden yöneldiği sorusunu, "Deniz Baykal, 22 Temmuz genel seçiminden sonra ideolojik açılımlara ihtiyaç duyduğunu fark etti." şeklinde cevaplıyor. Ona göre, CHP, diğerleri gibi seçmeni müşteri olarak gören, onu kaybetmemek için rakibinden daha fazlasını vermeye hazır bir parti. Ancak bu durum sadece CHP'ye özgü değil: "Türkiye'de siyasi partiler, adeta dolmuş tipi partiler. Hepsi bir seçimlik oy kapma yarışında. 'Kaç kişi olursa olsun yanımıza alalım' çabası içindeler."
Doç. Dr. Birol Akgün, CHP'nin din eksenli açılımlarını 'medyatik bir operasyon' olarak görüyor. Politikalarının ne CHP tabanında ne de muhafazakâr kesimde ciddiye alındığını düşünüyor: "Açılımların samimi ve tutarlı bir siyasi proje olup olmadığı test edildikten sonra ortaya çıkacak. Belki tabanı genişleyebilir, bunun için de en azından CHP'nin üniversitelerde türban sorununa mantıklı bir çözümü siyasi açıdan desteklemesi gerekir."
Siyaset bilimci Tosun da CHP'nin asıl samimiyet sınavını seçimden sonra vereceğine dikkat çekiyor. Sebebini şöyle açıklıyor: "CHP bunu bir özgürlük manifestosu şeklinde topluma ilan edebilirse, kazanan hem Türkiye hem sosyal demokrasi olacak." Peki, parti bu açılımlarıyla muhafazakâr kesimden oy alabilecek mi? Doç. Dr. Ömer Faruk Gençkaya, açılımların partinin oyunu arttırmayacağını savunuyor. Aksine asıl seçmeninden küskünlerin oyunu kaybedeceğine dikkat çekiyor. Ocak ayında A&G tarafından yapılan açılım araştırmasına göre halk da, siyaset bilimcilerle hemfikir. Yüzde 52,6'sı, CHP'nin çarşaf açılımını samimi bulmuyor. Yüzde 17,2'si ise, "Belki seçim yatırımı; ama olumlu bir gelişme." yorumunda bulunuyor.
AK PARTİ DOĞUDA SÜRPRİZ YAPABİLİR
Siyaset bilimciler, mevcut partiler arasında en önemli adımın AK Parti tarafından atıldığı görüşünde. TRT 6 (Şeş), Madımak Lokantası'nın başka yere nakledilmesi, Nazım Hikmet, Ahmet Kaya ve Alevi açılımları en dikkat çeken çıkışlar. Ancak bunların neden altı yıldır değil de bugün yapıldığı sorusu bu konjonktürde manidar duruyor. Doç. Dr. Akgün, başörtüsü sorunu için yapılan anayasa değişikliğinin iptali ve kapatma davası tecrübesinin parti açısından öğretici olduğu kanaatinde. Ona göre, iktidar partisi özgürlüklerin genişletilmesi ve demokratikleşme konularının siyasi güce dayanılarak değil; toplumsal uzlaşma sağlanarak gerçekleştirileceği gerçeğini iyi kavramış gözüküyor: "Parti bir yandan devlet içindeki dirençleri kırarak, bir yandan da toplumsal kesimlerin beklentilerini karşılayarak hem siyasi meşruiyetini güçlendiriyor hem de oy potansiyelini genişletiyor. En uygun strateji ise 29 Mart'ta yüzde 50'nin üzerinde oy alarak sivil anayasa yapımı için uygun bir siyasi ve toplumsal ortam oluşturmak."
Partinin yaptığı en somut politik açılım şüphesiz TRT 6 kanalı. 1 Ocak'ta yayın hayatına başlayan kanal, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da tam destek görüyor. Terör örgütü PKK'nın yayın organı Roj TV'nin bölgedeki etkisinin kırılması, kanalda program yapan Kürt asıllı sanatçıların tehdit edilmesi, örgütün rahatsızlığının en bariz göstergesi. Ayrıca geçen hafta Mevlit Kandili'nin Diyarbakır'dan Kürtçe yayınlanması, Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılması partinin bu süreçte yaptığı açılımlarının devam edeceği anlamını taşıyor.
Doç. Dr. Gençkaya, Kürtçe açılımın hem bölgesel hem de ulusal düzeyde artı puan getireceğini düşünüyor. Müteveffa sanatçılarla ilgili açılımı ise sembolik buluyor. Hayata geçirilse bile etkisinin önemli olmayacağını belirtiyor. Ancak doğuya yapılan yatırımlar ve Kürtçe açılım sonrasında parti bölgede sürpriz yapabilir. AK Parti'ye 29 Mart'ta puan kazandıracak en önemli olay Başbakan'ın Davos çıkışı. Siyaset bilimcilere göre Davos, 29 Mart'ın birkaç gün öncesinde olsaydı AK Parti bir rekora imza atabilirdi. Ancak sıcak gündem ile seçim günü arasındaki süre uzadıkça bunun etkisi azabilir. Örneğin, 27 Nisan bildirisinin hemen sonrasında yapılan anketlerde partinin oy oranı ciddi artış göstermişti (AK Parti hükûmeti, e-muhtıraya sert cevap vermişti).
ALEVİ OYLARI MHP'YE Mİ?
Son genel seçimde Alevilerden oldukça yüksek oy alan MHP, yerel seçim öncesi yaptığı 'Alevi açılımı' ile bu kesimden aldığı oy oranını yükseltmeyi hedefliyor. Parti, özellikle Türkmen Alevilere yakınlık gösteriyor. MHP lideri Devlet Bahçeli konuşmalarında Alevi vatandaşlara sıcak mesajlar veriyor. Partinin bu kapsamda yaptığı en önemli açılım, Alevi adayları seçmen karşısına çıkarması. Siyaset bilimciler bu açılımlar sayesinde MHP ile Aleviler arasında 12 Eylül 1980 öncesi yaşanan 'kan davası'ndan kaynaklanan soğukluğun bittiğini düşünüyor. Bu anlamda MHP de Alevilerden oy alabilir. Ancak Alevi oyların çoğunluğunun CHP'ye gideceği söyleniyor.
Aslına bakılırsa Türkiye'nin yakın tarihi benzer açılımlarla dolu. Özellikle azınlıklar, Alevi ve Kürt kimliği konusunda yapılan çalışmalar partilerin sıklıkla denediği politikalardan. Görünen o ki bu konularda yapılan açılımlar yeterli olamamış ki, bu grupları temsil eden kitle hâlâ durumdan hoşnut değil. Bundan sonraki süreci 29 Mart sonrası gösterecek.
CHP
Çarşaf: Partinin ilk hamlesi, İstanbul Sultanbeyli’de çarşaflı birçok kadına CHP rozeti takmak oldu. Çarşaflılara rozeti bizzat CHP lideri Deniz Baykal taktı.
Kur’an kursu: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Sefa Sirmen, seçimi kazanması hâlinde her mahalleye Kur’an kursu açacağını vadetti. Sirmen’in açılımı Baykal tarafından da desteklendi.
Başörtüsü: CHP, tarihinde ilk kez Ankara Nallıhan’da başörtülü belediye başkan adayı gösterdi. CHP’nin Pendik Belediyesi başkan adayı Mehmet Salih Usta, sokak sokak dolaşarak başörtüsü dağıttı.
Nevruz ve işçi: CHP, Nevruz ve 1 Mayıs’ın resmî tatil ilan edilmesi ve kutlanması için Meclis’e kanun teklifi verdi.
İmam adaylar: Muhafazakâr seçmenin ağırlıklı olduğu yerlerde emekli imam ya da eşi tesettürlü kişiler aday yapıldı. Sultanahmet Camii eski imamı Osman Nuri Bedir İstanbul Sultanbeyli’den, emekli imam İsa Varlı Ankara Beypazarı’ndan aday gösterildi.
Tarikat: İstanbul il Başkanı Gürsel Tekin ve belediye başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim kampanyasında Kadiri cemaati lideri olduğunu söyleyen Abdül Hafız Aydın’la halkı selamladı. Aydın’a törenle CHP rozeti takıldı.
Yolsuzluk: CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun AK Parti’nin üst düzey isimleriyle ilgili iddiaları geniş yankı buldu. AK Partili Şaban Dişli ve Dengir Mir Mehmet Fırat görevlerinden istifa etti.
AK PARTİ
Alevi: Alevi kökenli Reha Çamuroğlu ve İbrahim Yiğit gibi isimler AK Parti’den milletvekili seçildi. Önceki yıl düzenlenen Muharrem iftarında Başbakan Erdoğan ve Aleviler yakın temasa geçti. Cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi, din kültürü müfredatına Alevilik konularının eklenmesi gibi seçenekler gündeme geldi. TRT ilk kez Alevilikle ilgili yayınlar yapmaya başladı. Sivas’taki Madımak Oteli’nin altında bulunan lokanta taşındı. Mekânın müze olarak hizmet vermesi kararlaştırıldı.
TRT Şeş: Kürtçe yayın yapan TRT 6, 1 Ocak 2009’da açıldı. Kanalın açılışında konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, ‘hayırlı olsun’ temennisini Kürtçe yaptı. TRT 6, Mevlit Kandili’nde de Diyarbakır’dan Kürtçe mevlit yayınladı.
Vefa: Nazım Hikmet’e yeniden vatandaşlık verilmesini kararlaştıran AK Parti hükûmeti, Ahmet Kaya’nın Paris’teki mezarının Türkiye’ye nakli için girişim başlattı.
Sosyal yardım: Sosyal devlet anlayışıyla hareket eden iktidar partisi, yardım ağını genişletti. Valilik ve yardımlaşma fonları kanalıyla yapılan yardımlar muhalefetin eleştirilerine maruz kaldı.
Davos: Başbakan Erdoğan’ın Davos çıkışı bütün dünyada yankı buldu. Erdoğan’ın Gazze panelini yöneten Amerikalı gazeteci David Ignatius ve İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e yönelik sözleri dilden dile dolaştı.
Miting: Başbakan, yerel seçim öncesi miting programına diğer liderlerden 15 gün önce başladı. Başbakan’ın hedefi 67 ile gitmek. Ayrıca MHP’nin kalesi Elbistan ve Beypazarı gibi ilçelerde de miting yaptı. MHP lideri Devlet Bahçeli ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise 40’ar miting planlıyor.
MHP
Alevi: MHP lideri Devlet Bahçeli, Alevi ve azınlıkları kazanmak için harekete geçti. İlk kez Alevilerle ilgili net ifadeler kullanarak, “MHP, Alevi kardeşlerimizin sorunlarının çözümü için karşılıklı anlama ve anlaşılma süreci başlatılmasına katkıda bulunmaya hazırdır.” dedi.
Ermeni: MHP, Bakırköy’de MHP’nin meclis üyeliği için Ermeni kökenli Haço Keleş’i aday gösterdi.
DTP
Kürtçe: Açılım konusunda sessiz kaldı. Doğu ve Güneydoğu’daki oyları AK Parti’ye kaptırmamak için harekete geçti. Genel Başkan Ahmet Türk, seçim öncesi son grup toplantısında Kürtçe konuştu.
DSP
Renkli aday: Genel Başkan Zeki Sezer ve partililer, CHP’nin açılımlarını eleştirdi. Parti, belediye başkan adaylarını belirlerken renkli isimleri tercih etti. Eski MHP’li Ahmet Vefik Alp’i İstanbul Büyükşehir’den, ilahiyat fakültesinde dekanlık yapan Zekeriya Beyaz’ı Esenler’den, tiyatro sanatçısı Levent Kırca’yı da Üsküdar’dan aday gösterdi.
BBP
Büyük Aile: Yedi yıldır üzerinde çalıştığı Büyük Aile Projesi’yle dikkat çekiyor. Projenin mimarı BBP İstanbul Büyükşehir adayı Cevdet Tellioğlu. Projeye göre, yüzde 90'ı halka ait belediye kontrolünde bir şirket kurulacak. Belediyenin tüm işleri bu şirket üzerinden yürüyecek.
SP
Parti liderleri bu açılımların oy için olmadığını söylese de halk nazarında ne derece kabul gördüğü 29 Mart akşamı ortaya çıkacak. Sandık hem sürprizlere hem de hayal kırıklıklarına gebe. Seçim arifesinde açılımların ne anlama geldiğini ise siyaset bilimcilere sorduk. Ortak kanaat 'seçim yatırımı' olduğu yönünde. Asıl mesele açılımların sürdürülüp sürdürülmeyeceği. Selçuk Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Birol Akgün, CHP'deki değişimin ne muhafazakâr kesimde ne de CHP tabanında ciddiye alındığını düşünüyor. Akgün'e göre, AK Parti politikalarıyla doğuda sürpriz yapacak. MHP ise oylarını arttıracak.
Birbirinden renkli uygulamalara imza atan CHP, genel stratejisini 'dinî motifler' üzerine kurdu. Oysa CHP, önceki seçimlerde 'irtica ve laiklik' ekseninde propaganda yürütüyordu. Bir görüşe göre, bu kampanyaların oy getirmediğini gören parti, halkın değerleriyle çatışmaya girmeden halkla barışmanın yolunu arıyor. Diğer bir görüş ise şöyle: "İrtica ve laiklik silahı AK Parti'nin kapatılmasına bile yetmediği için CHP bunu kullanmaktan vazgeçti."
Çarşaflı kadınlara rozet takılması, başörtülü kadınların, emekli imamların aday gösterilmesi, Kur'an kursu vaadi partinin bu kapsamda yaptığı açılımlardan. Başörtüsü ve çarşaf parti çatısı altında ilk kez doğal kabul edilse de bazı çatlak sesler çıkmadı değil. Mesela İstanbul Milletvekili Necla Arat, açılımların parti politikalarına ters düştüğünü, ciddi oy kaybettireceğini iddia etti. Kimileri ise CHP'nin artık muhafazakâr kesimle barıştığını dile getirdi.
Peki, Baykal neden böyle bir açılıma ihtiyaç duydu? Siyaset bilimci Murat Yılmaz'a göre, CHP'yi anlamak için 22 Temmuz seçimlerine bakmakta fayda var. Seçim öncesi ve sonrasında yaşanan siyasi krizin başörtüsü yasakları üzerinde geliştiğini hatırlatan Yılmaz, CHP'yi samimi bulmuyor: "Partinin samimiyeti bir yana bu açılımlar sembolik bir harbe dayanan dışlayıcı ve ayrımcı bürokratik tahakküm rejiminin sonunu işaret ediyor."
9 Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tanju Tosun, Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki değişimi 'mevzi genişletme çabası' olarak değerlendiriyor. CHP'nin bu tür açılımlara neden yöneldiği sorusunu, "Deniz Baykal, 22 Temmuz genel seçiminden sonra ideolojik açılımlara ihtiyaç duyduğunu fark etti." şeklinde cevaplıyor. Ona göre, CHP, diğerleri gibi seçmeni müşteri olarak gören, onu kaybetmemek için rakibinden daha fazlasını vermeye hazır bir parti. Ancak bu durum sadece CHP'ye özgü değil: "Türkiye'de siyasi partiler, adeta dolmuş tipi partiler. Hepsi bir seçimlik oy kapma yarışında. 'Kaç kişi olursa olsun yanımıza alalım' çabası içindeler."
Doç. Dr. Birol Akgün, CHP'nin din eksenli açılımlarını 'medyatik bir operasyon' olarak görüyor. Politikalarının ne CHP tabanında ne de muhafazakâr kesimde ciddiye alındığını düşünüyor: "Açılımların samimi ve tutarlı bir siyasi proje olup olmadığı test edildikten sonra ortaya çıkacak. Belki tabanı genişleyebilir, bunun için de en azından CHP'nin üniversitelerde türban sorununa mantıklı bir çözümü siyasi açıdan desteklemesi gerekir."
Siyaset bilimci Tosun da CHP'nin asıl samimiyet sınavını seçimden sonra vereceğine dikkat çekiyor. Sebebini şöyle açıklıyor: "CHP bunu bir özgürlük manifestosu şeklinde topluma ilan edebilirse, kazanan hem Türkiye hem sosyal demokrasi olacak." Peki, parti bu açılımlarıyla muhafazakâr kesimden oy alabilecek mi? Doç. Dr. Ömer Faruk Gençkaya, açılımların partinin oyunu arttırmayacağını savunuyor. Aksine asıl seçmeninden küskünlerin oyunu kaybedeceğine dikkat çekiyor. Ocak ayında A&G tarafından yapılan açılım araştırmasına göre halk da, siyaset bilimcilerle hemfikir. Yüzde 52,6'sı, CHP'nin çarşaf açılımını samimi bulmuyor. Yüzde 17,2'si ise, "Belki seçim yatırımı; ama olumlu bir gelişme." yorumunda bulunuyor.
AK PARTİ DOĞUDA SÜRPRİZ YAPABİLİR
Siyaset bilimciler, mevcut partiler arasında en önemli adımın AK Parti tarafından atıldığı görüşünde. TRT 6 (Şeş), Madımak Lokantası'nın başka yere nakledilmesi, Nazım Hikmet, Ahmet Kaya ve Alevi açılımları en dikkat çeken çıkışlar. Ancak bunların neden altı yıldır değil de bugün yapıldığı sorusu bu konjonktürde manidar duruyor. Doç. Dr. Akgün, başörtüsü sorunu için yapılan anayasa değişikliğinin iptali ve kapatma davası tecrübesinin parti açısından öğretici olduğu kanaatinde. Ona göre, iktidar partisi özgürlüklerin genişletilmesi ve demokratikleşme konularının siyasi güce dayanılarak değil; toplumsal uzlaşma sağlanarak gerçekleştirileceği gerçeğini iyi kavramış gözüküyor: "Parti bir yandan devlet içindeki dirençleri kırarak, bir yandan da toplumsal kesimlerin beklentilerini karşılayarak hem siyasi meşruiyetini güçlendiriyor hem de oy potansiyelini genişletiyor. En uygun strateji ise 29 Mart'ta yüzde 50'nin üzerinde oy alarak sivil anayasa yapımı için uygun bir siyasi ve toplumsal ortam oluşturmak."
Partinin yaptığı en somut politik açılım şüphesiz TRT 6 kanalı. 1 Ocak'ta yayın hayatına başlayan kanal, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da tam destek görüyor. Terör örgütü PKK'nın yayın organı Roj TV'nin bölgedeki etkisinin kırılması, kanalda program yapan Kürt asıllı sanatçıların tehdit edilmesi, örgütün rahatsızlığının en bariz göstergesi. Ayrıca geçen hafta Mevlit Kandili'nin Diyarbakır'dan Kürtçe yayınlanması, Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılması partinin bu süreçte yaptığı açılımlarının devam edeceği anlamını taşıyor.
Doç. Dr. Gençkaya, Kürtçe açılımın hem bölgesel hem de ulusal düzeyde artı puan getireceğini düşünüyor. Müteveffa sanatçılarla ilgili açılımı ise sembolik buluyor. Hayata geçirilse bile etkisinin önemli olmayacağını belirtiyor. Ancak doğuya yapılan yatırımlar ve Kürtçe açılım sonrasında parti bölgede sürpriz yapabilir. AK Parti'ye 29 Mart'ta puan kazandıracak en önemli olay Başbakan'ın Davos çıkışı. Siyaset bilimcilere göre Davos, 29 Mart'ın birkaç gün öncesinde olsaydı AK Parti bir rekora imza atabilirdi. Ancak sıcak gündem ile seçim günü arasındaki süre uzadıkça bunun etkisi azabilir. Örneğin, 27 Nisan bildirisinin hemen sonrasında yapılan anketlerde partinin oy oranı ciddi artış göstermişti (AK Parti hükûmeti, e-muhtıraya sert cevap vermişti).
ALEVİ OYLARI MHP'YE Mİ?
Son genel seçimde Alevilerden oldukça yüksek oy alan MHP, yerel seçim öncesi yaptığı 'Alevi açılımı' ile bu kesimden aldığı oy oranını yükseltmeyi hedefliyor. Parti, özellikle Türkmen Alevilere yakınlık gösteriyor. MHP lideri Devlet Bahçeli konuşmalarında Alevi vatandaşlara sıcak mesajlar veriyor. Partinin bu kapsamda yaptığı en önemli açılım, Alevi adayları seçmen karşısına çıkarması. Siyaset bilimciler bu açılımlar sayesinde MHP ile Aleviler arasında 12 Eylül 1980 öncesi yaşanan 'kan davası'ndan kaynaklanan soğukluğun bittiğini düşünüyor. Bu anlamda MHP de Alevilerden oy alabilir. Ancak Alevi oyların çoğunluğunun CHP'ye gideceği söyleniyor.
Aslına bakılırsa Türkiye'nin yakın tarihi benzer açılımlarla dolu. Özellikle azınlıklar, Alevi ve Kürt kimliği konusunda yapılan çalışmalar partilerin sıklıkla denediği politikalardan. Görünen o ki bu konularda yapılan açılımlar yeterli olamamış ki, bu grupları temsil eden kitle hâlâ durumdan hoşnut değil. Bundan sonraki süreci 29 Mart sonrası gösterecek.
CHP
Çarşaf: Partinin ilk hamlesi, İstanbul Sultanbeyli’de çarşaflı birçok kadına CHP rozeti takmak oldu. Çarşaflılara rozeti bizzat CHP lideri Deniz Baykal taktı.
Kur’an kursu: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Sefa Sirmen, seçimi kazanması hâlinde her mahalleye Kur’an kursu açacağını vadetti. Sirmen’in açılımı Baykal tarafından da desteklendi.
Başörtüsü: CHP, tarihinde ilk kez Ankara Nallıhan’da başörtülü belediye başkan adayı gösterdi. CHP’nin Pendik Belediyesi başkan adayı Mehmet Salih Usta, sokak sokak dolaşarak başörtüsü dağıttı.
Nevruz ve işçi: CHP, Nevruz ve 1 Mayıs’ın resmî tatil ilan edilmesi ve kutlanması için Meclis’e kanun teklifi verdi.
İmam adaylar: Muhafazakâr seçmenin ağırlıklı olduğu yerlerde emekli imam ya da eşi tesettürlü kişiler aday yapıldı. Sultanahmet Camii eski imamı Osman Nuri Bedir İstanbul Sultanbeyli’den, emekli imam İsa Varlı Ankara Beypazarı’ndan aday gösterildi.
Tarikat: İstanbul il Başkanı Gürsel Tekin ve belediye başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim kampanyasında Kadiri cemaati lideri olduğunu söyleyen Abdül Hafız Aydın’la halkı selamladı. Aydın’a törenle CHP rozeti takıldı.
Yolsuzluk: CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun AK Parti’nin üst düzey isimleriyle ilgili iddiaları geniş yankı buldu. AK Partili Şaban Dişli ve Dengir Mir Mehmet Fırat görevlerinden istifa etti.
AK PARTİ
Alevi: Alevi kökenli Reha Çamuroğlu ve İbrahim Yiğit gibi isimler AK Parti’den milletvekili seçildi. Önceki yıl düzenlenen Muharrem iftarında Başbakan Erdoğan ve Aleviler yakın temasa geçti. Cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi, din kültürü müfredatına Alevilik konularının eklenmesi gibi seçenekler gündeme geldi. TRT ilk kez Alevilikle ilgili yayınlar yapmaya başladı. Sivas’taki Madımak Oteli’nin altında bulunan lokanta taşındı. Mekânın müze olarak hizmet vermesi kararlaştırıldı.
TRT Şeş: Kürtçe yayın yapan TRT 6, 1 Ocak 2009’da açıldı. Kanalın açılışında konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, ‘hayırlı olsun’ temennisini Kürtçe yaptı. TRT 6, Mevlit Kandili’nde de Diyarbakır’dan Kürtçe mevlit yayınladı.
Vefa: Nazım Hikmet’e yeniden vatandaşlık verilmesini kararlaştıran AK Parti hükûmeti, Ahmet Kaya’nın Paris’teki mezarının Türkiye’ye nakli için girişim başlattı.
Sosyal yardım: Sosyal devlet anlayışıyla hareket eden iktidar partisi, yardım ağını genişletti. Valilik ve yardımlaşma fonları kanalıyla yapılan yardımlar muhalefetin eleştirilerine maruz kaldı.
Davos: Başbakan Erdoğan’ın Davos çıkışı bütün dünyada yankı buldu. Erdoğan’ın Gazze panelini yöneten Amerikalı gazeteci David Ignatius ve İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e yönelik sözleri dilden dile dolaştı.
Miting: Başbakan, yerel seçim öncesi miting programına diğer liderlerden 15 gün önce başladı. Başbakan’ın hedefi 67 ile gitmek. Ayrıca MHP’nin kalesi Elbistan ve Beypazarı gibi ilçelerde de miting yaptı. MHP lideri Devlet Bahçeli ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise 40’ar miting planlıyor.
MHP
Alevi: MHP lideri Devlet Bahçeli, Alevi ve azınlıkları kazanmak için harekete geçti. İlk kez Alevilerle ilgili net ifadeler kullanarak, “MHP, Alevi kardeşlerimizin sorunlarının çözümü için karşılıklı anlama ve anlaşılma süreci başlatılmasına katkıda bulunmaya hazırdır.” dedi.
Ermeni: MHP, Bakırköy’de MHP’nin meclis üyeliği için Ermeni kökenli Haço Keleş’i aday gösterdi.
DTP
Kürtçe: Açılım konusunda sessiz kaldı. Doğu ve Güneydoğu’daki oyları AK Parti’ye kaptırmamak için harekete geçti. Genel Başkan Ahmet Türk, seçim öncesi son grup toplantısında Kürtçe konuştu.
DSP
Renkli aday: Genel Başkan Zeki Sezer ve partililer, CHP’nin açılımlarını eleştirdi. Parti, belediye başkan adaylarını belirlerken renkli isimleri tercih etti. Eski MHP’li Ahmet Vefik Alp’i İstanbul Büyükşehir’den, ilahiyat fakültesinde dekanlık yapan Zekeriya Beyaz’ı Esenler’den, tiyatro sanatçısı Levent Kırca’yı da Üsküdar’dan aday gösterdi.
BBP
Büyük Aile: Yedi yıldır üzerinde çalıştığı Büyük Aile Projesi’yle dikkat çekiyor. Projenin mimarı BBP İstanbul Büyükşehir adayı Cevdet Tellioğlu. Projeye göre, yüzde 90'ı halka ait belediye kontrolünde bir şirket kurulacak. Belediyenin tüm işleri bu şirket üzerinden yürüyecek.
SP
Kurtulmuş: Parti en önemli açılımını Numan Kurtulmuş’la yaptı. 10 yıldır beklenen Kurtulmuş, seçim öncesi partinin başına getirildi. Ankara’nın en kritik belediyesi Çankaya’da başı açık tiyatrocu bir kadın aday gösterildi.
Meyhane: Beykoz Belediye Başkan Adayı Salih Birinci ilçedeki meyhaneleri gezerek vatandaşların derdini dinledi. “Meyhanedeki kardeşlerimizin oylarına talibiz.” dedi.
Haber: Habervakti