Gelişmemiş ülkeler ise açlık sınırlarında bu ürünlere ulaşamıyor bile. Bundan elli yıl önce kat be kat artan üretim ve tüketin dünyamıza çok hoyrat davranmasına yol açtı. Doğal hammadde tüketimi bir yandan atmosferin yapısını bozdu, küresel ısınmaya davetiye çıkardı. Bir yandan da geriye dönülmez adımlar atılmasına yol açtı.
Grönlanda buzullar erimeye tahmin edilenden de önce çözülmeye başladı. Akarsu haline gelen çözülen sular tekrar donacak sanırken buzullarda bölünmeyi ve çözülmeyi arttırdı. Grönland’ın tamamının erimesi dünya su yüzeyini metrelerce arttırabilir. Tüm doğal dengeleri alt üst edebilir, ve denizden az yüksek olan kıyı şehirlerini ve devletlerini sular altında bırakabilir.
Birkaç on yıl sonra artan erozyon yüzünden ve suya erişimin zorlanmasından dolayı tarım ürünlerinin ülkemiz açısından da tahıl ve sebzenin önemi kat be kat artacak.
O yüzden Suriye sınırında binlerce hektar alanın mayından temizlenip tarıma açılmasını çok olumlu bir gelişme olarak görüyorum. Ama organik tarım yapılabilecek böyle bir alanında 49 yıllığına mayınları temizleyecek şirkete verilmesini olumlu bulmuyorum. Aslında belkide binlerce insana mayın temizlerken olsun ve sonrasında tarım yapılırken olsun faydası olacak faaliyetin yerli firmalarca yapılmasını ve bu tip tarım alanlarının korunması konusunda tüm yetkililerin dikkatini çekmek istiyorum.
Bunun yanında aklıma Fethiye’deki 1.sınıf tarım arazilerinin olduğu tarım işletmesi geliyor. Yarın, öbür gün vatandaşlarımızın karnını doyuracak bu gibi alanlar turizme ve konut alanlarına feda edilmemeli.
Konut ve yazlıkların baskısı altındaki tarım alanlarına koruma gelmeli, miras yolu ile tarım alanlarının bölünmesine engel olunmalı, birleşmeler teşvik edilmeli. Biz şehirlerde yaşayanlar ise ortak alanlarda bulunan yeşil dokuyu korumalıyız. Bana ATA-2’de sürekli bu tür şikayetler gelir, bu çınar ağaçlarını evimin önünde istemiyorum, yaprakları bahçemi kirletiyor diye, veya top akasyaları buradan çıkartın başka yere dikin, bunun yaprakları küçük çimlerimizi bozuyor diye gülibrişim ağaçları yazın tohumlarından altına siyahlaşan akarlar oluşturur, onları da çıkarın derler.
Anaokullarına biraz dikkat edin, çoğu bahçelerindeki tüm bitkileri söküp attılar, önlerinde bulunanları da zamanla kesip yok ettiler. Reklamları görünsün diye. Ne acı değil mi?
Biz yeşili, ağacı severiz deriz ama utanmazca söküp atarız, çok oldu örnekleri çok, yazmaya yerim yetmez. Bosna Bulvarında ve Zübeyde Hanım Caddesinde de çok ağaç yok edildi, manzaraları kapatıyor diye.