Sanırım son zamanlarda sizinde kulağınız bu söyleme alışmıştır artık. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti... 1985'de Avrupa 'Kültür Kenti' adı altında Atina ile başlayan etkinlik, 2000 yılına kadar her yıl bir kent'e bu ünvan verilerek devam etti. Bu tarihten itibaren bir yada daha fazla kent'e aynı zamanda verilmeye başlanan ünvan, zaman içerisinde 'Avrupa Kültür Başkenti' olarak değiştirildi. Bu ünvan 2010 yılında ise İstanbul ile birlikte Almanya'nın Essen ve Macaritan'ın Pecs Kentlerine verildi.
Kentler, Avrupa Birliği tarafından seçiliyor ve destek sağlanıyor. 2010 yılını özel kılan ise ilk kez Avrupa Birliği üyesi Ülkeler harici bir kent'e bu ünvanın verilmesi...
Etkinliğin amacı ise, her yıl farklı milletlerin ve kültürlerin kendilerini tanıtma şansı bulmaları... Tabii birde olayın ekonomik boyutu var.
Bu tür uluslararası organizasyonlar ile Avrupa'ya kendimiz daha iyi tanıtmak, kültürümüzün güzelliklerini anlatsak bile, pek bir fayda getireceğini zannetmiyorum. Onlar zaten kararını vermişler. Önyargıyla yaşamaya alıştıklarından gözlerini ve kulaklarını bizlere karşı kapatmışlar. Örnek mi? Haftasonu bir Avusturya gazetesinin Pazar ilavesinde yayınlanan makale... Makalenin içeriğinde anlatılmak istenen görüş; 'Türkiye'nin doğu ile batı arasında kaldığı ve yörüngesini hala bulamadığı' yönündeydi. Makalenin hemen üstünde ise Avrupa Birliği flamalı çarşaf giymiş bayan'ın İstanbul'da çekilmiş resmine yer verilmiş.
Bu resim hala Avrupalıların İslam fobisi olduğunun ve İstanbul'u Avrupa'nın bir parçası olarak kabul etmek istemediklerinin bir ispatı.
Avrupa'da yaşayıpta burdan bir şey yazmadan olmazdı. Aslında benim yazacaklarım bu konuların dışında, çok farklı şeyler. Bir Üsküdarlı olarak, Belediye Başkanımız Mustafa Kara ve ekibinden sürekli olarak duyduğumuz '2010'a hazırlanıyoruz' cümlesine takılıp kaldım.
Mustafa Kara, gerek seçimler öncesi gerekse başkan seçildikten sonraki günlerde hep bu temaya vurgu yaptı. 2010 ile yatıp, 2010 ile kalkar olduk. Üsküdar'ı yönetenlerin bu kadar önem verdikleri etkinlikte Üsküdar'ın yeri neresidir? Üsküdar'a ne kazandıracak?
Bugün nüfusu 12 milyonu aşan İstanbul'un, 39 ilçesi var. İnternet üzerinden bir 'İstanbul turu' araması yaptığınızda, ana ölçekte karşımıza şu mekânları veriyor: Topkapı Sarayı, Ayasofya, İbrahimpaşa Sarayı, Yerebatan Sarnıcı, Sultanahmet Camii, Hipodrom ve Kapalıçarşı. Yani, yalnızca Fatih Belediyesi'nin yetki alanını. İyi de, Üsküdar nerede? Öteki 37 ilçemiz nerede? Yoksa Üsküdar Avrupa Kültür Başkenti projesi dışında mıdır?
Resmi açılışı 16 Ocak'ta Haliç Kongre Merkezi'ndeki törenle yapılacak. İstanbul'un 7 faklı bölgesinde kutlamalar var. Haliç, Taksim, Kadıköy, Pendik, Sultanahmet, Beylikdüzü ve Bağcılar. Bu meydanlarda dev ekranlar kurulacak, Haliç'deki havai fişek ve ışık gösterileri canlı olarak yayınlanacak. Adı geçen 7 meydanda farklı sanatçılar konser verecek. Peki ya Üsküdar'da hangi etkinlik var 16 Ocak'ta?
Üsküdar Meydanı bitmedi ki; konser verilsin! Dev ekran kurulsun!
Aynı gece müzeler, sanat galerileri ve benzeri kültür sanat kurumları İstanbullulara kesintisiz hizmet sunacak. Aralarında Sakıp Sabancı Müzesi, Aşiyan Müzesi, Sadberk Hanım Müzesi ve Yerebatan Sarnıcı Müzesi’nin da bulunduğu İstanbul’un önde gelen kültür sanat merkezleri ve müzeleri bu özel gece için saat 24.00’e kadar kapılarını açık tutacak. Harika, çok güzel. Ya Üsküdar'da hangi müze ve sanat galerileri açık olacak?
Benimkide laf mı yani! Olmayan müze ve sanat galerileri açık olurmu hiç... Farkındamısınız Tarih ve Kültür Şehri Üsküdar'da, Üsküdarlıların Üsküdar'ın tarihini gezip görebilecekleri bir 'Kent Müzesi' dahi yok...
Mustafa Kara ve ekibi göreve başladıktan sonra Kültür ve Sanat alanında Üsküdar Belediyesi güzel çalışmaları yapıyor. Gerçekten birbirinden kaliteli ve takdire şayan programlar. İstanbul Kültür Başkenti olsada olmasada bu programlar Üsküdar'da yapılacaktır. Ancak ben Üsküdar adına ''İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti'' meselesinin abartıldığını düşünmekteyim.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti olmuş yada olmamış, Üsküdar'a bir katkısı yok. Katkısı olması için önce altyapının olması gerek... Alt yapı ise kalıcı eserlerle kurulur, oluşumu zaman gerektirir.
Tarih ve Kültür şehri Üsküdar'da müze yoksa, sanat galerileri yoksa, İstanbul'a gelen turistleri Üsküdar'a çekemiyorsanız, onları ağırlayacak 5 yıldızlı bir oteliniz yok ise ve hepsinden daha vahimi turistlere hitap edecek bir tane bile 'alafranga tuvalet' yoksa, bırakın Kültür Başkenti'nin bir parçası olmayı, Üsküdar adı telafuz bile edilmez!
Ne yazık ki; Fethi gören Üsküdar, Avrupa Kültür Başkenti'nide uzaktan görmekle yetinecek.
Ali Süzen
