Sn. Hüseyin Çapkın
Gerçekleri Görün Artık!
Gerçekleri Görün Artık!
İzmir'de ekibiyle birlikte gösterdiği başarılı çalışmalar sonucu Şehrimize Emniyet Müdürü olarak atanan Hüseyin Çapkın Bey, Florya'da ki İkametgâhı tadilat aşamasında olduğu için geldiği günden beri Beylerbeyi Sabacı Polis evinde kalmaktadır. İlk zamanlar bu misafirlik bizim için memnuniyet vericiydi. İl Emniyet Müdürümüzün bölgemizde olması asayiş görevini yerine getiren memur kardeşlerimizin işlerini daha dikkatli yapmalarına, neticesinde huzur ve güven açısından bizlerinde rahatına yarıyordu.
Fakat bu misafirlik Boğaz bölgesi insanı için işkenceye döndü!
Nedenine girmeden, arkadaşım Haluk bey'in İngiltere'de yaşadığı bir hadiseyi anlatmak isterim. İngiltere Enerji Bakanı'nın da katılacağı ve üst düzey insanların bulunduğu bir davete Haluk Bey icabet eder. İngiliz Arkadaşı bölge Lordu başta olmak üzere sırayla konuklarla Haluk'u tanıştırır. Haluk içinden, ''Bakan ne zaman gelecek acaba'' Diye düşünürken, Arkadaşı koluna girer kadehini yudumlayan bir adamın yanına getirir ve tanıştırır. Tanıştığı adam İngiltere Enerji Bakanıdır! Etrafında ne yalaka takımı, ne kulaklıklı koruma ordusu vardır. Sadece genç bir danışmanı vardır. On dakika ayaküstü sohbetten sonra, Bakan, Haluk'u danışmanı ile tanıştırır. Bir müddet sonra Bakan davetten ayrılır. Bizim Haluk şaşkındır ve adamın arkasından camdan bakar. Şaşkınlığı daha da artmıştır. Bakan, tek başına çıktığı davetten şoförünün yanına oturduğu aracıyla etrafında bizde ki gibi koruma ordusu ve avaz avaz bağıran araçlar olmadan, Sade bir şekil de ayrılır.
Evet, konumuza dönersek, Boğaz insanının büyük bir çoğunluğu işe gidiş ve dönüşlerinde Boğaz Köprüsü ve Üsküdar istikametini kullanır. İşçi, memur ve öğrencilerimiz de toplu taşıma araçlarını. Benim için çağdışı bir sistem olsa bile, Minibüsler İstanbul'un ve bölgemizin bir gerçeğidir. İETT'nin yetmediği yerlerde bu vasıtalar insanları taşır.
Son haftalarda Trafikten sorumlu C bölgesinde ki yetkili arkadaşlarımız, Hüseyin bey'e şirin görünmek için olsa gerek ayakta yolcu taşıyan Minibüslere Sabah ve Akşam saatlerin de, yani Hüseyin Bey'in Çıkış ve Dönüş saatlerinde, Üstelik Polis evinin hemen önünde ceza üstüne ceza yağdırıp, BOŞ Minibüslere seyir halindeyken bakan Müdürlerine, Ne kadar çağdaş ve medeni bir şehrin Müdürü olduğu görüntüsünü vermek için çaba sarf etmektedirler! Oysaki durum hiçte göründüğü gibi değildir.
C Bölgesinde Boğaz hattı hariç hiçbir yerde böyle bir uygulama olmadığı gibi, Müdür Bey'in olmadığı saatlerde de ortalıkta bir tane bile ekip yoktur!
Ayrıca akşam saatlerinde Beylerbeyin de, üç koldan köprüye giriş yapan araçların yoğunluğunda, servisler başta olmak üzere Nakkaş tepe istikametinden gelen araçların Giriş yaptıkları yere tersten girmeleri ve neticesinde ışıklar bölgesinde izdiham olduğunu Krokili dilekçemle C Bölgesinde ki arkadaşlara şikâyet etmeme rağmen bir sonuç alamadım.
Ama ne tesadüf ki, Hüseyin bey'in dönüşünde pervane olan C Bölgesi trafikçileri, Müdürlerinin istirahata çekildiği saatte trafiği yine kaderine terk etmektedirler.
Biz bunlara şarklı olmanın reklâm kokan hareketleri diye biliriz.
Evet, konumuza dönersek, Boğaz insanının büyük bir çoğunluğu işe gidiş ve dönüşlerinde Boğaz Köprüsü ve Üsküdar istikametini kullanır. İşçi, memur ve öğrencilerimiz de toplu taşıma araçlarını. Benim için çağdışı bir sistem olsa bile, Minibüsler İstanbul'un ve bölgemizin bir gerçeğidir. İETT'nin yetmediği yerlerde bu vasıtalar insanları taşır.
Son haftalarda Trafikten sorumlu C bölgesinde ki yetkili arkadaşlarımız, Hüseyin bey'e şirin görünmek için olsa gerek ayakta yolcu taşıyan Minibüslere Sabah ve Akşam saatlerin de, yani Hüseyin Bey'in Çıkış ve Dönüş saatlerinde, Üstelik Polis evinin hemen önünde ceza üstüne ceza yağdırıp, BOŞ Minibüslere seyir halindeyken bakan Müdürlerine, Ne kadar çağdaş ve medeni bir şehrin Müdürü olduğu görüntüsünü vermek için çaba sarf etmektedirler! Oysaki durum hiçte göründüğü gibi değildir.
C Bölgesinde Boğaz hattı hariç hiçbir yerde böyle bir uygulama olmadığı gibi, Müdür Bey'in olmadığı saatlerde de ortalıkta bir tane bile ekip yoktur!
Ayrıca akşam saatlerinde Beylerbeyin de, üç koldan köprüye giriş yapan araçların yoğunluğunda, servisler başta olmak üzere Nakkaş tepe istikametinden gelen araçların Giriş yaptıkları yere tersten girmeleri ve neticesinde ışıklar bölgesinde izdiham olduğunu Krokili dilekçemle C Bölgesinde ki arkadaşlara şikâyet etmeme rağmen bir sonuç alamadım.
Ama ne tesadüf ki, Hüseyin bey'in dönüşünde pervane olan C Bölgesi trafikçileri, Müdürlerinin istirahata çekildiği saatte trafiği yine kaderine terk etmektedirler.
Biz bunlara şarklı olmanın reklâm kokan hareketleri diye biliriz.
Bana sakın kanun / madde okumaya kalkmayın! Efendim ayakta yolcu almak yasak falan filan... İETT Otobüsleri bu kanundan muaf mıdır? Diye size sorarım o zaman. Bir uygulama yaparken insan önce fizibilite çalışması yapar. Yolcu kapasitelerini hesaplar. Minibüsler ne kadar taşıyor, İETT ne kadar taşıyor. Siz buna engel olduğunuzda, İETT ye durumu bildirip Araç sayılarının artması için her hangi bir müracaatınız oldu mu? YOK! Bu insanlar sabah, okula nasıl gider, işe nasıl gider, Hastaneye nasıl gider diye bir düşünceniz oldu mu? YOK!
Sayın Müdürüme örnek olarak, Beylerbeyi sırtlarında ki ''ÇAYIR DURAĞI'' nı verebilirim. Zahmet edip gelmeseniz bile, Durakta ki insanların perişanlığını MOBESE kamerasından izleyebilirsiniz. Ceza yemekten Korkan Minibüsçüler durmaz, Ferah ve Kirazlı tepe'den gelen İETT otobüsleri tıka basa dolu olduğu için almaz!
Peki, sabah ayazında bütün bu işkence niye? C Bölgesi Trafik Amirlerinin size görevlerini yapan insanlar görüntüsünü verebilmeleri için.
Bu arkadaşların aslında bilmediği bir şey var. Maaşlarını Müdürlerinden değil, bu insanlarımızın verdiği vergilerden alıyorlar. Tabi ki Müdürünüze hizmet edeceksiniz, ama Vatandaşınızı da unutmayacaksınız.
Evet, Hüseyin Bey biz son yıllarda, ''Fırat kıyısında bir kuzuyu kurt kapsa, Hesabı Ömer'den sorulur!'' İlkesine İnanan yöneticilere ve ''Hutbede Ömer'den hesap soran insanlar'' gibi vatandaşlara alıştık. Ülkemiz değişiyor, gelişiyor. Yukarıda verdiğim örnekte ki gibi, Emniyet Teşkilâtımız da Çağdaş ve Batılı görev anlayışına sahip elemanları yetiştirip, göreve getirsin.
Bu sorunun çözümünü sizden bekliyoruz. Bir katkınız olmayacaksa da lütfen Ferman buyurun Florya'yı bir an önce bitirsinler, biz de normale dönelim artık...
Sayın Müdürüme örnek olarak, Beylerbeyi sırtlarında ki ''ÇAYIR DURAĞI'' nı verebilirim. Zahmet edip gelmeseniz bile, Durakta ki insanların perişanlığını MOBESE kamerasından izleyebilirsiniz. Ceza yemekten Korkan Minibüsçüler durmaz, Ferah ve Kirazlı tepe'den gelen İETT otobüsleri tıka basa dolu olduğu için almaz!
Peki, sabah ayazında bütün bu işkence niye? C Bölgesi Trafik Amirlerinin size görevlerini yapan insanlar görüntüsünü verebilmeleri için.
Bu arkadaşların aslında bilmediği bir şey var. Maaşlarını Müdürlerinden değil, bu insanlarımızın verdiği vergilerden alıyorlar. Tabi ki Müdürünüze hizmet edeceksiniz, ama Vatandaşınızı da unutmayacaksınız.
Evet, Hüseyin Bey biz son yıllarda, ''Fırat kıyısında bir kuzuyu kurt kapsa, Hesabı Ömer'den sorulur!'' İlkesine İnanan yöneticilere ve ''Hutbede Ömer'den hesap soran insanlar'' gibi vatandaşlara alıştık. Ülkemiz değişiyor, gelişiyor. Yukarıda verdiğim örnekte ki gibi, Emniyet Teşkilâtımız da Çağdaş ve Batılı görev anlayışına sahip elemanları yetiştirip, göreve getirsin.
Bu sorunun çözümünü sizden bekliyoruz. Bir katkınız olmayacaksa da lütfen Ferman buyurun Florya'yı bir an önce bitirsinler, biz de normale dönelim artık...
