Kılıçdaroğlu, Devlet Projesi.
İki aydır ara vermek zorunda kaldığımız beyin fırtınası toplantılarımıza, Haluk Ağustos'un İngiltere'den dönmesiyle tekrar başladık. Masadaki konular, Deniz Baykal'ın tasfiyesinden Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına getirilmesine, Mavi Marmara'dan İsrail'e, Jitem'den Ergenekon'a, Ahmet Cem Ersever'den Bozo'ya, Yargıtay'dan İlhan Cihaner'e, Hasan Sabbah'dan, Terör'e kadar uzanan gerçek gündem maddeleriydi. Yok, Siperde yattı kalktı, Yok, Kum torbalarının alçaklığı ve yüksekliği şu kadardı gibi komik ve basit konular katılımcılar tarafından mevzu bile edilmedi.
Buradan hareketle şimdi okuyacağınız yazıyı kaleme almaya karar verdim. Öyleyse konuya Ankara'da Milli Şef döneminin Valisi ve Belediye Başkanı Nevzat Tandoğan'ın, Osman Yüksel Serdengeçti'ye söyledikleriyle başlayalım.
Serdengeçti, Milliyetçilik akımlarına öncülük yapmaktan yakalanır ve Tandoğan'ın huzuruna getirilir. Tandoğan tarihe geçecek konuşmasında şöyle der.
''Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek.''
2009 Eylül'ünde ise bu köşeden ''Tesadüf Değil'' başlıklı yazımda, ''Hayat tesadüflerle doludur, ancak Devletlerin ve Milletlerin kaderleri tesadüflere bırakılmayacak kadar önemlidir!'' demiş ve ''Siyasilerimiz, yılların usta oyuncularına taş çıkartacak kadar iyi yetiştirilmiş ve rolünü iyi oynayan sanatçılardır... Orta da elle tutulur gözle görülür bir belge yokken, Devlet Bahçeli bey'in feveranlarını nasıl izah edebiliriz? Tersten alırsak, Devlet bey'in destek verdiği bir Açılım, DTP'liler nezdinde Kürtler üzerinde ne kadar inandırıcı olabilir? Neden, Yozgat, Kırşehir, Erzurum vd. gibi Türklüğü ve Milliyetçiliği ön plana çıkmış bir ilimizin Milletvekili, partisi adına sözcülüğe soyunmazken, Siirt-Tillo'lu ve Arap kökenli Oktay Vural bey bu tartışmanın partisi adına sözcüsüdür? Aynı, Alevi açılımında Tuncelili- Kürt kökenli ve Alevi olan CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu bey'in partisi adına sözcülüğe soyunması gibi...'' diyerek devam etmiştim.
25 yıldır Devletimiz, Doğu'da terörle mücadele etmektedir. Her türlü metot denenmiş problem giderilememiştir. Dünya'da ki gelişmelere paralel olarak bu belânın defedilme vaktinin zamanı gelmiştir. Bu iş Siyasetle ve Devletin projesiyle çözülecektir.
Devlet bu yüzden Tayyip bey'i ''Akbil'' den değil, ''Şiir'' den cezalandırmıştır.
Devlet bu yüzden kendi ''Partisi''nin başına, kendi ''Kürt'' ünü kendi ''Alevi'' sini getirmiştir!
Yoksa İnatçı Kişiliğiyle tanınan Deniz Bey böyle adi bir komplo sonrası neden sus pus olsun?
Yoksa Tayyip Bey neden partisinin Oy kaybedeceğini bile bile ''Açılım'' a ısrarla devam etsin? Zaten grup toplantısının satır aralarında Sayın Başbakan bunu açıkça belirtmiştir.
''... Açılım, Devlet Projesidir! Bedeli neyse ödenecektir!''
Bu durum 1071 den beri böyledir. Devlet getirir, Devlet götürür.
Şenol ŞEN