Yargıtay Cumhuriyet başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın Anayasa mahkemesine AKP'nin kapatılması için dava açması bir anda Türkiye gündemi değiştirdi. Bu beklenmeyen ani gelişmenin nelere gebe olduğunu önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.
Ama isterseniz öncelikle bu gelişme öncesi Türkiye gündemi neydi? Önce bu gündeme bir bakalım. Bakalım ki bu davanın altında neler yatıyor olabilir onu irdeleyelim.
Ulusalcılardan oluşan ve ucu yine Cumhuriyet bekçilerine uzanan ve büyük bir başarıyla cökertilen Ergenekon çetesi ise işin cabasıydı. Bu çete devletin her kademesine girmiş, basında kendisine büyük destek sağlamış ve hatta askeri bağlantıları, kullandıları yöntemler v.s ile herkesi saşırtmış ve darbe ortamı oluşturmaya çalıştıkları belirlenmişti.
Gündemimizin bir diğer maddesi sosyal güvenlik yasa tasarısıydı. Hükümet tarafından hazırlanan tasarı bir çok kesimin tepkisini almış buna karşın savunucularıda azımsanamayacak kadar çoktu. Tam yeni tasarının ne getirip ne götüreceğini tartışırken, saolsun savcı bey tartışmayı kursağımızda bırakıverdi.
Diğer önemli bir gündemimiz ise tabiki sıcaklığı biraz geçsede anayasada yapılan türban değisikliğiydi. Ama danıştayın verdiği kararla bu sıcaklığı yeniden hissetmeye başlamıştık ki AKP'nin kapatılması davasıyla sarsıldık. Bilindiği üzere türbanın (bana göre başörtüsü) üniversitelerde serbest bırakılması için AKP ve MHP anayasada değişiklik yapılması icin uzlaşmış ve değişiklik mecliste 411 oy gibi rekor bir sayıyla kabul edilmiş ancak buna karşın bazı kendini bilmez rektörler yine özgürlüğün karşısında durmuş, uygulamada problemler olmuş ve kendilerini Cumhuriyetin, demokrasinin, hukukun, laikliğin ve özgürlüklerin savunucusu gören Cumhuriyet bekçisi kesim Türkiye elden gidiyor çığlıkları atmaya başlamışlardı ki, Danıştayın verdiği karar onlara mendil oldu, gözyaşlarını silmeye başladılar. Birde Üzerine Yargıtay Cumhuriyet başsavcısının AKP'yi kapatma başvurusu bu kesimlere sıcak su oldu, yüz kremi oldu; gözyaşlarından yıpranan suratlarını dinlendirmek için ama sadece dinlendirmek için...
Ha bu arada Edirne belediyesindeki ucu CHPye kadar uzanan yolsuzluk haberlerini es geçersek ayıp etmiş oluruz. Sosyal demokratlar savcı bey sayesinde gündemden düşen bu haber sayesinde biraz olsun rahat bir nefes almışlardır herhalde. Gerçi ucu CHP'yede dokunsa farketmezdi zaten. Atatürkün partisi olması hasebiyle bu partiye ve mensuplarına nasıl olsa geçmiştede olduğu gibi hiçbirşey olmazdı zaten. İsterseniz bir hatırlayın Cumhuriyet bekçisi Kanaltürk televizyonuna yasadışı yolllardan aktarılan paraları. Cezası parti kapatma olan bu suçun karşılığı koskoca bir hiçti. Bu savcı bey o zamanlar neredeydi acaba??? Bence Laik Cumhuriyeti korumakla meşguldu!!!
Şimdi diyeceksinizki o kadar cok şey yazdınkı bunların AKP'nin kapatılmasıyla ne alakası var? Madem bu konulara girecektin başka bir giriş yapsaydın. Ama bence bu konuların hepsinin birbiriyle bağlantısı var. Gündem olarak yazdıgım su beş olayı şöyle bir irdelersek hepsinin ucunun Kendisini Cumhuriyetin bekçisi, Atatürkün tek sahiplenicisi olarak gören kesime ulaştıgını görürüz.
Hatırlarsanız bu Cumhuriyet bekçileri seçimlerden hemen önce Ulusalcıların destekleriyle yapılan Cumhuriyet mitinglerinde ve Cumhurbaşkanlığı seçimindeki 367 oy tartışmalarınında başrol oyuncularıydı. Her ne kadar anayasa mahkemesinden istediklerini aldılarsada seçimlerde hedeflerine ulaşamamışlar ve büyük bir bozguna uğramışlar, daha sonraki süreçte kendileri bile yaptıklarının yanlış olduğunu itiraf etmişlerdir.
AKP'ye açılan dava AB'ye girme yolundaki Türkiyenin itibarını zedeleyecek, ekonomide de büyük kayıplara neden olacaktır. Cumhurbaskanlığı seçimindeki 367 krizinin yada e-muhtıranın Türk ekonomisine ve Türkiyenin yurtdışındaki itibarına verdiği zararın tekrarını anlaşılan bize tekrar yaşatmak istiyor bu cumhuriyet bekçileri...
Savcı beyin açtığı kapatma davası zaten balık hafızalı olan halkımızın gündemini biranda değiştirdi. Şuanda Türkiye gündemi sadece ve sadece AKP'nin kapatılma davası...Diğer tüm gündemin üzerine sünger çekildi, hepsi unutuldu. Hatırlandığında zaten iş işten geçmiş olacak. Bizim Cumhuriyet bekçileri yine foyaları tam ortaya cıkmadan yırtacaklar bu olaylardan.
Bir enkaz devralarak iktidara gelmiş, bu enkazı biraz olsun onarmış, çok önemli kanunların altına imzasını atmış, seçimde oy oranını iktidarda olmasına rağmen yaklaşık %13 arttırarak halkın %47 sinin oyunu almış ve 5 yıldan beri iktidarda olan bir parti nasıl olurda sudan sebeplerden dolayı hakkında kapatılma davası açılır? diye hala kendinize soruyorsanız!!! Lütfen yukarıdaki yazımı bir defa daha okuyun.