İLK YAZIM VE MERHABA
Üsküdar Rizeliler Eğitim ve Kültür Derneğindeki bir seminerimden sonra, zaman zaman dernek başkanı Mustafa Dereci Beyi ziyaret etmeye başladım. Bu ziyaretlerimden birisinde Ziya Süzen Beyle tanıştık. Kendisi bana Üsküdar34.com adlı haber sitesinden söz etti ve kendisiyle uzun bir sohbetimiz oldu. Sohbetimiz sırasında, Ziya bey, benim de bu haber sitesi için yazılar yazabileceğimi söyledi.
Ben aslında kendi bloglarımda uzunca bir süredir yazmaktaydım ve yayınlanmış olan 4 kitabım bulunmaktadır. Bunun yanında, zaman zaman bazı süreli yayınlarda da yazılarım çıkıyordu. Ama bir yandan da, sürekli olarak yazabileceğim bir web sitesi arayışım vardı. Derken Ziya Süzen Beyin samimi tekilifi ile Üskudar34.com haber sitesinde yazmaya karar verdim. Bir Üsküdarlı olarak Üsküdar'a ait bir web sitesinde yazma fikri bana ilginç geldi.
Aslında bir haberci değilim ve genellikle haber yorumları da yapmam. Bununla birlikte sadık okuyuculara sahip olduğunu düşündüğüm ve kaliteli bir web sitesinde yazmak güzel bir fikirdi. Özellikle gençlere, gençlerin dünyasıyla ilgilenen kişilere hitaben yazma ve ağırlıklı olarak insanlar arası iletişimle ilgili konuları ele alma fikri hoşuma gitti. Dolayısıyla bir eğitimci yazar olarak, daha çok gençlerle ve iletişimle ilgili konulara eğilmek istiyorum. Tabii ki zaman zaman bazı haberlerle ilgili olarak da yazmak isterim.
Gençlerle ilgili olarak yazmak isteyişimin sebebi 17 yıllık bir İngilizce öğretmeni ve eğitimci olmamdır. Bu uzun süreç bana, Türkiye'deki genç neslin ve dolayısıyla geleceğin büyüklerinin sorunlarını farketme fırsatı vermiştir. Bu sorunların en önemli bölümleri ise iletişimle ilgili olmaktadır. Tabii ki bu sorunların tek kaynağı gençler değil, çünkü iletişim iki tarafı olan bir konudur. Dolayısıyla gençlerden daha çok, onlarla doğru bir şekilde iletişim kurmakta zorlanan biz yetişkinlerin bu konuda büyük bir sorumluluğu var diye düşünüyorum.
Bence bu çağın en büyük zorluklarından birisi şudur: İlgilendiğimiz ve birbirimizle paylaştığımız konular, aslında özenli ve uzun iletişim süreçleri gerektirmekte, ama iletişime ayırmamız gereken zamansa gittikçe azalmaktadır. Bu durum, çağımızın en büyük sorunlarından birisidir. Aile bireyleri, arkadaşlarımız, dostlarımız veya iş arkadaşlarımızla konuşmamız gereken şeyler gittikçe daha da detaylanıp hassaslaşırken, bu konuları paylaşmak için kullanabileceğimiz zamanın miktarı gittikçe azalmaktadır.
Bazı insanlar herşeyin iyi bir programlamaya bağlı olduğunu iddia etseler de, sabah 9 akşam 19 çalışan kişiler zaten günlerinin yarısını işlerinde geçirmektediler. Çağdaş insanın sadece iyi bir programa ihtiyacı yoktur, aynı zamanda daha çok zaman ihtiyacı vardır. Dolayısıyla, bir kısım kişiler işlerini daha çok nakit gelişine göre ayarlamaya çalışırken, daha elit düşünen bir başka grupsa, kendilerine daha çok zaman verebilecek olan projelerle ilgilenmektedirler. Çünkü bir öğretmene hizmetinin bedelini verip çocuğumuza ders vermesini sağlayabiliriz. Ama çocuğumuza sözgelimi ''baba'' veya ''anne'' kiralayamayız. Babalık veya annelik, devredilemeyen ve bizzat bizim yapmamız gereken bir görevdir. Sözün özü, ''hizmetleri para, ilişkileriyse zaman harcamakla satın alabiliriz'' demek yerinde olur.
Dolayısıyla yazılarımın temel konusu, daha çok gençleri ilgilendiren konular ve onların içinde de ağırlıklı olarak bütün iletişim süreçleri olacaktır. İletişim süreçleri deyince, aşk, sevgi, baba-oğul ilişkisi, baba-kız, karı-koca ilişkisi gibi içinde iletişim olan bütün süreçler aklınıza gelmelidir. Çünkü bu tür konularda hepimizin ciddi ve sağlıklı bir rehberliğe ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Bu anlamda, Üskudar34.com okurlarıyla çok güzel paylaşımlarda bulunacağıma inanıyorum.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
Savaş ŞENEL