Ekim ayında bölgemizde pek çok faaliyet vardı. En güzeli ise İstanbul Büyükşehir Belediyesinin gelenekselleştirdiği Boğaziçi'nde yapılan ışık ve havayi fişek gösterileri idi. Çengelköy'de ise Çengelköy İlköğretim okulunun geleneksel olarak her Cumhuriyet bayramında düzenlediği fener alayı gösterisi halkın alkışları ve sevgi gösterileri arasında yapıldı.
28 Ekim Akşamı yapılan fener alayı yağmur yağıyor yine de yapılacak mı diye Okul aile birliği başkanı Esat Kalay a sorduğumda aldığım cevap beni çok duygulandırdı. Yağmur da yağsa yağmurluklarımızı giyeriz yine de Cumhuriyetimizin kuruluşunu kutlarız fener alayını gerçekleştiririz dedi. Üsküdar Cumhuriyet kutlamaları ise yağmur dan dolayı ertelendi.
Bunların yanında Çengelköy ilköğretim okulu örnek olacak derecede bir okul aile birliği genel kurulu gerçekleştirdi.Ciddi bir hazirun cetveli ciddi bir genel kurul ve kıymetli faaliyetlerin anlatılması velilere şeffaf bilgi akışı Üsküdar'daki tüm okullara örnek olması gereken uygulamalar. Hepsini tebrik ediyor görevlerinde başarılar diliyoruz okullarına böylesine sahip çıktıkları için.
Ayrıca geçen ayki sayımızda Beylerbeyi tüneli projesinin hazır olduğunu yakında yapımına başlanacak dediğimiz tünellerin inşaatlarının başladığını görmek sevindirici. Yavuztürk'de yeni yapılan Fenerbahçe İlköğretim okulunda Kasım ayında eğitim başlayacak bu da sevindirici bir gelişme. Çünkü çocuklar uzunca bir yolu yürüyerek okullarına gidiyorlardı. Bekar deresi ıslah çalışmaları başladı umarız yakında bitirilir Çengelköy merkezide sel den temelli kurtulur.
Bu ayki yazımı Atatürk'ün çok hoş bir sözü ile bitiriyorum ''Cumhuriyeti biz kurduk siz yaşatacaksınız''. Cumhuriyeti kuran başta Mustafa Kemal'i ve arkadaşlarını saygıyla anıyoruz.
Aşağıda ki öyküyü de siyasi liderlere ithaf ediyorum.Lütfen birbirlerinin yollarına taş koyacaklarına taşları kaldırsınlar. Resepsiyonlara katılma katılmama üzerinden toplumu germesinler.
Yoldan güzel geçmek
Bir kral halkı için geniş bir yol yaptırmaya karar verdi.Yapımı tamamlanan yolu halka açmadan önce, bir yarışma düzenlemeye karar verdi. İsteyenin bu yarışmaya katılabileceğini ilan ettiren kral, yoldan en güzel geçecek kişiyi belirleyeceğini söyledi. Yarışma günü, insanlar akın ettiler. Bazıları en güzel arabalarını, bazıları en güzel elbiselerini getirmişti: Kadınlardan kimileri saçlarını en güzel biçimde yaptırmıştı, kimi de yanlarında en güzel yiyecekleri getirmişti. Gençlerden bazıları spor kıyafetler içinde yol boyunca koşmaya hazırlanıyordu.
Nihayet, tüm gün insanlar yoldan geçtiler, fakat yolu kat edip tekrar kralın yanına döndüklerinde hepsi aynı şikayette bulundu: Yolun bir yerinde büyükçe bir taş ve moloz yığını vardı ve bu moloz yığını yolculuğu zorlaştırıyordu.Günün sonunda yalnız bir yolcu da bitiş çizgisine yorgun argın ulaştı. Üstü başı toz toprak içindeydi, ama krala büyük bir saygıyla yönelerek elindeki altın kesesini uzattı. ''Yolculuğum sırasında, yolu tıkayan tas ve moloz yığınını kaldırmak için durmuştum. Bu altın kesesini onun altında buldum. Bu altınlar size ait olmalı. Kral gülümseyerek cevap verdi: O altınlar sana ait delikanlı. Hayır, benim değil. Benim hiçbir zaman o kadar çok param olmadı. ''Evet'' dedi kral. ''Bu altınları sen kazandın, zira yarışmanın galibi sensin. Yoldan en güzel geçen kişi sensin. Çünkü, yoldan en güzel geçen kişi, ardından gelenler için yoldaki engelleri kaldıran kişidir!''
Yalçın SOYSEVİNÇ
