Oysaki birazdan sizlerin okuyacağınız bilgilere ben 5 dakikada tuşlara basarak ulaştım.
''Törenler ve toplantılar; paylaşma, bütünleşme, denetim ve kontrol mekanizmaları olup okul yönetimi tarafından kültürü etkileme, değiştirme ve yeni değerlerin paylaşılması amacıyla rutin ve zoraki katılıma dayalı etkinlikler olmaktan çıkarılıp yoğun olarak ortak duygu ve değerlerin paylaşımını sağlayacak şekilde düzenlenmelidir.''
''Toplantıya, eğitim çevrelerinden akademisyenler, okum müdürleri, öğretmenler, öğrenciler, Bakanlık bürokratları olmak üzere toplam 716 kişi katıldı. Şuraya, Milli Eğitim Bakanlığı yapmış eski bakanlardan 15 kişi, Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonundan 35 kişi, 7 vali, 7 kaymakam, 14 belediye başkanı, 14 il genel meclisi üyesi, il özel idare genel sekreterliğinden 14, belediye meclis üyelerinden 14 kişi davet edildi.''
''Şura kararları TAVSİYE niteliğinde olup, eğitim politikaları belirlenirken göz önünde bulundurulur.''
Ekim ayı başında ''Milletvekillerine Trafik Cezası Yok!'' başlıklı bir haber ise es geçildi.
''Kırmızı ışık ihlali yapan CHP Milletvekili Kemal Anadol'a kesilen ceza, mahkemece 'dokunulmazlık' gerekçesiyle iptal edilince vekiller için yeni düzenleme yapıldı. Hata yapan vekillere artık ceza kesilmeyecek, CHP milletvekili Kemal Anadol kırmızı ışık ihlali yaptığı için aldığı 128 TL'lik trafik cezasını ödemeyince konu mahkemeye taşınmış Ankara 8. Sulh Ceza Mahkemesi de 'dokunulmazlık' gerekçesiyle cezayı iptal etmişti.''
Bir tanesi, en çok önerge veren sendikacılara ve 716 kişiye rağmen hakaretler edilecek kadar olmayan bir Karar yüzünden eleştirilirken, Diğeri dokunulmazlıkların kaldırılmasını ister gözüküp, 128 lira cezayı ödemek yerine, aracına bile dokunulmazlık kazandırırken adı bile anılmıyor.
Bu taktikler solun yıllardır başarıyla uyguladığı taktiklerdir. Muhafazakâr kesim için pireyi görüp yorgan yakanlar, Solun kanlı bıçaklı tartışmalarını bile yok sayılabilmektedir. Sol azınlık olmasına rağmen organizedir. Okumuş kültürlü insanlardır. Medyada Köşe başlarını tutmuşlardır. Toplumun balık hafızalı olmasından en iyi onlar yararlanır. İletişim araçlarını en iyi onlar kullanır.
Geçtiğimiz sene bu zamanlarda, CHP'li Onur Öymen'in, Dersim isyanının bastırılma şeklini övmesi çok tartışılmıştı. Tunceli sokaklarında Onur bey'in Hitlere benzetilen resimleri ile protestolar düzenlenmişti. Hatta Kemal Bey, Tunceli'den, Onur Öymen'in gereğini yapmasını yani istifa etmesini istemişti. Kemal bey'in sonra ki tutumu ise Dersimliler başta olmak üzere Alevi ve Kürt kesimin büyük tepkisini çekmişti. AKP'liler ve onları destekleyen medya ise bu olayı çok iyi kullanmıştı.
Bende içimden, ''CHP bir kalesini kaybediyor!'' diye geçirmedim desem yalan olur! Tüm bu yaşananlara rağmen Kurultay ve referandum sürecinde Alevi kesimin büyük desteğini aldı Kemal Bey.
Bütün bunları neden yazma ihtiyacı hissettiğimi birazdan aşağıda okuyacaksınız.
2009 Eylülünde ''Tesadüf Değil'' ve 2010 Temmuzunda ''Kılıçdaroğlu Devlet Projesi'' başlık yazılarımda aslında bugünleri işaret etmiştim.
AKP muhafazakâr bir parti... Tayyip Bey Kürtler ve Aleviler için açılım projeleri başlatıyor... Kürt diyor, Dersim diyor, Alevi diyor yaranamıyor... İnandırıcı bulunmuyor... Güvenilir olmuyor...
Ama nasıl oluyorsa, hataları ve kusurlarına rağmen ''Bizden'' olarak görülen Kemal bey çıtayı yükseltmeye devam ediyor. Tayyip Bey işin başında fitili ateşleyen adam oluyor...''Bunlar Sivas'tan öteye gidemezler!'' sözleri CHP tabanını şişiriyor... Yapıyı çok iyi bilen ''Devlet'' devreye giriyor... Efsane sona eriyor... Baykal gidiyor... Kazan kaynamaya devam ediyor... Brütüs ve ekibi Yargı eliyle tasfiye edilip Kemal bey'in önünde ki engeller kaldırılıyor... Devlet, 8 yıldır Siyasi olarak meydanı boş bulan AKP'nin karşısına, kendi Alevisini, kendi Kürdünü kendi Partisinin başına getirerek DENGE yi sağlıyor...
Solcular memnun... Aleviler memnun... Kürtler memnun... Devletimiz memnun...
MHP bu işin neresinde? Sorusunu duyar gibiyim... Tahterevallinin bir ucunda AKP diğerinde CHP var... MHP tam ortasında... Türban konusunda AKP ye, Asker Konusunda CHP'ye destek veriyor... Devlet bey, Devletimiz adına DENGE politikalarına destek veriyor...
Şu üç günlük Dünya hayatında, paylaşım sitelerinde bir birinizin kalbini, adı ''Siyaset'' olan, senaryosu ''Devletimiz'' tarafından yazılan, başrollerinde '' Siyasilerimizin'' olduğu tiyatro oyunu için kırmaya değmez!
Arkanıza yaslanın her şey Devletimizin kontrolünde...
Şenol ŞEN
2009 Eylülünde ''Tesadüf Değil'' ve 2010 Temmuzunda ''Kılıçdaroğlu Devlet Projesi'' başlık yazılarımda aslında bugünleri işaret etmiştim.
AKP muhafazakâr bir parti... Tayyip Bey Kürtler ve Aleviler için açılım projeleri başlatıyor... Kürt diyor, Dersim diyor, Alevi diyor yaranamıyor... İnandırıcı bulunmuyor... Güvenilir olmuyor...
Ama nasıl oluyorsa, hataları ve kusurlarına rağmen ''Bizden'' olarak görülen Kemal bey çıtayı yükseltmeye devam ediyor. Tayyip Bey işin başında fitili ateşleyen adam oluyor...''Bunlar Sivas'tan öteye gidemezler!'' sözleri CHP tabanını şişiriyor... Yapıyı çok iyi bilen ''Devlet'' devreye giriyor... Efsane sona eriyor... Baykal gidiyor... Kazan kaynamaya devam ediyor... Brütüs ve ekibi Yargı eliyle tasfiye edilip Kemal bey'in önünde ki engeller kaldırılıyor... Devlet, 8 yıldır Siyasi olarak meydanı boş bulan AKP'nin karşısına, kendi Alevisini, kendi Kürdünü kendi Partisinin başına getirerek DENGE yi sağlıyor...
Solcular memnun... Aleviler memnun... Kürtler memnun... Devletimiz memnun...
MHP bu işin neresinde? Sorusunu duyar gibiyim... Tahterevallinin bir ucunda AKP diğerinde CHP var... MHP tam ortasında... Türban konusunda AKP ye, Asker Konusunda CHP'ye destek veriyor... Devlet bey, Devletimiz adına DENGE politikalarına destek veriyor...
Şu üç günlük Dünya hayatında, paylaşım sitelerinde bir birinizin kalbini, adı ''Siyaset'' olan, senaryosu ''Devletimiz'' tarafından yazılan, başrollerinde '' Siyasilerimizin'' olduğu tiyatro oyunu için kırmaya değmez!
Arkanıza yaslanın her şey Devletimizin kontrolünde...
Şenol ŞEN