2010 Yılının son günlerini, Bütçe görüşmeleri ve İki Dil tartışmaları içinde geçirdik. 2011'in ilk aylarında da bu tartışmalar devam edecek. Ardından Bahar aylarında her zaman olduğu gibi artan terör olaylarını, yaklaşan seçim öncesi şehit cenazelerini ve üzerinden siyasi polemiklerle birlikte seçimlere gideceğiz. Kazananların sevinci, kaybedenlerin üzüntüleri ile Yaz aylarına ve tatillere merhaba diyeceğiz. Ramazandı, Bayramdı, Okullardı derken, Kurban Bayramı ve bildik görüntüler eşliğinde ve bu sefer 2012 bütçe görüşmeleri ve tartışmalarıyla 2011'e de noktayı koyacağız...
Sanki 2009 dan 2010 girerken farklı, 2010 dan 2011 e girerken farklı gündemler mi yaşadık. Son söyleyeceğimi, ilk söylemek istiyorum... Benim Siyaset kurumuna ve Onun Hükümette ki ve Muhalefette ki temsilcilerine güvenim kalmadı!
Hıdır'dı Kemal'di, Recep beydi, havuzdu, villaydı... İnsanlar artık bu saçma sapan tartışmalardan bıktı! Sayıları fazla olmayan, Medya köşelerinde başlayıp, sanal alemde son bulan YANDAŞ ve CANDAŞ'LAR dan başka, büyük bir çoğunluğun sizlerle ilgisi yok! Sizler İktidarıyla, Muhalefetiyle Al Takke ver Külahsınız... Milletin sorunlarıyla yakından uzaktan işiniz yok...
İşte, 400 kişi adına bana ziyarete gelen İDO çalışanları... Şehir hatlarının İDO ya devri sırasında emekli olanların yerine alınan 400 kişinin durumu! Hepsi Okumuş çocuklar... Kaptan, Güverteci, Makineci... Ama Gemilerde, Halatçılık yapıyorlar!!! Çünkü sözleşmeli değiller... Taşeron Firma üzerinden hizmet alımı yapılıyor... Sendikal Hakmış, Tatilmiş, Tazminatmış hepsi hikâye... Bir örnek vermek istiyorum... Çocuklar diyor ki;
''2007-2008 dönemi için brüt Maaş 1182-TL. iken, 2011-2012 yılı için brüt 821-TL. Maaş vereceklerini tebliğ ettiler...''
Yani, Verilen haktan 400 Tl geri alınıyor! Aynı işi yapan kadrolu personel 3500 TL alırken, evli barklı, çoluk çocuk sahibi ve belli borçları olan bu çalışanlara, ''Tazminatımı aldım! Hiçbir hakkım yoktur!'' Gibi kâğıtlar imzalatılarak hukuki sorumluluktan yırtılıyor... Mırın kırın edenlere ise dışarıda ki işsizlerden dem vurulup kapı gösteriliyor...
İnternette, Bimtaş... Gür Grup... Beyaz Holding... Sahipleri - İdarecileri... Yazarsanız daha geniş bilgiye ulaşırsınız. Detaylı bilgi ise aşağıda son çare olarak Başbakana gönderdikleri mektupta var...
Ben asıl bu kardeşlerimize CHP ye, yani Muhalefete gidip gitmediklerini sordum. Gitmişler bir sonuç alamamışlar! Dudaklarımda acı bir tebessüm belirdi. Tekel İşçileri için ayağa kalkan, Paşabahçeli Türkan Albayrak Hanım için ortalığı bir birine katan CHP ve Sendikalarımız ve de Candaş Medyamız, Bu emekçilerin durumuyla neden ilgilenmemişti? Cevap basit. Bu iktidar döneminde işe alındıkları için bizden değillerdi! Aileleriyle birlikte sayıları 2 bin kişiyi bulanların, 1 tane Türkan abla kadar kıymetleri yoktu!!!
Yandaş medyamız bunu görmezken, CHP ye bağlı olduğu bilinen HALK TV çalışanlarına gözü dikmişti... 4 aydır maaşlarını alamadıklarından, Binalarında suları akmadıkları için işemeye yan tarafta ki AVM'ye gittiklerine kadar en ince detayları yazıyorlardı! Bunu bir Hak arama mücadelesine destek için yaptıklarına ben inanmıyorum... Öyle olsa İDO çalışanları için insan bir iki kelam yazar! İşçinin Memurun Emeklinin dostu olan CHP ya! Bel altından nasıl vururuz derdindeler.
Kemal Bey'e sorsanız, haklı olarak ''Bizim HALK TV ile bir bağımız yok!'' diyor... Kadir Topbaş'a sorsanız, ''Biz, Hizmet alımı yapıyoruz, bizim İDO'nun bu işlerle bir bağı yok!'' diyor. Hâkim huzuruna çıksalar, Haklı çıkarlar! Çünkü her şey hesaplı kitaplı... Şimdi Kadir Bey'e sorsanız, ''Bu arkadaşları işe alan, şimdi ki Beykoz Belediye Başkanı Yücel Beyi ve yukarıda adı geçen taşeron firmaların sahiplerini tanımıyor musunuz? Kemal Bey'e sorsak, HALK TV nin genel müdürünü kim atadı? Ne cevap verirler acaba? Kâğıt üzerinde hesap vermek kolaydır da, Vicdanlara ve Allah'a hesap vermek nasıl olur? Kendine güvenen aşağıda ki duaya Amin desin O zaman...
''Allah'ın bildiğini kuldan saklayanların, gerek İDO'da gerek HALK tv de haksızlığa uğrayanların, Hakkını Yiyenlerin Hem Dünya'da Hem Ahrette iki yakaları bir araya gelmesin!''
Bu duaya etkili ve yetkili makamdakiler AMİN diye bilecekler mi? Ben gönül rahatlığıyla Amin diyorum...
İDO çalışanlarının Sayın başbakana yazdıkları mektup;
Sayın Başbakanımız,
Bizler 2005 yılında şehir hatlarının İDO'ya devri sırasın da, şehir hatlarından emekli olan çalışanların yerine işe alınan ve o tarihten bugüne kadar birçok haksızlığa maruz kalan yaklaşık 400 civarında gemi çalışanıyız. Şehir hatlarının İDO'ya devri sırasında işe giren arkadaşlarımızın hepsi uluslararası gemilerde çalışmış, sertifikalı ve de en önemlisi minimum denizcilik meslek lisesi mezunu profesyonel gemi çalışanlarıydı.
Sayın Başbakana yazılan mektubun devamını okumak için buraya tıklayın.
Şenol ŞEN
