Zülfikar ÖZKAN

Akışa Uyum Sağlamak

[email protected]
Araştırmalar, yaşantıyı gerçek anlamda doyurucu yapan şeyin, akış adı verilen bir bilinç durumu olduğunu ortaya çıkarmıştır.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Google News'de Takip Et
Araştırmalar, yaşantıyı gerçek anlamda doyurucu yapan şeyin, akış adı verilen bir bilinç durumu olduğunu ortaya çıkarmıştır. Akış yaşantısı, insanın dikkatini odakladığı bir faaliyette kendini kaybetmesine neden olan bir yoğunlaşmadır. Herkes zaman zaman akış yaşar. Akış durumunda insanlar güçlüdürler, dikkatlidirler, çaba harcamaksızın durumun denetimini ellerinde tuttuklarını ve yeteneklerinin doruğunda olduklarını hissederler. Zaman duygusu da, duygusal sorunları da ortadan kalkmıştır; sanki ve nefes kesici bir aşkınlık duygusu yaşarlar.

Pek çok insan, başka kimselere ve nesnelere duygusal olarak bağlanır. Sonra da içsel olarak bir şeyin eksik olduğunu hisseder. Sürekli olarak da bu boşluğu doldurmaya çalışır. İstediklerini elde edebilmek için de dış dünyayı yönlendirme çabası içine girer. Bu süreçte gerilim, endişe ve stresten kurtulamaz.

Bu dünyada en başta öğrenmemiz gereken ders, her şeyin olduğu gibi akmasına izin vermektir, her şeyi özgür bırakmaktır.

Hayatın bir nehir olduğunu düşünelim. İnsanların çoğu bu nehrin akışına kapılıp gitmekten korktukları için kıyıya sıkı sıkıya tutunmuşlardır. Ancak her varlık nehrin onu sağ selim bir yerlere götüreceğine güvenmek zorundadır. Bu süreçte kişi akışa uymayı öğrenir. Bu harika bir duygudur. Bir kez nehirle birlikte akmaya alışınca, bu insan artık ileriye doğru giden yollardan hangisini seçeceğine karar verebilir. En iyi yolun hangisi olduğunu belirleyebilir. Ağaç köklerine, kaya paçalarına çarpmaktan sakınarak istediğini seçebilir. Ayın zamanda nehirle birlikte de akabilir.

Bu benzetme bize, şimdi ve burada olmanın tadını nasıl çıkaracağımızı öğretmektedir. Hayatın akışına uyup, ama aynı zamanda da hayatımızı oluşturmanın sorumluluğunu üstlenerek kendimizi bilinçli olarak hedeflerimize yönlendirebiliriz ( Shakti Gawain, Yaratıcı imgeleme, s. 44).

Yüksek bilincin yolu yönlendirilmek değil akmaktır. Akmak, çevremizdeki güçlerle hareket etmek, çevremizdeki insan ve nesnelerin titreşimiyle uyum içinde olmak demektir. Akmak, yaşam boyu özlediğimiz sevgi, güzellik ve huzuru bulmamız sağlar. Bağımlılıkların kölesiyken akamayacağımız veya uyum içinde olamayacağımız için çocukluğumuzda öğrendiğimiz mutluluk modellerine dayanarak akmak imkânsızdır. Bağımlılıklarımız bizi, kendimizi ve başkalarını yönlendirmeye zorlar. Beden ve beyinleri yapısal gelişimini tamamlamış yetişkinler olarak, hayat nehrinde güzel ve sevgi dolu bir biçimde akma potansiyeline sahibiz (Ken Keyes, Yüksek Bilinç Klavuzu, s. 47).

Özgürce akan sevgi duygusuyla insanlara yardım etmeliyiz. Zorunluluk veya görev duygusuyla yardım ettiğimiz zaman karşımızdaki insana içerleyebiliriz. Dinlerken sevgiyle yaklaşmak, çoğu zaman verebileceğimiz tavsiyeden daha çok yardımcı olur insanlara. Sevgi ve bir olma duygusuyla hareket ettiğimizde, alıcı veya verici olmaz ''bir'' oluruz. Bu durum bir elin diğerini yıkaması gibidir. ''Size yardım ediyorum'' veya ''Sizi kurtaracağım'' gibi düşük bilinç dürtüsüyle değil, ''Evden bu enerjiyi bana verdi ve bunu dağıtmak güzel bir duygu'' diye düşünerek sevdiğimizde, hizmet ettiğimizde ve enerjimizi aktardığımızda hayatımız en iyi şekilde işler. Daha bilinçli olduğumuzda enerjimiz artar. Daha bilinçli olduğumuzda, kendi güvenlik, güç ve duygu bağımlılıklarımız için tükettiğimiz enerji miktarı azalır (Keyes, s. 51).

Gizlilik ayırır, açıklık birleştirir. Kendinizi açıp herkesin sizi her şeyinizle görmesine izin vermek çok güzel bir duygudur. Gizliliğin her çeşidi kişiyi, inanlarda ayrı olduğu illüzyonuna, yanlış algılamaya bağlı kılar. Bu sebeple en derin duygularımız içtenlikle tüm insanlara açmakta fayda vardır.

Tabiat kendisini çok güzel anlatıyor ve bize mesaj veriyor. Çoğu zaman tabiatın vermiş olduğu bu mesajları duymamazlıktan geliyor, görmüyor ve ret ediyoruz. Oysa tabiatın sesine, nizamın akışına uyarak çok huzurlu bir ömür sürebiliriz.

Yaz biter güz başlar. Yavaş yavaş yapraklar dökülmeye başlar. Artık yazın bittiğinin haberi gelir. Her bitiş bir başlangıçtır. Yeni bir şeyin başlayabilmesi için eskiyi bırakmak gerekir. Değişimleri sevgiyle kabul etmek ve o anın tadını çıkarmak gerekir. Çünkü her yeni dönem en mükemmel haliyle gelir.

İnsan hayatı da doğadaki akış gibidir. Onu kontrol etmeye çalışan, tutunan, yapışan biziz. Hayata dair isteklerimizin gerçekleşmesini engelleyen de biziz. Tek yapmamız gereken akışta olmak ve akışa uyum sağlamaktır.


Dr. Zülfikar ÖZKAN


Puan Ver 5Puan Ver 5Puan Ver 5Puan Ver 5Puan Ver 5
Diğer Yazılar Başlık Sol Kısım

Bu Yazarın Önceki Yazıları

En Çok Okunan Haberler

Diğer Yazılar Başlık Sağ Kısım
+4
°
C
+
-1°
Uskudar
Pazartesi, 14
Salı
+ +
Çarşamba
+ +
Perşembe
+ +
Cuma
+ +
Cumartesi
+
Pazar
+ +
7 Günlük Hava Tahmini

EN ÇOK OKUNANLAR

      Üsküdar Nöbetçi Eczaneler Günlük Burç Yorumları
      Üsküdar Haritası

      GAZETELER

      Hürriyet Dünya
      Milat Sözcü
      Yeni Şafak Türkiye
      Takip Et :
      Üsküdar 34 Feedburner
      www.uskudar34.com © 2007-2022 Tüm Hakları Saklıdır. Sitedeki içerikler kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
      Destek ve Bilgi : [email protected]
      Bu sayfa 0.03 saniyede yüklendi.

      www.uskudar34.com web sitesinde yer alan tüm sayısal ve sözel içerik sadece bilgilendirme amaçlıdır. Köşe yazılarında yer alan içerik yazarların kendi görüşleri veya alıntı(kaynak gösterilerek) olup; ilgili konu hakkında uskudar34.com'un genel görüşünü yansıtmaz.

      Web sayfalarımızda yer alan bilgiler ve doğrulukları tarafımızca garanti edilmemekte olup, bu bilgiler belli bir getirinin sağlanmasına yönelik olarak verilmemektedir. Bu nedenle bu sayfalarda yer alan bilgilerdeki hatalardan, eksikliklerden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı uskudar34.com sorumlu tutulamaz.

      sanalbasin.com üyesidir