Seçime dört gün kala ''acil kodu'' ile bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissetim. Sizi iktidarınızdan sonra tanıyan partinizdeki ve etrafınızda ki yağdanlık tayfadan değilim. Sizi 90 yılından beri tanıyıp takip ediyorum. Birazdan size arz edeceklerimi Şeyh Edebali'nin Osman beye nasihati gibi de ala bilirsiniz, Harun Reşit'i devamlı ikaz eden hafif şerbetli Behlül Dane gibi de...Veya Ebu Zer gibi de... Çünkü İktidar ve makam sahiplerinin arkasından konuşmak kolaydır da, yüzüne konuşmak zordur... Şu an esen güçlü rüzgârların yanında bunun hiç gerçekleşmeyeceği de malum...
Sayın Başbakan,
28 Şubat döneminde sizlerin ve muhafazakâr insanların siyaseten zayıf oldukların da yaşananlar malumunuz. O günlerde sizin zihniyetizden olmayan ama vicdanı olan demokratlar sizlerin yanında oldu. Keza iktidarınız döneminde de... Yukarıda belirttiğim gibi, iktidar ve makam sahiplerinin karşısında konuşmak ve yazmak zordur diye... İşte O günlerinizde yanınızda hep bu insanlar vardı. Ama ne hikmetse bugün, anlamsız bir şekilde bu insanları dışlıyor, azarlıyor, yanınızdan uzaklaştırıyorsunuz!
Sayın Başbakan,
Sözcü gibi, Emin Çölaşan gibi, Yılmaz Özdil ve Bekir Coşkun gibileri bir kenara koyarsak, etrafımda sizin zihniyetinizde olmayıp, size oy vermeyip, yaptıklarınızı beğenen ama siyasi üslubunuzdan ve söylemlerinizden korkan ve tedirgin olan birçok insan var. Aynı bizlerin 28 Şubat döneminde tedirgin olduğumuz gibi... 12 Eylül referandumu öncesi yaşanan tartışmalarda oyunun rengini açıkladığı için aforoz edilen Sezen Aksu'yu hatırlayın! Daha geçtiğimiz günlerde Egemen Bağış bey'i metheden Ajda Pekkan'ı da... Peki bizlerde onlar gibi olursak, bizim onlardan ne farkımız kalır? Sizin için ''Muhtar dahi seçilemez'' denilen dönemlerde bizler size yazılarımızla destek olurken, bir eleştiri yazımızla Hayati Yazıcı bey'e tazminat ödemek zorunda kaldık! Kaldı ki, kardeşiniz Mustafa bey'e de okuttuğum o yazımı gayet doğal karşılamıştı. Bunları şunun için anlatıyorum, Sizlerin zor günlerinde yanınız
da olanların başına gelenleri gören diğerleri sizden korkmasın da ne yapsın? 2007 seçimleri gecesi yaptığınız o müthiş konuşmayla, bugün Nuray Mertlere, Ahmet Altanlara, Fehmi Korulara, Cüneyt Ülseverlere ve diğerlerine takındığınız tavır bağdaşıyor mu?
Sayın Başbakan,
Fazla geriye gitmeyelim. İktidarınız döneminde yaşanan bir sürü darbe planı yargıya intikal etti. Bir iki ay önce Sizin ATV de katıldığınız bir programda Mehmet Barlas beye Aydın Doğan için söylediğiniz bir cümleniz vardı. ''Ne onunla, ne onsuz!'' Taraf gazetesi olmasaydı sizi darbe yoluyla iktidardan etmek isteyenlerin Belgelerini Aydın Bey mi yayınlayacaktı? Bırakın Hürriyet'i, Milliyet'i, Yeni Şafak yayınlaya bilir miydi? Daha dün bir Binbaşının sesi paylaşım sitelerine düştü. Mehmet Baransu'yu sallandırmak istiyor adam! Bu insanlar sizin zihniyetinizde olmamalarına rağmen, Ülkemiz ve Demokrasimiz adına size destek verip, kelle koltukta gezerken siz, çarşaf çarşaf ilanlarınızla size cephe alanlara destek verip, Ahmet Altan'a aynı Hayati bey'in bana yaptığını yapıyorsunuz! Ne hikmetse aklıma ABESE Suresi geldi...
Sayın Başbakan,
22 senedir aktif siyasetin içindeyim. 12 Haziran seçimleri kadar heyecansız, zevksiz bir seçim kampanyası görmedim. Çünkü daha şimdiden seçimin galibi belli, sıralaması belli. Bu ülke için yaptıklarınıza şahidim. Bazıları gibi nankör hiç değilim. Daha 15 gün önce hayatımda ilk defa Ankara'yı geçip Sivas' a gittim. Duble yolları gördüm. Güzergâh üzerinde ki eserlerinizi gördüm. Bu ülkeye olan sevdanızı biliyorum. İçerde ve dışarıda kimlerle mücadele ettiğinizi biliyorum. Ama karanlık mahfillerde seçim sonrası için konuşulanları ve sizi al aşağı etmek isteyenlerin ne gibi planlar yaptığını da duyuyorum! 12 Eylül'ün kudretli paşası ibret olmalı. İyi gününde yanında kimler vardı, şimdi kimler var?
Siz bakmayın meydanlarda ki kalabalıklara, yığınlara... Zor günlerinizde bugün sizin sayenizde servet sahibi olanları bile yanınızda bulamazsınız!
Sayın Başbakan,
Benim bir vatandaş olarak kazanacağınız bu seçim sonrası yeni dönem için son sözlerim şunlardır. Toplumu lütfen rahatlatın. Yıldızınızın parladığı 90 lı yılları hatırlayın. Genelev, kahvehane, meyhane ziyaretleri yapıp toplumun her kesimini kucakladığınız gibi, bugünde aynı görüntüyü verin. Bu ülke hepimizin... Sizin kötü günlerinizde yanınızda olanları unutmayın. Sandığı feth etmek kolaydır, gönülleri ise zordur! Bundan sonra öfke bize; uysallık size... Güceniklik bize; gönül almak size... Suçlamak bize; katlanmak size.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek size... Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet size... Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama size... Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek size... Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek size olsun...
Şenol ŞEN