MHP'nin barajı geçeceği, Ak Parti'nin üç aşağı beş yukarı 2007'deki oylarını muhafaza edeceği biliniyordu.
Bana göre bu seçimdeki en ilginç soru, CHP'nin yüzde 30 hedefine ulaşıp ulaşamayacağıydı. CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu olağanüstü bir performans gösterdi, ancak teşkilatlar sınıfta kaldı. Her iki partinin kampanyasını da izlemiş biri olarak öncelikle Ak Parti'nin CHP'den fersah fersah daha sıkı çalıştığını, teşkilatların daha profesyonel ve organize olduğunu belirteyim.
Bunu sadece iktidar partisi olmanın verdiği maddi imkanlarla açıklamak mümkün değil. AK Partililer'liler, iPad'leriyle, Blackberry'leriyle, sürekli yaptıkları kamuoyu yoklamaları ve perde arkasında Erdoğan'ın yanından bir saniye bile ayrılmayan genç danışman kadrolarıyla oldukça hatasız ve profesyonel bir kampanya Kısacası ''Yeni CHP'' söylem açısından tuttu, Kılıçdaroğlu oylarını anlamlı bir biçimde yükseltti ama kadroları sınıfta kaldı. İkinci ve daha önemli neden, CHP insanların vicdanına, Ak Parti ise kesesine hitap etti. ''Türkiye büyüsün, İstikrar Sürsün'' sloganı, son dönemde duyduğum en akıllıca sloganlardan biriydi. Seçim sürecinde hem CHP hem de AKP'lilerle dolaştım. CHP'li adaylar genelde demokrasiden, baskılardan, telefon dinlemelerden söz etti. Vicdanlara hitap ettiler, demokrasi için oy istediler. AK parti kampanyası ise tamamen seçmenin günlük hayatını etkileyen somut projeler ve kazançlarla ilgiliydi.
İzmir'de yeni limandan, Diyarbakır'da sosyal yardımlardan, İstanbul'da tünellerden, çılgın projelerden söz ettiler. Ve anlaşılan o ki, seçmen de buna cevap verdi.
Bundan sonra siyasi gündemde CHP içi muhalefetin izleyeceği yol yönetimi başarısız bulmaları olacak. Baykal, Kemal Anadol ve arkadaşları yeni CHP yi ve tepe yönetimi başarısız buldular. Tüm girdiği genel seçimlerde DSP ittifakına rağmen 21.8 alanlar şimdi 26 yı beğenmiyorlar hatta Deniz bey genel başkanlığı bıraktığı günlerde anketlerde 29 diyorlar. Hatta yıllardır denedikleri DYP kökenlileri CHP ye monte ederek oyların artırılabileceğini düşünmeleri bence hata idi. BDP sol dan aday göstererek 5 lik oyunu 6.6 ya yükseltti.
Kemal Kılıçdaroğlu bundan sonra eğer şans verilirse 4 yıllık bir kurgulamayla ölçülebilir bir siyasi çizgi yakalayabilir. Yoksa son bir yıllık siyasi çizgisi çok zorluydu. Yeni Anayasa için kapıları açık bırakması bile olumlu bir hareket. CHP ve MHP nin esas sorunu referandumda yanlış kurgulamayla zor duruma düşmeleriydi. Hep söylediğim gibi 20 maddeye evet vermeleri paketi bölmeleri gerekirdi ama yapmadılar o trend 2011 e de damgasını vurdu. O yanlış tercihin de altında Baykal ın imzası var.
Başbakan Erdoğan'a gelince 2014 e kadar Cumhurbaşkanlığı garanti. Türkiye ekonomisi büyüdükçe geliştikçe yeni projeler önerdikçe başarılı olmamasının önünde bir engel yok.
2011 seçimlerinde hep dört parti üzerinden seçim analizi okuduk, ama birde alttakiler vardı. Üstteki dört partinin birden oylarını artırmasında esas etken diğer partilerin seçmenlerinin seçim barajı dikkate alıp kendine yakın diğer büyük partilere oy kullanması idi. TKP'nin 250.000 lerden 60.000 e inmesini Saadetin sadece 1.2 oy alabilmesi DSP'nin binde 3 Hepar'ın binde 3 Has parti'nin ve BBP'nin binde 7 oy alması bu partilerin çoğunun ayakta kalamayacağının göstergesi. 2007 de Genç Parti'nin 2 DP'nin % oyu vardı onlar yok oldu.
2011 seçimleri neredeyse yüzde 90 lık bir katılımla tam temsiliyete giden bir seçim olarak tarihe geçecek.
CHP açısından Parti içi muhalefetlerden ben söylemiştim laflarını bol bol duyacağız...
Yalçın SOYSEVİNÇ
