Oğlum sanırım 3-4 yaşlarındayken ve bir tatil günü onu küçük bir lunaparka götürmüştüm. Küçük Beyi, bir süre farklı şeylere bindirip-eğlendirdikten sonra, paramın bittiğinin farkına vardım ve aslında bayağı bir oynayıp-eğlenmiş olduğu için de: ''Hadi artık eve gidelim'' deyip, onu kucağıma aldım. Fakat beyefendi küçük trene de binmek istiyordu. Önce bana kızgın bir suratla baktı ve sonra bağırmaya başladı. Aklımdan bankaya gidip-para çekmek geçti, ama ona bunu nasıl anlatabilirdim? Annesinin yaptığı gibi, onun dikkatini dağıtmayı daha o zamanlar öğrenmemiştim! İş, iki erkeğin inatlaşmasına dönüşüvermişti! Dışarıdan bakıldığında kendi oğlumu kaçırıyor gibi görünüyordum! Gelen geçen bize bakıyordu. Omzunda tepinen küçük bir erkek çocukla yürümeye çalışan çaresiz bir adamdım! Derken sakinleşmesini sağlamak için oğlumu yere bıraktım ve o birden bire benden kaçmaya başladı. Neyse ki, yakınımızdaki küçük bir banka şubesine girdi. Camın arkasından öfkeyle bana bakıyordu. O an onu bankalara sığınmaması konusunda uyarmak istedim, ama daha çok küçüktü! Şaka bir yana, kısa pantolonun ve sevimli tişörtün üzerindeki o küçük ve öfke dolu suratı hayatım boyunca unutamayacağım!
O anda mesela onu orda bırakır gibi yürüyüp biraz uzaklaşmak mümkündü. Ama onun küçük kalbi ya korkuyla ya gururla dolardı! Benim blöf yaptığımı veya biraz darıldığımı anlamaz ve dolayısıyla arkamdan gelmezdi; terk edilmekten korktuğu için gelirdi. Böylesi bir korkuyu ona yaşatmak istemezdim. Veya gurur yapardı; o da ayrı bir derttir, gururunun etkisi altındayken, istese de arkamdan gelemezdi! Neyse bankaya girip, onu öptüm ve kucağıma aldım. Kucağında bağırıp duran çocuğuyla çaresiz bir baba olarak sokaklarda arz-ı endam ederek, eve geldik. Bense bu süreçte gülmekle ağlamak arasında kalmış bir durumdaydım ve bu kadar küçük bir bedenden bu kadar çok feryadın nasıl çıktığını merak ediyordum!
Oğlumla yaşadığım bu olayı hatırlamamın sebebi şudur: Bir süre önce benim de içinde bulunduğum ve bir tür usta-çırak ilişkisine dayanan bir sektörde tercümanlık yapmıştım. Bu işadamlarından benim ustam olan beyefendi diğer beyefendiye danışıyordu. Amerikalı olan ve kendisine danışılan kişi üst düzey bir başarı yakalamıştı; bununla birlikte sektörün tarzı ve geçirmiş olduğu sürecin etkisiyle çok sabırlı ve mutevazı bir kişilik kazanmıştı. Biz kendisine: ''Çok teşekkür ederiz; bize zaman ayırdınız; çok mutevazısınız'' deyince, verdiği cevap çok ilginçti: ''Çocuklarınız ve (takımınızda yer almasını istediğiniz) adaylarınız varsa, mutevazı olursunuz!''
Evet, bu başarılı işadamının söylediği gibi, gururunuzun emekliye ayrılması durumu, kıymetli bir mesajınız olduğu zaman da geçerlidir. İnsanlar için yararlı veya önemli olduğuna inandığınız bir mesajınız varsa ve bu başkalarıyla paylaşmak istiyorsanız, muhataplarınıza karşı tevazuyla davranmalısınız. Elbette onurunuz her zaman sizinledir. Ama artık gurur artık bir ayrıntıdır. Mesajınızı sahiplenmek konusunda umutlandığınız muhataplarınız, onlara sunduğunuz fırsatın veya mesajın kıymetini anlasalar da anlamasalar da tevazuyu elden bırakamazsınız. Sizden kaçarlar, sizi, sabrınızı imtihan edip, bilginizi sınarlar, size kafa tutarlar ve daha birçok şey yaparlar. En tatsız şeylerden birisi de, tevazunuzu zayıflık olarak algılamaları olur. Sizin de hatalarınız vardır; belki mesajınızı bütün parlaklığıyla gösteremiyorsunuzdur! Bunları da düşünerek sabırla beklersiniz, çünkü belki bir zamanlar siz de öyleydiniz! Sizi de sabırla bekleyenler oldu! E karşınızdakiler çocuk da değiller ki, onları kucaklayıp emniyet bölgesine getiresiniz! Bu bekleyiş sırasında, onurunuz, okumakta olduğunuz kitaplar ve sabır dileyen dualarınız sizinledir, ama gururunuz bir yerde ağlar!
Emek, sabır ve dua! Yapacak başka bir şey de yok! Çocuk sahibi veya iyi niyetli olmanın, ancak Allah tarafından tazmin edilebilecek bir maliyeti vardır!
Savaş ŞENEL
İngilizce Öğretmeni & İletişim Danışmanı
Duyuru: ''Yeniden Genç Olsaydım, Neleri Farklı Yapardım?'' veya ''Latif-Ergonomik ve Sohbeti Çekici Bir İnsan Olmak'' adlı seminerlerimle ilgili olarak beni davet etmek istediğiniz takdirde, talebinizi aşağıda verilmiş olan her iki email adresine birden göndermenizi tavsiye ediyorum.
[email protected] ve [email protected]