Bu yıl ne kadar zor geçiyor böyle, seçim dönemi ara verilen şiddetin yeniden hortlaması toplu karakol baskınları şehir kır demeden şiddetin artması ve pek çok askerin şehit olması.
Toplum bunlara üzülür ve tepki verirken bir baktık 23 Ekim öğle saatlerinde Erciş merkezli 7.2'lik deprem.
O anlarda medyada bazı gerzeklerin saçma sapan yorumları acının üzerine tüy dikti. Bir tv spikeri ''neyse ki deprem doğu bölgemizde oldu'' diyebildi.
Nüfus yoğunluğunun fazla olmadığı bir bölgede olmuştur deseler anlayacağız. O yüzden dış ülkelerden arama kurtarma ekibi istemedik. AKUT Başkanı bölgede 3000 kişilik arama kurtarma var diyor bu rakam yeterlidir diyor.
1999 Kocaeli-Yalova depreminde yeterli arama kurtarma ekibi yoktu. O yüzden dış ülkelerden gelen ekipleri hayranlıkla izlemiştik.
O zamanlardan bu zamanlara devlet, belediyeler, asker ve sivil girişimciler arama kurtarma konusunda insanları eğittiler ve organize oldular. Ekiplerini teçhizatla donattılar. Bu satırların yazarı da Mahalle Afet Gönüllüleri Çengelköy Bahçelievler Grubu içinde eğitim aldı ve başkanlığını yürüttü.
Bizler toplum olarak sağlam binalar yapmadıkça hep dikkatimiz arama kurtarma yönünde olacak. Ama dikkat çekilmesi gereken konu Van bölgesinde 6 beton santralı olması ve bunların hiçbirinin dernekleri tarafından denetlenmiyor olması, belgelerinin olmaması. Ayrıca yıkılan binaların bazılarının yeni yapılmış olması. O zaman deprem yönetmelikleri bina yönetmelikleri neden yapılır denetlenmeyecekse...
Artık mütahitlik yapanların malzemeden çalması yoluyla haksız kazanç sağlamasının önü alınmalı. Devlet binalarından, okulların nasıl yıkıldığını hep beraber gördük. Dua edelim de bu deprem Pazar öğlen oldu. Saati ve günü farklı olsaydı çok daha üzücü bir manzara ile karşılaşabilirdik.
Depremden kaçamayacağımız açık, ancak yıkılmayan evler kamu binaları hakkımız. Tüm Türkiye'de ıslah çalışmaları yapılmalı... Betonlar kontrol edilmeli yönetmeliklere uygunluklar denetlenmeli.
Yalçın SOYSEVİNÇ
