Aslında bir oyun içersinde olmanın hiç kimselere bir faydası yok ve olmayacaktır da.
Artık her şey şeffaflaşıyor ve gizlenmeye çalışıldıkça da daha fazla ortaya çıkıyor ve zaten her şey ortaya çıksa da hiç bir şey fark etmiyor.
Hani derler ya; Ahir Zaman'da herkes nefsi nefsine kalacak, yani yalnız tek başına kalacak.
İşte bir şeyler yapıyoruz, bir yerleri ele geçiriyoruz, insanları biz yönetiyoruz, parayı ve gücü biz yönetiyoruz, hakiki imanı biz kuşattık ve bitiriyoruz...
İsa'yı da biz getireceğiz Mehdi'yi de biz çıkartacağız... Biz Gizli Dünya Devletiyiz, üç kitabın üstüne kılıcı biz koyduk... İşte aslında bunlar da yaptıklarıyla yine buna hizmet etmiş olarak kendilerince insanları sekülerleştirme, yani tek başına yalnız bırakıp, kolay yönetilebilir olma işini hallettik diyerek gerçekten bütün insanlığı, sadece çıkar ve menfaatini düşünen, kişisel çıkar ve menfaati için her şeyi yapabilen, Dünya ve paradan başka hiç bir şeye gerçek anlamda değer ve kıymet vermeyen, hele hele ölümü ve ahireti ve ahirette vereceği hesabı hiç hesaba katmayan, çıkarcı, bencil, menfaatçi, bir sürü gemisini kurtaran kaptanlar ve artık ejderha olmuş yılana dokunmaya dokunmaya bin yaşatırken, kendi yaşamı ejderhalaşmış yılanın insafına bırakılan...
Ve asla ortak bir düşünce, duygu, eylem ve ortak menfaat veya dava misyon için bir araya gelemeyecek olan kalabalıklar içerisindeki yalnız kalan insanlar topluluğu, kendini çok güçlü zannedip, nefsine, dünyaya ve menfaatine teslim olmuş tek kalmış insanlar...
Erkan Tan'ın programında Oğuz Kaan Köksal, hem de Milli savunma Komisyonu üyesi, bir izleyicinin programa gönderdiği notta ''bedelli askerlik tamam da siz asıl gönüllü askerliği kaldırın, profesyonel ordu yapın'' isteğine adeta sevinerek ve ah keşke herkes böyle istese de bu işi de kolayca halledebilsek duygusuyla amma ne yazık ki daha geçen gün aynı konuda açıklama yapan Başbakanı ile de ters düşecek şekilde ve Başbakan gibi bir tepki bile vermeden ve aynı minvalden cevap vereceğine ve Başbakan gibi ''Gündemimiz de böyle bir konu yok ve olmayacaktır, askerlik vatan, namus borcudur, gönüllü askerlik kaldırılamaz demedi Oğuz Kaan Köksal.
Aksine biraz da sevinmiş gibi böyle bir soruya ''bir teklif, doğrudur diyemem, yanlıştı da diyemem, bir teklif, her şeyi tartışıyoruz artık ve tartışmak lazım'' dedi. Hiç itiraz bile etmedi böyle bir talebe hatta zımnen kabul yönünde yaklaştı. Yani... Yani anlayacağınız aslında bu işi bitirmişler de açıklama zamanlaması bekleniyor.
Bedelli için 6 ay evvel Başbakanımız da neler söylemişti... İşte şimdi gelinen nokta... Demek ki şimdi vicdani retçilik için bunlar söyleniyor ise demek ki altı ay sonra da bedellinin sonucu gibi olacak görünüyor.
İngiltere ziyaretlerinde Cumhurbaşkanımız, Kraliçe ile birlikte Exeter Ünüversitesi'nde de ziyaret gerçekleştirirler ve üniversitenin en önemli kürsüsü Gülen Hareketi Platformu'nda bir toplantı düzenleyip bu ziyarette ''Yüksek Şövalye Nişanı'' nı hiçbir kırmızı çizgiye takılmadan ki, birileri frak giyenlere penguen benzetmesi yapıyor da olsa kırmızı çizgileri bir kere delmekle bir şey olmaz misali, kırmızı çizgileri şimdi bırak hemen giy bir frak ''Yüksek Şövalye Nişanı'' ile geleceğe bak vizyonuyla zenginleştirilir umuyordum.
Predator'lar İncirlik'te diyorlar da, İncirlik kimin, Predatorlar kimin, kim, kime çalışıyor?
Bu haberleri verenler bile artık bir inceliğe dikkat etme gereği hissetmiyorlar. Nasıl olsa toplum yemiş para büyüsünü hiç bir şeye tınlamıyor.
Türkiye, ABD sömürgesi mi ki, Predator'ler görüntüleri önce ABD'ye, ora da ABD'nin Türkiye'deki birimlerine, onlar da bir zahmet Genelkurmaya verecekmiş.
Desenize Predator'lerin Türkiye ile Genelkurmayımız ile bir ilgisi yok, sadece ABD'ye çalışacaklarmış.
Görüntüleri niye direkt Türkiye kendisi almıyor ve isterse ABD'ye vermiyor?
Ya ABD Predator görüntüleri diye yanlışlıkla porno görüntüleri Genelkurmaya verirse ne olacak? Bir de bu görüntüleri seyredenler pornoyakoncu olarak suçlanırlarsa ne olacak?
Fransa, İngiltere arasında tezgahlanan (hani aynı benzeri Osmanlı-Rus arasında Kırım Savaşı olarak da olmuştu ya) Voturlu Savaşının sermaye patronları, şimdiki Kraliçe İngiltere'de tahta çıktığı zaman hooop uçağa bindirilip, ABD'ye Avustralya'ya ve bir yelere gezilere götürülüp yükseltildikçe yükseltilmiş ve accayip gezi programlarıyla gücün ve iktidarın sembolü olarak yeryüzüne gösterilmişti ya...
Şimdi bizim devlet büyüklerimizin gerçekleştirdiği İngiltere, ABD ve diğer gezilerinde uygulanan kabul ve sunum programlarında da tıpkı bir zamanlar gençliğinde Kraliçe'ye uygulanan gezi programlarında ki uygulamalar ile benzeştirebiliyorum.
İngiltere Kraliçesi İngiltere Merkez bankasına ne kadar müdahale edebilir acaba?!!!
Ve acaba İngiltere Kraliçesi: ''Yahu ne yeni anayasa yapmaya uğraşıyorsunuz, siz bizi örnek alın, bak bizim yazılı anayasamız bile yok, paşa paşa bu işi götürüyoruz Avam Kamarası'ndan...
Siz de vazgeçin yazılı anayasadan. Bizim gibi anayasasız götürün bu işleri...
Biz de, sizi örnek alıp, Gülen Hareketi'ni İngiltere'ye götürüp örnek alalım. Gülen Hareketi ile İngiltere'yi de, AB'yi de kurtaralım'' der mi ki?
Av. Cihan Tufan
