Bazılarınızın izlediğine inandığım, izlemeyenlerin ise muhakkak seyretmeleri gereken, nefesleri kesen bir film Kartal Göz. Yönetmenliğini D.J. Caruso nun yaptığı, Michelle Monaghan ile Shia LaBeouf başrollerini paylaştığı, orijinal adı Eagle Eye olan 2008 yapımı bu filmin konusuyla birlikte gündemi farklı bir bakış açısıyla değerlendirmek istiyorum.
Kamuoyun da son yıllarda pek dillendirilmese de, Hükümet ve Cemaat arasında gizliden gizliye yürüyen bir rekabet vardı. Her ikisi de bir birlerine muhtaç olduğu için mücadele içten içe yürüyordu. Cemaate bağlı veya yakın yayın gruplarında Başbakana ve hükümete karşı dozu artan sesler son aylarda yükselmeye başladı. Son MİT müsteşarı Hakan Fidan?ın ifadeye çağrılmasıyla birlikte başlayan süreçte tartışma gün yüzüne çıktı.
Dün, Ulusalcı ve Laikçi kanada karşı yaşanan operasyon süreçlerinde omuz omuza mücadele edenler, bir anda saflarını bu tartışmayla belli ettiler. Hükümete yakın olanlar, cemaate yakın olanlar ve de bu kapışmadan mutlu olup ellerini sıvazlayan Ulusalcı ve Laikçi kanat tartışmanın tarafları oldular.
Kartal Göz ilk 5 dakikadan sonra bitene kadar aksiyon ve heyecan yüklü bir film. Rachel ( Michelle Monaghan ) teröristler tarafından kapana kıstırılıp, suikast düzenlemeye hazırlanan bir terör hücresine katılmaya zorlanınca, Jerry ( Shia Labeouf) ile isteksiz işbirliği yapmak zorunda kalan bekâr bir annedir. Başlangıçta ne amaçla iş birliği için bir araya geldiğini anlamayan bu ikili, zaruret karşısında birlikte hareket etmek zorunda kalırlar. Bir güç her şeye hakim olarak onları yönlendirmektedir. Bu güç öyle bir güçtür ki, ATM cihazlarından tutunda trafik ışıklarına, ışıklı neonlardan Metro sistemine kadar her şeye hakimdir. Verilen talimatları harfiyen uygulamak zorundadırlar... Ayrılmaları ve kurtulmaları mümkün değildir. İşin içine FBI da girer. Ve kovalamaca başlar...
Bazıları son 10 yılda yaşananların arkasında Hükümeti gördü... Bazıları ise cemaati... Ama biz, yazılarımızda, yorumlarımızda ve dost meclislerinde ki sohbetlerimizde, Ülkede yaşanan bağırsak temizleme operasyonlarını yapmaya ne Hükümetin, ne Cemaatin paçasının da, maçasının da, gücünün de yetmeyeceğini söyledik durduk. Cemaat maddi ve manevi olarak Hükümetin arkasında dururken, Hükümet ise kolluğun ve yargının ardında dik durdu. O kadar! Yani herkes kendilerine biçilen rolü oynadı. Hiçbir zaman Senaryo yazan olmadı. Zaten öyle, ne bir güçleri vardı, nede operasyonal zekâları! Her iki tarafta sadece kendilerine güç vehmettiler.
Filmin sonuna doğru her ikisi de hedefin ABD başkanına yapılmak istenen bir suikastın parçası olduklarını anlarlar... Fakat onları buna zorlayan ne bir İstihbarat kurumudur, ne de terörist bir grup! Onları buna zorlayan, Kartal Göz projesi adıyla Dünya da ki işleyen bütün aygıtları kontrol etmeye yarayan, kontrolden çıkmış bir teknoloji harikasıdır!
Biraz riskli olacak ama kısaca şunu söylemek isterim... Tüm yaşananlar Cumhurbaşkanlığı seçimi içindir... Ve Tayyip Bey?i o koltuğa oturtmama mücadelesidir... Cemaat Hükümeti yiyecektir, Kartal Göz cemaati...
Bizler günlerce belki aylarca sürecek bu kapışmayı takip edeceğiz. Göreceğiniz, daha doğrusu size gösterilecek olan, her iki tarafın sözcülerinin görüşleri, ulusalcı ve laikçi kesimin sevinç naraları ile bu kapışmaya bir anlam veremeyen hem hükümeti hem de cemaati seven ve destekleyenlerin şaşkınlıkları olacaktır...
Ben ise, yıllardır olduğu gibi, belli bir plan dâhilin de istediğini indiren istediğini yükselten, istediğini bitiren istediğini seçtiren, istediğini yok eden istediğini yücelten zekâsına ve dehasına hayran olduğum ülkemizin Kartal Göz?ünün kim veya kimler olduğunun merakı ile yanıp tutuşacağım.
Şenol ŞEN