Üsküdar Belediyesi, Kirazlıtepe'ye bir kültür merkezi inşa ediyor. Bilmeyenler için önce yerini tarif edelim: Kirazlıtepe, Beylerbeyi'nin üst tarafında, Çamlıca'nın eteklerinde kalan, İstanbul'un belki de en güzel manzarasına sahip bir mevkii. Başta Trabzon'un Şalpazarı ilçesinden gelenler olmak üzere, yoğun bir nüfusu bünyesinde barındırıyor.
İstanbul'da benzer konumda olan mevkiiler çok uzun süreler önce ülkenin kalbur üstü insanları tarafından kapışılmış ve kendilerine mal edilmiş durumda. Örneğin Kirazlıtepe'nin güneyinde kalan Nakkaştepe, Koç Malikanesi'ne ev sahipliği yapıyor. Boğaz'ın karşı tarafındaki tepe ve yamaçlar da lüks villa ve konutlarla dolu. Nasıl olup da Kirazlıtepe'nin bunca zamandır ortalama vatandaşlara kaldığını (ya da bırakıldığını) aklım almamıştır.
Bilindiği gibi İstanbul'da bir kentsel dönüşüm olgusu başladı. Zamanında çarpık ve sağlıksız yapılaşmış bir şehirde bu mecburi bir faaliyet, belki geç bile kalındı. Zaten ensemizde depremin sıcak nefesini sürekli hissediyoruz. Kesinlikle bir çeki düzen lazım. Kimse yerinden yurdundan edilmemeli. ''Yerinden yurdundan'' ile ne kast ettiğimizin farkındayız elbet, meraklanmayın. İstanbul'a göçle gelen Kirazlıtepe halkı, başkaları nasıl gelmişse o şekilde gelmiştir, bunun da bilincindeyiz. Kimse babasından, dedesinden kalmış toprakları bırakıp da keyfinden gurbet ellere gelmedi. İnsanların da kendi istek ve iradesiyle bir yerden bir yere göç etmesine yasa zoruyla engel olunamaz, eğer bir göç gerçeği varsa yöneticiler ya göçün önüne geçecek önlemleri alacaklardı ya da göç edenlerin yeni yerleşim bölgelerinde gerekli yasal düzenlemeleri yapacaklardı. Bu de fakto bir durumdur, geçelim.
Evet, şimdi Kirazlıtepe'ye bir yaşam merkezi yapılıyor. Medyada yer alan bilgilere göre merkez, Semt Kültür Merkezi, Semt Etüt Merkezi ile Havuz ve Fitness Merkezi olmak üzere 3 ayrı fonksiyonu bünyesinde barındıracak. 800 kişilik çok amaçlı salon, erkekler ve kadınlar için ayrı ayrı olmak üzere 2 yüzme havuzu ve fitness salonları, 7 adet derslik ile 3 adet el sanatları satış mağazasının bulunduğu Kirazlıtepe Yaşam Merkezi'nde, 30 araçlık kapalı otopark dışında 150 metrekarelik restoran ve 365 metrekarelik Boğaz manzaralı teras da yer alacak.
Kirazlıtepe'nin nüfus yapısını ve bu yapının özelliklerini bilenler orada yaşayan insanların fitnessle mitnesle işinin olmadığını pekâlâ bilir. Diğer unsurlar hadi neyse, fakat bu fitness ile yüzme havuzunun bulunuşu bizi fena halde işkillendirdi doğrusu. Acaba dedik, bu merkez Kirazlıtepe'nin müstakbel sakinleri için mi yapılıyor? Hani ne bileyim, şöyle birkaç villa, bir de kule dikilebilir mi oraya dersiniz?
Kimse Kirazlıtepe'nin halihazırdaki sakinlerine ''kalkın gidin, burada yaşadığınız yeter. Biraz da başkaları manzara seyretsin'' demez. Ama ne olur? Orada şimdi yaşayanlar Merkez'e fitness için gelen, yüzme havuzu için gelen insanların yanında rahat edemez. Bu son derece açıktır. Lütfen kimse demagoji ve ucuz politika yapmasın.
Vakti zamanında bizim gibi ortalama vatandaşların yanından bile geçemediği belediye tesislerini kaymak tabakanın tekelinden kurtarıp da bizlere açan siyasi zihniyetin iyiliğini unutmuş değiliz, bu nankörlük olur. Gençler belki hatırlamaz, örneğin Çamlıca Tepesi'ndeki ve Fethipaşa Korusu'ndaki tesisler öyleydi. Daha bir çok mekan gibi. Aynı zihniyetin, Kirazlıtepe'de inşa ettiği Yaşam Merkezi'ni mahalle ahalisini yerinden kaldırmak amaçlı geniş bir projenin ilk ayağı olarak düşündüğünü de aklımıza getirmek istemiyoruz.
Burada görev, Kirazlıtepelilere düşüyor, mahallelerine yapılan Yaşam Merkezi'ne sahip çıkmaları gerekiyor. Madem böyle bir nimet ayaklarının dibine kadar gelmiş ya da gelecek, madem sayın başkan Mustafa Kara her fırsatta, her toplu organizasyonda bu tesisin Kirazlıtepeliler için yapıldığını söylüyor, bölge halkı da ondan azami derecede istifade etmeli. Sahip çıkmazlarsa, istifade etmezlerse başkaları gelir sahip çıkar, istifade eder. Sonra bakarsınız bu ihmalin sonuçları çok ağır olur.
Bülent ŞİRİN