Sinemada 1453'ü gösterime girmesinin 3. günü izleme fırsatı buldum. İkinci gün gişeden bilet bulamayınca ancak diğer günün biletini alabildik. Çünkü çok sevdiğim komşularımla beraber izlediğimizde Türkiye sinemasının geldiği son noktayı görmek hepimizi fazlasıyla memnun etti. Muhteşem yüzyıl dizisi ve Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü filimi de tarihi konuları ve sahneleriyle çok tartışıldı ve seyirciye pek çok şey hatırlattı hatta öğretti. Matrix ve Yüzüklülerin Efendisi filimlerinin hayranı olan bu satırların yazarına sinemada ki teknolojinin geldiği noktayı, yerli bir yönetmenin kullanması ayrıca bir hayranlık oluşturdu.
Bu film tarihi kurgulara ve projelere önderlik edecektir. Kimileri beğenecek kimileri beğenmeyecek kimileri seyretme gereği bile duymadan eleştirecek. Tarihi konulara ilgili insanlarız ama sinemanın buna katkısı ölçülemeyecek kadar çok. Pek çok öğrenci sayfa sayfa bilgiye 2 saatlik bir filimde görsellik desteği ile ulaşabiliyor.
Tarih geçmişimiz bu tür yüzlerce sinema çalışmasına konu olabilir. Surları yıkan topların imalatında Urban ustanın adı geçiyor ama kızının olması ve başarıya imza atması ne kadar gerçek? Bence hiç önemli değil tarihi film izliyoruz diye noktası noktasına her şeyin yaşanmış olması bana göre pek dert değil. Yaşanma olasılığının olması film senaryosu için yeterlidir. İstanbul doğduğum şehir babamın da 1923 de doğduğu şehir ve halamın ve amcamın 1918 de doğduğu şehir. Osmanlı devletinin İmparatorluğa evrildiği şehir. Kostantiniyye'nin o zaman alınması ne kadar önemliymiş. Üsküdar, Kadıköy ve dahi Kosova ya kadar tüm Balkanlar Osmanlı toprağı olduğu halde İstanbul'un eksikliği çok önemliymiş ve alınması gerekliymiş. Yıllardır bildiğim ve anlattığım bir olay vardır bunu siz okuyucularımla paylaşmak istiyorum. ''İstanbul alınmadan önce Ortodoksların yaşadığı bir şehirken alındıktan sonra şehre Müslümanların yanında Anadolu'dan Ermenilerin de getirtilmesi İmparatorluğun tescillenmesi idi. Haçlı orduları defalarca İstanbul u yağmalamıştı aslında Müslümanlara karşı yapılan seferlerden İstanbul da zararlı çıkmıştı. Ortodokslar Vatikan ın dini rakibiydi o yüzden candan bir şekilde desteklemediler.'' Filmde bu gerçekler geri planda çok iyi işlenmiş. Ortodoks dini lider Vatikan'ın kontrolüne girmektense Türklerin kontrolü yeğdir diyor zaten.
Fethin hemen ardından Sultan Mehmed şehrin onarımına başladı. Amacı Doğu Roma'yı yıkmak değil onu Osmanlı yapısı içinde diriltmekti. Kuracağı imparatorluk bir İslâm devleti olmakla birlikte Doğu Roma gibi kozmopolit bir yapıya sahip olacaktı. Bu amaçla şehirde Rum Ortodoks Patrikhanesi, Ermeni Patrikhanesi ve Yahudi hahambaşı bulunması gerektiğine karar vermişti. 6 Ocak 1453'te Yorgo Skolaris'i yeni Ortodoks patriği olarak atandı. Bu yolla Mehmed Ortodoks kilsesiyle Katolik kilisesinin birleşmesini de engellemek istiyordu. Ayasofya camiye çevrildiğinden patriğe resmî makam yeri olarak Havariyun Kilisesi verilmişti. Aynı sıralarda şehirdeki yahudilerin hahambaşı olarak Moşe Kapsali atandı. 1461 yılında ise Bursa Psikoposu Hovakim İstanbul Ermeni Patriği olarak atandı.
Fatih Sultan Mehmed Theodosius Forumu'nun olduğu yerde ilk sarayının inşasını başlattı. Daha sonraki yıllarda Sarayburnu'nda Topkapı Sarayı'nı inşa ettirdi.
Şehzade Orhan meselesine gelince bu sorunun temelinde Fetret devri çatışan kardeşin torunu olan Orhan beyi tanıyalım.Orhan Çelebi ya da Şehzade Orhan, beşinci Osmanlı padişahı I. Mehmet'in (Çelebi Mehmet) ağabeyi olan Emir Süleyman'ın (Çelebi Süleyman) torunu. Emir Süleyman Fetret Devri padişahlarındandı ve iktidar mücadelesini kardeşlerine kaybetmişti. Orhan Çelebi bu nedenle Osmanlı saltanatında hak iddia etmiş, ayaklanmalar çıkarmış ve Bizans'a sığınmıştı.
Bizans İmparatorluğu sürekli Orhan Çelebi'yi Anadolu'ya gönderip ayaklanma çıkartma tehdidinde bulunuyor, bunun yapılmaması karşılığında Osmanlı'dan haraç alıyordu. Fatih Sultan Mehmed, bu parayı son iktidarı döneminde kesti. Orhan Çelebi, İstanbul'un II. Mehmed tarafından kuşatılması sırasında 600 kadar adamı ile şehrin Osmanlıya karşı savunmasında yer aldı. Adamlarını Yedikule'nin deniz tarafındaki surları ile Yenikapı'ya doğru olan sur silsilesinde konuşlandırdı.
Şehzade Orhan İstanbul düştükten sonra keşiş kılığında şehri terketmeye çalışırken yakalanıp idam edildi.
İstanbul'un fethinden sonra Osmanlılara bağlılığını bildiren ve ele geçirdiği bazı kaleleri geri veren Sırplar, Macarlar ile iş birliği yaparak yeniden düşmanlıklarını göstermeye başlamışlardı. Bunun üzerine 1454 -1457 arasında üç kez peşpeşe Sırbistan'a sefer düzenlendi. Belgrad dışındaki bütün Sırp toprakları ele geçirildi. Bir tek Sırbistan değil 1459 da Semadirek, 1461 Trabzon Rum Devleti, 1477 Kıram Hanlığı, 1463 Bosna, 1462Eflak,1475 Boğdan, 1467 arnavutluk,1466 ve 1471 Karaman beyliği 1473 Akkoyunlularla Oktukbeli savaşı ve Anadoluda Balkanlarda sağlam bir yayılma sağlanmıştı. Karamanlıları bir daha sorun yaratmamak üzere Balkanlara dağıtması da o dönemlerde başlamıştı. Osmanlılarda sorun çıkaranları göç ettirip sorunu bertaraf etme geleneği de bu yıllarda başlamış oldu. Filimde de bahsedildiği gibi Karamanoğulları beyleri bu yıllarda sürekli sorun yaratıyordu zira.
Fatis Sultan Mehmet sadece Konstantiniyye yi fetih etmekle kalmadı pek çok başka başarıya da imza attı anlayacağınız. İtalya topraklarında bile kaleler aldı.
Sonuç olarak bundan böyle filmin getireceği gişe hasılatının da üst seviyede olmasından dolayı bu tür pek çok yeni filimler göreceğiz galiba. Yönetmeni ve ekibi kutluyorum.
Yalçın SOYSEVİNÇ